M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Beyazlar ve Onlara Benzeyen Yeşiller

Beyazlar ve Onlara Benzeyen Yeşiller

ONLAR medenî insanlar değil, uygar kişilerdir. Hayat felsefeleri, özellikleri nelerdir?

1. Paraya, bol gelire, zenginliğe, lükse put gibi taparlar.

2. Onlarda helal ve haram kavramı yoktur. Para paradır, helal de olsa haram da olsa fark etmez. Onlara göre, haram on bin lira, helal bin liradan iyidir, çünkü rakam olarak çoktur.

3. Onlarda iffet ve hayâ kavram ve değerleri yoktur. Hepsi için söylemem ama bazıları eş değiştirmeyi bile mübah görür.

4. Müslüman isimleri taşırlar, ölünce cenazeleri camiye getirilir, tabutları musallâ taşına konur, namazları kılınır ama onların çoğunun alnı ömürlerinde bir kere bile secdeye varmamıştır.

5. İslamı din olarak kabul etmezler, hükümlerini ve kriterlerini hayata uygulamazlar.

6. Sorarsanız yarım ağızla biz de Müslümanız derler ama çoğu İslama savaş ilan etmiştir.

7. Kur’an nizamını gericilik olarak görürler.

8. Onlar azılı Deccal taraftarıdır.

9. Lükse, israfa, ihtişama, aşırı konfora, aşırı tüketime bayılırlar.

10. Gerçek demokrasi istemezler, Demokrasi memokrasi derler ama asıl taraftar oldukları rejim egemen azınlık vesayet sistemidir.

11. Bir insanın ve toplumun şapka giymekle medenî olacağını sanacak derecede geri zekalıdırlar.

12. Japonların, öğretilmesi ve öğrenilmesi çok zor, son derece çetrefil kendi millî yazılarıyla ilimlerde, fenlerde, sanatta, tefekkürde, sanayide, üretimde, ticarette harikalar meydana getirmiş olmasını; bizim Latin yazısıyla onların çok gerisinde kalmış olmamızı anlayıp idrak edip muhakeme edemezler.

13. Türkiyenin çoğunluğunu ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, zenci, parya olarak görürler ve alabildiğine hakaret ederler.

14. İngiltere’ye aşıktırlar ama orada krallık olduğunu, 1952’den beri ayrı hükümdarın başta bulunduğunu, orada kesinlikle laiklik olmadığını, din devlet birliği olduğunu, kraliçenin hem devlet hem Anglikan kilisesi başkanı olduğunu, Büyük Britanya kısmındaki kolejlerde 1944’ten beri her ders günü sabahleyin okul kilisesinde ayin yapıldığını, buna katılmanın mecburî olduğunu, orada şu anda 85 Şeriat mahkemesinin faaliyette bulunduğunu bilmezlikten gelirler ve laiklik olmazsa demokrasi de olmaz aptalca sözünü çatlak plak gibi tekrar edip dururlar.

15. Onlar da Türkiye’yi kendi açılarından sever ve korumaya çalışırlar ama bu sevgileri ve korumaları, bir mandıra sahibinin mandırasını ve ineklerini sevmesine, korumasına benzer.

**

Yukarıda on beş özelliğini saydığım bu beyaz sarı pembe Türkler zümresi, beyin yıkamak suretiyle bazı karpuz gibi dışı yeşil yarı mühtedi Müslümanları da kendine benzetmiştir. Onlar da paraya tapmaya, helal haram demeden kazanmaya, lüks yaşamaya, saçıp savurmaya, İslama Kurana Sünnete Şeriata ahlaka her haltı yemeye başlamışlardır.

Bu yeşiller, lâf ile Beyazları tenkit etseler bile onlara benzemişler ve onların yolundan gitmeye başlamışlardır.

Beyazların, Dönmelerin, Deccalperestlerin lüks şeytanî hayatı Yeşilleri cezb etmiş, onları sanki büyülemiştir.

İşte bu Beyazlar ve onlara benzeyen, onların dümen suyundan giden sapıtmış ve şaşırmış Yeşiller, zahirde zıt gibi görünseler de esasta birdirler.

Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) “Bir kavme (topluma) benzeyen onlardan olur” buyurmuştur. Bu hadîsin ışığında benzemiş, benzetilmiş Yeşillerin hali, islamî kriterlere göre hiç de parlak değildir.

İnşaallah sevgili Türkiye’miz bu Beyazların ve Yeşillerin beyinsizliklerinin kurbanı olmaz.

 

(İkinci yazı)

Şundan Bundan

Bir kedi ile bir köpek dost olmuşlar. Kedi köpeğe yaslanmış huzur ve güven içinde uyuyor… İşte güzel bir haber. Keşke biz insanlar, bilhassa Müslümanlar da birbirimizle bu kedi ve köpek gibi dost olabilsek.

Doğal gaz çok pahalı ısıtıyormuş… Bu beni ilgilendirmez. Çünkü doğal gaz ile ısınmıyorum.

Altın fiyatları yükselmiş mi, alçalmış mı, bilmiyorum. Altın beni ilgilendirmez. Altınım yoktur.

Pazar günü Dolapdere Bitpazarına gittim, yirmi kadar kitap aldım. İki de küçük süs yastığı kılıfı…

Dönüşte, Kasımpaşa’da Marla pastahanesinde sütlü kahve içtim. Sahibi Hür beyi çok takdir ederim. Tatlı satarken, önce kutunun ağırlığını tartar, net ağırlıkta tatlı verir. (Bahariye cad. Eski Bayram Yeri sok. no 14 Kasımpaşa)

Akşemseddin caddesinde bir Suriye lokantasının açılışına gittim. Hafta içinde gidip orada yemek yiyeceğim ve size tanıtacağım.

İkindi namazını Mimar Sinan yapısı bir camide kıldım. İç dekorasyonunu beğenmedim. Bir Mimar Sinan camii böyle mi olmalı?

Üniversitede okuyan bir gençle tanıştım. Yönelttiğim ilmihal sorusunu (Allahü Tealanın on dört sıfatını) bildi. Cebinde namaz takkesi vardı, bendenizden geçerli not aldı. Ney dersleri alıyormuş. Beş vakit namazını kılıyormuş. Mesnevî derslerine gidiyormuş. Ona Osmanlıcayı mükemmel şekilde, geleneksel islamî sanatlarımızdan birini öğrenmesini tavsiye ettim.

Acemin Kahvesi’nde, mimarlık okuyan bir genç ve arkadaşları ile sohbet ettim. Mimar olacak gence “Bir Mimarlık Öğrencisine” başlıklı yazımı mail ile gönderdim.

Bu hafta, uzun ömrüm boyunca başıma hiç gelmemiş, çok üzücü bir hadise oldu. Onu size anlatmayacağım. Sarsıntısını atlatmaya çalışıyorum.

Bu hafta içinde bir yatsı namazını küçük bir camide kıldım. Yerdeki halılar o kadar kaba idi ki, fıkhın secde ile ilgili şartları yerine geldi mi bilemedim.

Hırka-i Şerif Camii civarındaki ara sokaktaki bir sarık takke dükkanından (sahibi Suriyeli) on liraya Suriye işi bir takke satın aldım. Birkaç metre karelik küçücük dükkana 500 lira kira ödüyormuş. Tekrar gideceğim, katkıda bulunmak için biraz alış veriş yapacağım.

İki ay önce sipariş ettiğim altı hattan, beşi geldi. Bunları, fotoşopla tezhipletip bastırmak istiyorum.

 

18.02.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi