M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Yazılarım Kıymetlidir Demem, Konuları Çok Önemlidir Derim

Yazılarım Kıymetlidir Demem, Konuları Çok Önemlidir Derim

YAZILARIM kıymetlidir demem… Böyle bir şey kendimi övmek olur ki, ahlakıma uymaz. Diyebileceğim şudur: Yazılarımın konuları çok önemlidir… Gerçekten, çok önemli ve zarurî konulara temas ettiğimi sanıyorum.

Dikkat buyurulursa görülür ki: Günlük gelip geçici, yüzeysel, yirmi dört saat ömrü olan politika ve magazin konularını ele almıyorum.

İsterim ki, bugün yazdığım yazı on sene, yirmi, otuz, elli sonra bile okunabilsin, kalıcı olsun.

Polemiklerden hiç hoşlanmam.

Sosyal ve kültürel açıdan muhalifim ama aşırı, olumsuz, yıkıcı, gemiyi batırıcı siyasî muhalefetten uzak dururum.

Yağcılıktan, yalakalıktan, meddahlıktan nefret ederim.

Büyük adamların övgüye ihtiyacı yoktur. Küçük adamlar ise, ne kadar övülseler büyümezler.

Yazan bir kimsenin âdil, insaflı olması gerekir. Âdil bir yazar olmak isterim, zâlim olmak istemem.

Ne yüksek sesle, ne içimden ben aydınım demem. Okur yazar bir insanım, bu sıfat bendenize yeter. Okur yazar olduğuma dair yemin etsem başım ağrımaz.

Müslüman bir yazar olarak şu kurallara dikkat etmem gerektiğimi bilirim:

Doğru, dürüst, âdil olmalıyım.

Doğruların içine yalan karıştırmamalıyım.

Dinime, Kitabıma, Peygamberime, Şeriatime, Ümmetime hizmet etmeliyim.

Mukaddesatı kendi şahsî menfaatlerime, benliğime, siyasî nüfuz elde etmeye, üne, alkışa âlet etmemeliyim.

İnançlarımı, fikir ve görüşlerimi paylaşmayan bazı vasıflı ve insaflı karşıt ve düşmanlarımın da güvenini kazanabilmeliyim. Onlardan birkaçına “Adam çağ dışı ama dosdoğru biri…” dedirtebilirsem ne mutlu bana.

Müslüman olarak, isim vermemek, anonim kalmak şartıyla özeleştiri yapmayı vazife bilirim.

Haklı tenkitlere uğradığım vakit bunları kabul etmeliyim.

Tenkitler haksız olursa tahammül etmeliyim. Polemik yaparsam bendeniz kaybederim.

Gazetecilik, yazarlık konusunda az da olsa bir hizmetim oluyorsa (ki buna ben karar veremem) bunları ihlasla yapmalıyım, ihlasa gölge düşüren şeylerden uzak durmalıyım.

İhlas bir sır olduğu için kendim için, ucuz ve kolay tarafından ihlaslıyım dememeliyim.

Dinimden, davamdan tâviz=ödün vermemeliyim.

Kendimi, Nasreddin Hoca’nın biniti için dediği gibi dünyanın merkezi sanmamalıyım.

Dinî islamî konularda kendi re’y ve hevam ile konuşup yazmamalıyım, Ehl-i Sünnete bağlı kalmalıyım.

İnsan mekana bağlı olduğu için ülkemin, halkımın menfaatlerini korumalı, islamî mânada vatansever olmalıyım.

Müslüman bir yazar olarak, mâruf ile emr etmeliyim, münkerden alıkoymalıyım.

Ehl-i Sünnet mensubu olduğum için kadere iman etmeliyim.

Var gücümle İttihad-ı İslam, din ve iman kardeşliği, Ümmet birliği için çalışmalıyım.

İmamet-i kübra, Hilafet-i uzma, râşid Halifeye biat ve itaat propagandası yapmalıyım.

Fırka-ı Nâciyeyi savunmalı, halkı bid’at ve dalâlet fırkalarına karşı uyarmalıyım.

Nefsime pâye vermemeli, kendimi övmemeli, kendimi cümleden ednâ bilmeliyim.

Dine ve Ümmete bir hizmetim oluyorsa, bunun ücret ve mükafatını halktan değil, Hâliq-i müteâl hazretlerinden istemeli ve beklemeliyim.

Bu saydığım temel prensipleri hayata geçirebiliyor muyum? Bu hususta fakir hüküm veremez.

31.05.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi