M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İyilik ve Bozukluk Ölçüleri

İyilik ve Bozukluk Ölçüleri

ORTADOĞU iyiye mi gidiyor, kötüye mi?.. Türkiye iyiye mi gidiyor, kötüye mi?.. Dünya ve insanlık iyiye mi gidiyor, kötüye mi?..

Her şey kötü değil, iyi gelişmeler de var. Lakin kötülükler, iyiliklerden fazla ve “gemi” tehlikede.

İyinin ve kötünün kriterleri dindara ve dinsize göre değişir.

Bendeniz bir Müslüman olarak gidişatı hiç iyi görmüyorum.

İslamî kriterlere göre, çok büyük kötülükler ülkeyi ve toplumu sarmış vaziyette. Bunlar yok edilmeden, hiç olmazsa azaltılmadan düzelme olmaz.

Müslüman bir ülkede Müslümanların çoğunluğu bozulursa, tuz kokmuş olur ve durum çok kötüdür.

Müslümanlar nasıl bozulur?

En büyük kötülük onların dünyevîleşmesi, sekülerleşmesidir. Bütün şirk, küfür, nifak, şer güçleri Müslümanları dünyevîleştirmek için çalıyor.

Müslümanlar dünyaya dinden fazla önem verirse kıyametleri kopar. Terazilerinde dünya ağır basıyor, din hafif kalıyor. Bitmiş, batmıştır onlar.

Müslümanların itikatlarının bozulması çok vahim bir kötülüktür.

Müslüman bir toplumda namaz kılanlar, Ramazan orucu tutanlar azınlığa düşerse o toplum mânen çok hasta demektir.

Bir İslam toplumunun iyi veya kötü olup almadığının somut ölçüleri vardır.

Birincisi: Sabah namazlarında camilerdeki cemaat…

İkincisi: Müslüman kadın ve kızların kıyafetleri, hal ve tavırları.

Üçüncüsü: Cuma ezanı okununca dükkanların, işyerlerinin kapatılıp, ticarete alış verişe ara verilip mü’minlerin camilere gitmesi.

Dördüncüsü: Gerçek İslam medreselerinde icazetli ulema, fukaha, hademe-i hayrat yetiştirilmesi ve bunların Dine ve Ümmete Kur’ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlak ve hikmetine göre hizmet etmesi.

Beşincisi: İttihad-ı İslam, mü’minler arasında iman kardeşliği bağlarının sağlam olup olmaması.

Kur’an-ı Kerim’de “…Onlar namazı yitirdiler ve şehvetlerine uydular…” buyruluyor. Ölçü budur. Biz şehvetlerimize uymuş muyuz, azgınlıkların her türlüsü yaygın hale gelmiş mi, namaz kılanların oranı yüzde ona, bilemediniz on beşe düşmüş mü?

Müslüman bir toplumun ibadetleri, ahlakı, dinî hizmet ve gayretleri yeterli değilse; onu gökdelenler, hızlı trenler, AVM’ler, Boğaz ve Körfez köprüleri, lüks meskenler ve otomobiller, Marmaraylar, lüks yemekler, lüks oteller   kurtaramaz.

İslam toplumu şu temeller üzerinde yükselir: (1) İman… (2) Beş vakit namazın, halkın yüzde 95’i tarafından dosdoğru kılınması… (3) Her Müslümanın ilmihalini yeterli miktarda bilmesi ve bildiklerini hayata uygulaması… (4) Müslüman halkın, dünya hizmet ve vazifelerini yapar olduğu halde âhirete dönük olması, büyük yolculuğa hazırlanması… (5) Ümmet birliği… (6) İman kardeşliği… (7) Güçlü bir ulema ve fuqaha sınıfı… (8) Müslümanlara ahlak ve karakter terbiyesi veren tarikatlar ve  tasavvufî hizmetler… (9) Toplumda İslam ahlakının hâkim ve geçerli olması…

Bunları bendenizin hatırlatmasına lüzum bile yoktur. Muteber din kitaplarımızda hepsi yazılıdır.

Bu saydıklarımı büyük ölçüde yitiren Müslüman toplumlar, kendilerini ıslah için çalışmazlarsa darbe ve tokat yerler.

İnşaallah gaflet uykusundan uyanırız da toparlanırız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi