M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Fakiri İlgilendirmez

Fakiri İlgilendirmez

* On bir milyon vatandaşı ilgilendiren önemli cep telefonugelişmesi…Bu haber bendenizi hiç ilgilendirmez. Telefonum, satmaya kalksam, yirmi lira etmez bir Nokia’dır. Bilgisayarlı veya bilgisayarsız cep telefonunu sevmem, dışarıya çıkarken yanıma almam. Bu cihaza hiç önem vermem. Cep telefonu bağımlısı ve hastası değilim çok şükür.

* Fâizler bir iniyor, bir çıkıyormuş. Fâiz faiz fâiz… Fâiz aşağı fâiz yukarı… Bir Müslüman olarak fâizden nefret ederim. Fâiz Kur’anla, Sünnetle, icmâ ile kesin haramdır. Fâiz helaldir diyen dinden çıkar. Fâiz haberlerini okumam. Riba anasıyla zina etmek kadar çirkin bir günahtır. Gırtlağına kadar ribayabatanMüslüman bir toplum batar.

* Bir oyuncu mu, manken mi neyse iftiharla ilan etmiş: Ben hâmileyim demiş.Birtakım pagan, Dönme, ateist, laik, …ist gazete ve tv’ler bu haberi, mal bulmuş mağribî gibi sahiplenmişler… Yahu bir kadının ben hamileyim diyereklam yapması ayıptır.Bunları haber yapmak yine ayıptır… Bu haberleri tepki göstermeden zevkle içer gibi okuyanlara ne demeli

* Ülkemizde yüzde yüz yerli malı insansız hava araçları yapılıyormuş, bu büyük bir gelişme imiş, falan filân… Güzel… Tebrik ederim de, hani Güney Kore’ninkiler gibi, dünyanın her yerinde görülenyüzde yüz yerli ve millî mükemmel otomobillerimiz

* Anarşistlerin, darbecilerin, fitne ve fesatçıların liseleri karıştırma planları uygulamaya konuluyor. Bunlar bilgelik ve hukuk çerçevesi içinde önlenmezse yeni GEZİ’lerle karşılaşabilir ve Allah saklasın Ukrayna’yadönebiliriz.

* Ülkemizin gizli cennetlerinden biri iç turizmciler tarafından keşf edilmiş ve tatilciler oraya akın etmeye başlamış… Kısa zamanda cehenneme çevirirler.

* En çok yanılan kimse, ben hiç yanılmam diyendir.

* Trafik belâsı ve otoparkproblemi yüzünden eski İstanbul’u gezemiyorum, yeni keşifler yapamıyorum. Yemekleri lezzetli basit bir lokanta, kıyıda köşede kalmış ama çayıve pastası nefisbir pastahâne, yöresel gıda maddeleri satan bir dükkan, eskiden kalmış birkaç güzel İstanbul evi… Bunlarhızla hayal oluyor.

* İki saat çay içilip edebiyat, tarih, sanat, tasavvuf, mimarlıkkonularında sohbet edilecek ve bu müddet zarfında hiç siyasetten bahs edilmeyecek ve gıybet edilmeyecek…Mümkün bir şey midir bu

* Üniversiteli Müslüman bir gençle tanıştım. Osmanlıca hiç bilmiyormuş, elifi görse mertek sanıyormuş. Kendisinden üç satırlık bir malumat yazmasını istedim, bir tarafı fare yemiş gibi yırtık bir kağıda üç satır karaladı, el yazısı pek ilkel ve çirkindi.Osmanlıca öğrenmeyi düşünür müsünüz dedim. Şu anda vaktim yok cevabını verdi… Onave onu yetiştirenlere çok üzüldüm ve acıdım. Zavallılar.

* Cemaatler ve tarikatlar ticaret yapmamalı; holding, büyük anonim şirket, bankagibiçalışmamalıymış. Çok isabetli bir fikirdir bu. Diyanet İşleri Başkanlığı da büyük gelir getiren hac ve umre turizmi işlerini özel kuruluşlara bırakmalı,asıl dinî hizmetlereyönelmelidir.

* İki kişi veya iki kesim arasında kavga çıkarsa, yüzde 99iki taraf da kabahatlidir.Taraflardan birinin kendisini Zemzem’le yıkanmış gibi temiz göstermesine aldanılmamalıdır.

* Özeleştiri yapmayan, yapamayan fertler, gruplar problemlerini halledemez. Bizim hiç kusurumuz, kabahatimiz yok, suç hep karşıtlarımızda zihniyeti batırır ve bitirir.

* Müteşebbis bir hanımefendi,üzeri naylon örtülü küçük bir mekânda solucan yetiştirerek para kazanıyormuş. Medya bu başarıdan iftiharla bahs ediyor. Buna benzer başka haberler de var. Bir öğrenci sulu bir limona iki çivi batırmış,çıkan mikro enerji ile minicik bir ampul yanmış…Ne basit şeylerle övünüyoruz.

09.10.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi