M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Haram Yiyenlerin Duası Makbul Olmaz

Haram Yiyenlerin Duası Makbul Olmaz

AŞERE-i Mübeşşere’den, yâni sağlığında Cennet ile müjdelenmiş on mübarek ve büyük sahabeden biri olan, Efendimizin çok yakınlarından, fedakâr dostlarından, İslam’a ve Kur’ana büyük hizmet etmiş Sa’d b. Ebi Vakkas radiyallahu anh hazretleri, Resûlullah Efendimize (Salat ve selam olsun ona), Allahu Teala’nın kendisini, duası kabul edilen bir kimse yapması için dua etmesini istirham edince, Resûlullah Efendimiz: “Ey Sa’d helâlden ye, duan kabul olsun” buyurdu. Gerçek İslam âlimleri şöyle demişlerdir: “Yenen yemeğin haram olması yüzünden, dua, ilâhî huzura çıkmadan gökte perdelenir, kalır.” (Hadîsi Mevlânâ takviminden aldım, hazırlayanlara teşekkür ediyorum.)

Helalinden kazanmak ve helalinden yemek İslam’ın temel prensiplerindendir.

Dini bilen icazetli ve muttaki gerçek alimlerin, fakihlerin, meşâyih-i kiram hazeratının; Müslüman halkı, helal kazanç ve helal yemek konusunda devamlı şekilde uyarması gerekir.

Zamanımızda, haramın (dolaylı da olsa) karışmadığı kazanç hemen hemen kalmamıştır.

Eskiden altın ve gümüş para vardı. Bugünkü para ise riba üzerine dayalı banknottur, kağıt paradır.

Yakın tarihimizde bazı evliyaullah, üzerlerinde resimli para olduğu halde namaz kılmamışlardır.

Bir Müslüman doğrudan doğruya riba muamelesi yapmasa bile dolaylı şekilde tozuna, kirine, pisliğine bulaşmaktadır. Riba yaman bir haramdır. Resulullah Efendimiz Müslümanların birbirleriyle riba muamelesi yapmasını, anasıyla zina etmekle bir tutmuştur.

Türkiyenin siyasî sistemi, birtakım bedbaht kadınlara seks köleliği yapmaları için yasal ve resmî vesikalar vermekte, bu kölelikten KDV ve gelir vergisi almakta, bu necis haram gelir bütçeye konmakta, Diyanet İşleri Başkanı’nın maaşı bile oradan verilmektedir.

Devletin kumar gelirleri vardır, kumar haramdır.

İslam fıkhını, Kur’anın ticaret ve üretimle ilgili kesin hükümlerini bilmeyen tâcirler, bâtıl ve haram alış verişler yaparak haram kazanmaktadır.

Halkın büyük bir kısmı, Şeriata aykırı olarak kesilmiş, necis olmuş etler tavuklar yiyerek haramla beslenmektedir.

Domuzdan aşağı birtakım adamlar Müslüman halka evcil domuz, yaban domuzu, eşek eti yedirmektir. Bu konuda devlet ve belediyeler vazifelerini yüzde yüz yapmamaktadır. (Ülkemizde büyük sayıda evcil domuz çiftliği var, büyük sayıda yaban domuzu vuruluyor, bunların etleri ne oluyor?)

Bazı ilaçlarda domuzdan çıkartılmış maddeler ve şarap bulunmaktadır.

Şeriata, Kur’ana, Sünnete aykırı Süslüman kadın kıyafetlerinden kazanılan paralar haramdır.

Gerçeğe uymayan reklam ve ilanlarla elde edilen kazançlar, işin içine yalan karıştığı ve müşteriler aldatıldığı için haram olmaktadır.

Hiç lüzum olmadığı halde bazı hastahanelerde, gelen her kişinin MR’ının çekilerek, yine lüzumu olmadığı halde tahliller yapılarak kazanılan paraların helal olduğunu kim iddia edebilir?

Bırakın haram kazançları, haram yiyecekleri; İslamda helalin bile hesabı vardır.

Bu konuda çok düşündürücü bir hadîsin meâli:

“Kim helâl dünya malını, insanlara karşı övünmek ve kenarda yığarak böbürlenmek için elde etmeye çalışırsa, Yüce Allah’ın gazabına uğramış olarak O’nun huzuruna çıkar.” (Beyhakî)

Ölçü şudur: Haramın azabı, helalin hesabı vardır. Müslüman bu ölçüyü hatırından bir an bile çıkartmayacaktır.

Aşırı lüks, aşırı konfor, aşırı tüketim, saray yavrusu evler, pahalı otomobiller, pahalı ve lüzumsuz mobilya, lüks konaklama, yeme içme, giyim kuşam; bunlar gurura, kibre, caka satmaya, nefs-i emmâre köleliğine yol açtığı için harama girer.

Yeterli din kültürüne sahip olmayan Müslümanlar, kenz’in yâni helal da olsa, parayı bir kenara koyup istiflemenin yığmanın haram olduğunu bilmiyor.

Resulullah Efendimiz, en değerli bir sahabesine bile, haram yersen, haramla beslenirsen duaların makbul olmaz diyerek; bin dört yüz yılın ötesinden biz Ümmetine nasihat etmekte, hepimizi uyarmaktadır.

Haram yemenin yaygın hale gelmesi doğrusu çok büyük bir azgınlıktır.

Allahü Teala hazretleri haram kazançtan, haram yemeden, gururdan, kibirden razı olmaz.

Haram kazananların, haram yiyenlerin duaları makbul olmaz.

Bu halk nasıl eğitilecek, nasıl uyarılacak, nasıl aydınlatılacak, haram kazançlarla, haram yemekle nasıl mücadele edilecek?

Haram yemenin önlenmesi için Fütüvvet Ahlakı Teşkilatı kurulması zorunludur.

Bu konuda en büyük vebal Diyanet’in üzerindedir.

Nafile bir ibadet olan Umre ticaretini bıraksalar ve bu gibi temel konularla meşgul olsalar iyi olur.

(Bazılarının lüks, gösterişli, reklamlı, israflı umre seyahatleri; din ahlakına aykırıdır. Nafile bir ibadet olduğu için umrenin reklamsız yapılması gerekir. “Ben umreye gidiyorum, ben umreden geldim, umre de umre…” edebiyatı… Mekke’de Medine’de lüks ve pahalı otellerde konaklamak, açık büfelerden tabağını tepeleme doldurup sonra bir kısmını yemeyip çöpe atılmasına sebep olmak… Böyle şeyler ihlasla bağdaşmaz.)

17.01.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi