M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkiye’de On Gerçek Aydın Var mıdır Acaba?

Türkiye’de On Gerçek Aydın Var mıdır Acaba?

AKADEMİSYEN, profesör, doçent olmakla kişi aydın olmaz. Aydın olmanın, olmazsa olmaz şartları vardır.

***

Hiçbir aydın para, madde, menfaat, makam mevki karşılığında; yalakalık, yağcılık, meddahlık, dalkavukluk yapmaz. Dünya kadar kültürü olsa bile yağcı kişi aydın olamaz.

***

Devlet ile rejim düzen sistem arasındaki farkı ayırt edemeyen, devlet ile rejimi özdeşleştiren kişi aydın değildir.

***

Aydın bütün kötü ideolojilere karşı olan kimsedir. Buna resmî ideoloji de dahildir. M. Kemal’in ölümünden sonra Dönmeler ve Kriptolar tarafından fabrika edilmiş bozuk ve bâtıl Kemalizm ideolojisine ve bu ideolojinin meydana getirdiği kopukluğa taraftar kişi aydın değildir. Kemalist aydın olmaz.

***

Sadece doktor, mühendis, hukukçu olmak da aydın olmaya yetmez. Mehmed Âkif veterinerdi ve aynı zamanda aydındı. Çünkü onda aydın olmak için gerekli şartlar mevcuttu.

***

Aydının doğru, dürüst, haysiyetli, gerçek vatansever (yalancısı, sahtesi çoktur) olması gerekir. Eğri, yamuk, sahtekar kimse aydın değildir.

***

Aydınımtrak, aydınımsı, kendini aydın gibi gösteren ama olmayan kimseler aydın değildir.

***

Mantık kültürüne sahip olmayan kimseler aydın olamaz.

***

Üç yüz kelimelik günlük sokak çarşı pazar iletişim Türkçesiyle aydın olunmaz. Yazılı edebî zengin Türkçe bilmek gerekir.

***

Üniversite bitirmiş herkesi aydın sananlara şaşılır.

***

Darvinistten aydın olmaz.

***

Seksen milyonluk Türkiyede on gerçek ve yüksek aydın var mıdır acaba? (Bendeniz kendime aydın demekten hayâ ederim. Okur yazar bir vatandaşım, o kadar…)

***

Haram kazanç elde eden, haram yiyen, haramla zengin olan bir Müslüman, haramı helal görmediği müddetçe, günahkar bir Müslüman olabilir ama asla aydın bir Müslüman olamaz.

***

Ülkesindeki, dünyadaki kötülüklere karşı muhalif olmayan bir kimse aydın olamaz.

***

Aydın, riyasete ve emanete talip olmaz. Matlub (istenen) olursa, ehil değilse kabul etmez.

***

Âdil olmayan kimse aydın olamaz.

***

Aydın hikmet (bilgelik) sahibidir.

***

Ülkemizde 1924’ten sonra yapılan zulümleri, şenaatleri, kıyımları, hak ve hürriyet ihlallerini, insanların inançları, düşünceleri, kanaatleri yüzünden idam edilmesini; öven, beğenen, savunan, destekleyen insanlar kesinlikle aydın değildir.

***

Laikliği bâtıl bir din haline getirmiş laikçinin ne kadar ilmi, uzmanlığı, kültürü olursa olsun, o bir aydın değildir.

***

Bir İslam ülkesi olan, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiyede; militanca, fanatikçe, holiganca İslam düşmanlığı yapan kişi aydın olamaz.

***

İki kimlikli Kriptoların bazısı kültürlü olabilir ama aydın olamazlar. Çünkü aydın kişi, dıştan Müslüman görünüp, içinde başka din taşımaz. Tek kimlikli olur.

***

İstisnâî haller ve durumlar dışında aydın taqiyye ve kitman yapmaz.

***

Aydın kibrit-i ahmer gibi ender bulunan bir insandır.

***

Herkesin aydın geçindiği, aydın sanıldığı bir ülkede güneş doğmaz.

***

Bilgi boyutu, aksiyon (ahlak etik), estetik güzellik boyutu güdük olan kimse aydın değildir.

***

Elinde az çok hürriyet ve imkan olduğu halde kötülükleri yermeyen kişi aydın değildir.

***

Din sömürüsü yapan sahte ve münafık rezilden aydın olmaz.

***

Vaktiyle bu milletin ve ülkenin şapka giymekle muasır (çağdaş) medeniyet ufuklarına fırlayacağını sananlar aydın değildi.

***

Kendi çok zor, çok çetrefil, öğretilmesi ve öğrenilmesi müşkül millî yazılarıyla; Japonlar ilimlerde, fenlerde, sanatta, düşüncede, sanayide harikalar meydana getirdiler; Latin alfabesini alan Türkiye ise, Japonlara nispetle nal topladı. Aydın kişi bunu görür ve bilir. Türkiyedeki Latinciler aydın olamaz.

***

Aydın’lığı kendinden menkul yani ben aydınım diye davul çalıp duranlar, kendi reklamlarını yapanlar gerçek aydın değildir. Çünkü gerçek aydın kendine aydın demez.

***

Aydın hak bildiği yolda tek başına kalsa da yürür.

***

Dönek, rüzgar fırıldağı, bukalemun, gökkuşağı gibi rengârenk kişilerden aydın olmaz.

 

(İkinci yazı)

Gerçek Sofu ve Dindar Olmak

SOFU, dindar, sâlih, faziletli geçinen birine:

Gerçekten dindar olmak istiyorsanız şu hususlara dikkat etmeniz gerekir: Gıybet etmeyeceksiniz… Yalan söylemeyeceksiniz… Kendinizi beğenmeyecek ve övmeyeceksiniz… Haram kazanç elde etmeyeceksiniz ve haram yemeyeceksiniz… Emanetlerin hakkını vereceksiniz, onlara hıyanet etmeyeceksiniz… Beş vakit namaz kılacaksınız… Umreye gidebilirsiniz ama bu nafile ibadeti ihlasla yapacaksanız; umreyi lüks ve ihtişamlı turistik seyahate çevirmeyeceksiniz… İlmihalinizi öğrenecek ve öğrendiğiniz bilgileri hayata uygulayacaksınız… Kur’an, Peygamber ahlakı ile ahlaklı olacaksanız… Her türlü beyinsizlikten, azgınlıktan, fısk ve fücurdan uzak duracaksınız… Kamuda veya özelde memur ve işçi iseniz işinizi savsaklamayacaksınız… Patron iseniz çalıştırdıklarınıza adaletle muamele edeceksiniz ve haklarını vereceksiniz… Gevezelik ve zevzeklik yapmayacaksınız… Cemaat tarikat hizip fırka sekt holiganlığı ve militanlığı yapmayacaksınız… Uçmayanları uçurmayacaksınız… Ruhbanları erbab haline getirip putlaştırmayacaksanız…

Sofu ve dindar görünmekle iş bitmez… Önemli olan göründüğü gibi olmaktır.

Beni bağışlamanızı diler, selam ve hürmetler ederim efendim.

23.01.2016   

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi