M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müslüman Olmak

Müslüman Olmak

UYANIK, şuurlu (bilinçli), vasıflı, medenî Müslüman olabilmek için nelere sahip olmalı, neler yapılmalıdır?

1. Hayatın, var olmanın değişmez gündeminin, birinci maddesinin İslam olduğunu kabul etmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. İslamı, dini ikinci plana atan veya gündeme hiç koymayan kimse gerçek Müslüman değil, sosyolojik musallâ Müslümanı olabilir.

2. İslamî eğitime çok önem vermeliyiz. Hem kendimize, ölünceye kadar dinî eğitim vermeli, verdirmeli, hem çocuklarımıza ve bütün topluma. Eğitimsiz İslam olmaz. 1400 seneden bu güne İslam, Müslümanlık eğitimle geldi. Bu eğitim olmazsa İslamın içi boşalır, Müslümanlık sarsılır yıkılır.

3. İslamı doğru olarak öğrenmeli ve bilmeliyiz..

4. Kur’an, Sünnet, cumhur-i ulema, icmâ-i ümmet, Sevad-ı Âzam dairesi içinde olmalıyız, Cadde-i Kübra’da yürümeliyiz. Çıkmaz yollara, dar patikalara sapmamalı, şazz görüşlere kapılmamalıyız.

5. Beş vakit namaza çok önem vermeli, dosdoğru kılmalıyız. Hayatı günde beş kez namazla durdurmalıyız.

6. Ehl-i Cemaat olmalıyız. Farz namazları cemaat içinde eda etmeliyiz.

7. Ümmet Müslümanı olmalıyız, Ümmet hassasiyeti ve şuuruna sahip olmalıyız; cemaat ve hizip holiganlıklarından, militanlıklarından, fanatizminden uzak bulunmalıyız.

8. Müslümanları sevmeli, desteklemeli, onların acılarını paylaşmalıyız.

9. Allah katında derecesi yüksek Müslümanın taqvalı Müslüman olduğunu bilmeliyiz ve taqvaya sarılmalıyız. Taqva ilimle, irfanla, ahlakla, ihlaslı, ihsanla, gerçek dindarlıkla olur.

10. Allah ile olan bütün işlerimizde ihlaslı olmalı; yaratıklarla olan işlerimizde âdil ve insaflı olmalıyız.

Yukarıda anlattıklarım sağlam bir din eğitimi ile verilir, kazandırılır, kazanılır.

Böyle bir eğitim verilmezse, verilemezse Müslümanlar koflaşır, içleri boşalır, boşalan yerlere zararlı fikirler, ideolojiler akımlar bid’atlar dolar.

Müslüman doğru inançlı kimsedir.

Müslüman doğru ve hak olan İslam kültürüne sahip olmalıdır.

Müslüman, aksiyon bakımından iyi işler (âmâl-i sâliha) yapan ahlaklı, faziletli, iyi bir insandır.

Müslüman güzel insandır. Ona bakan, onda İslamın güzelliklerinin tecellilerini görür.

Müslümanın faziletlerini, üstünlüklerini ve meziyetlerini, düşmanlarının bir kısmı bile kabul ve tasdik eder.

Cahillik, sapıklık, yamukluk Müslümanlıkla bir arada olmaz.

Müslüman ahlaksızlıktan, yalancılıktan, gıybetten, lâf gezdirmekten, tecessüsten (başkalarının gizli ayıp ve günahlarını araştırmaktan), hırsızlıktan, haram yemeden, nâhak yere kan dökmeden uzak olmalıdır.

İslam toplumu:

*Dünyanın en temiz, en şeffaf, en ahlaklı toplumu olmalıdır.

*Müslümanlar Kur’ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına, İslam hikmetine göre yaşamalıdır.

*Yabancılar, turistler, gayr-i müslimler Müslümanların üstünlüklerinden hisse kapıp ya Müslüman olmalıdır, yahut İslama ve Ümmete sempati beslemelidir.

Buluğ çağından ölümüze kadar var gücümüzle iyi, vasıflı, güçlü, örnek Müslüman olmaya çalışmalıyız.

*Bize bakan bizde İslamın nurlarını, ışıltılarını görmelidir.

Bunlar kuru edebiyatla olmaz.

İslamı doğru öğrenerek ve öğrendiklerimizi hayata uygulamak suretiyle olur.

Müşrikler, kafirler, münafıklar, onların içimizdeki ajanları İslam’ın içini boşaltmak, Müslümanları laf Müslümanı haline getirmek istiyorlar. Bunların tuzaklarına düşmeyelim.

Müslüman, İslamı yaşayan kimsedir.

İslamın zaruriyatını bilmeyen ve hayata uygulamayan Müslümanlar, taklidî de olsa sahih imanları varsa elbette Müslümandırlar ama onlarla İslam köyü olmaz İslam kasabası olmaz.

İslâm’ı yaşamak… İşte önemli mesele budur.

 

(İkinci yazı)

Dolapdere Bitpazarında

GEÇTİĞİMİZ Pazar günü hava güneşliydi, fazla bir soğuk yoktu. Eski kışları hatırlıyorum. On ikinci Kânun-i evvel ayında kar, kış, yakıcı soğuklar olurdu. Esnaf yolların kenarındaki karları kürer, kenara koyardı.

Evim ile ilgili, maddî olmayan birtakım sıkıntılarım ve üzüntülerim var. Stres atmak için Dolapdere bit pazarına gittim. Kitaplar, seramikler aldım. Satıcının biri çiçekli ebrular getirmiş. Bendeniz saat üçe doğru gitmiştim, iyileri satılmış, geri kalanlarından dokuzunu aldım. Mukavvaya yapıştırılmış, murakka yapılmış. Tanesine ne verdim biliyor musunuz? Beş lira!.. Bedava.

Bitpazarını gezerken, bir hanımefendi, siz Şevket Eygi misiniz diye sordu. Ayaküstü biraz sohbet ettik. Eşinin bir ayakkabı fabrikası varmış, iflas etmişler. Şimdi bitpazarlarını gezerek eğleniyormuş. Bana “Sizin bir yazınız var, her gün okuyorum…” dedi.

Bitpazarına bazı sosyetikler de geliyor.

Bundan iki hafta yakaları astragan, diğer yerleri de kürk kaplı eski bir kadın mantosu almıştım. Bir deri terzisi bulursam ondan harika bir seccade yaptıracağım. Yaka astraganlarıyla bir kalpak yapılabilir mi?

Alman Reclam Verlag yayınlarından dört sarı kitap bulup aldım. Bazı devlet büyüklerine bu küçük ve ucuz kitaplara benzer bir seri başlatılması için rapor göndereceğim.

Bir müddet önce bir hurdacıdan mermerden yapılmış eski bir kuyu bileziği almış, dükkanında bırakmıştım. Onu da bu sefer otomobile zor zahmet yerleştirdik.

Trafik korkunçtu. Evet bu trafiğe en yakışan sıfat korkunç’tur.

Otomobiller seller gibi akıyordu. Bazı sokakların iki tarafı park etmiş araba dolu. Bu hal daha ne kadar sürer? Sanırım bir sene sonra İstanbul patlayacak. Birilerinin umurunda mı bu?

İstanbulu bu hale getiren rantçılara beddua ede ede evime döndüm.

31.12.2015

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi