M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hakaret Çeşitleri

Hakaret Çeşitleri

(Bugün cumartesi saat 14 ile 17 arasında Ayasofya camii önündeki BEDİR Yayınevi standında kitap imzalayacağım.)

Kaç çeşit hakaret vardır? Birincisi: Ayı gibi homurdanır. Adice, seviyesizce bağırır, böğürür, söver sayar… İkincisi: Küfür etmeden hakaret eder ama yine seviye düşüktür… Üçüncüsü: Edebiyat bilen bir insandır. Sövmeden saymadan, mesela Ziya Paşa’dan münasip bir beyit okuyarak tahkir eder… Bugün Türkiye’deki hakaretler acaba hangi türdendir?

**

Demokrasilerde muhalefet yapılmalıdır. Muhalefet ikiye ayrılır, olumlu ve olumsuz muhalefet. En kötü muhalefet kaptana kızıp gemiyi batıracak, pilota kızıp uçağı düşürecek çılgın muhalefettir. Böylesi mutlaka önlenmelidir. En iyi muhalefet efendice yapılan olumlu muhalefettir.

**

Bir insanın içyüzü, öfkeli olduğu zaman ortaya çıkar.

**

Muhalefetin faziletlisi ve faziletsizi vardır.

**

En büyük köprü… En büyük baraj… En büyük gökdelen… En büyük havaalanı... En büyük adalet sarayı… En büyük cezaevi… Bunlarla övünmek bilgeliğe uymaz.

**

Bir gram ilim, irfan, kültür, sanat, bilgelik bir ton gevezelikten, zevzeklikten, dedikodudan üstündür.

**

Türkiye’nin zenginleşmesini istiyorsak kanaatli yaşamalıyız. Kanaat tükenmez bir hazinedir.

**

Evinin salonunda, ofisinde Milli ve İslami sanat eserleri, hüsn-i hat levhaları, hilyeler, el dokuması kök boyalı halılar, çeşm-i bülbüller bulunmayan Müslüman bir zengin aslında çok fakir bir insandır.

**

Pek cahil birine: Cahilliğinin sırıtmaması için çeneni kapatman senin için ne iyi olur.

**

Bizim zamane dindarı, gece geç vakitlere kadar açık oturum seyretmiş sonra bitap düşmüş derin bir uykuya dalmış sabah namazına kalkamamış. Televizyonun 1007 zararından bir tanesi…

**

Asiller kuyrukta… Vekiller VIP salonunda keyif çatıyor… Demokratik apartheid.

**

Keşke insanlar birbirlerini kedilerin insanları sevdiği kadar sevebilseler.

**

Birkaç terapi/tedavi sayayım: (1) Faydalı kitaplar okumak... (2) Parkın içindeki büyük havuzda kuğuları, yeşilbaşlı ördekleri ve kazları seyretmek… (3) Istıranca dağlarına veya Beykoz ormanlarına giderek mangalsız piknik yapmak. (Mangallı piknik yapılırsa terapi olmaz). Çay için ormanı yakmamak şartıyla tüp kullanılabilir… (4) Âlim, arif, kâmil, bilge kişilerle sohbet etmek…

**

Bunu nasıl becerdiler anlayamıyorum: Bunca akıllı insanı, bu kadar salak, geri zekâlı, uyurgezer hale getirmeyi nasıl becerdiler?..

**

Adamın işleri bozulmuş karısına fazla mutfak masrafları için fazla para verememiş kadın akşam yemeği olarak patates, meyhane pilavı pişirmiş sonra ağlaya ağlaya halinden şikâyet etmiş. Akılsız karı!

**

Bazıları için ot gibi yaşadı deniyor. Otlar, yaratılış gayesinden habersiz o sefillerden bin kere üstündür.

**

Çocuk yetim, çok fakir biraz harçlığa ihtiyacı var. Sokaklarda bir şeyler satmaya kalksa sattırmıyorlar. Part-time iş bulamıyor devlet sigorta istiyor. Bu zavallı yetim ne yapacak?..

**

Eğitimde önemli olan kelle sayısı, keyfiyet değil kalitedir. Bir Bengal kaplanı bin tekir kediden kıymetlidir. Bir ton balığı on bin hamsiden daha ağırdır.

**

O kaba saba adamdan böğürtüler, homurtular, gurultular, şapırtılar, hayvani sesler, horultular geliyordu.

**

Dernek iki milyon liraya yeni bir cami yapmış. Bina bitince Diyanet’e müracaat etmişler “bir imam tayin edin” demişler… Cami için iki milyon lira harandıysa ehliyetli liyakatli vasıflı kâmil faziletli meziyetli bir imam yetiştirmek için dört milyon lira harcanması gerekirdi.

**

Ramazan geldi bakalım bu sene içkili ve fuhuşlu mekânlarda lüks, israflı, gösterişli, tantanalı iftar ziyafetleri verilecek mi?

**

Aynen olmuştur: Bir grup Türk umreci otel lobisinde futbol maçı seyrediyor. Gol atılınca hepsi birden çılgınca dört gooool diye haykırıyor. Beyler umreniz mübarek olsun.

**

Cebindeki defteri çıkarttı, kibar nazik görgülü ince ruhlu bir Müslüman’ın yapmayacağı bir şey yaptı: Defterden bir sayfa yırttı… Sayfanın üç tarafı düzgün, yırtık kısmı fare yemiş gibi tırtıklı.

**

Başkalarının gizli ayıp ve günahlarını araştıran mütecessise: Allah-u Teâlâ senin canını o ayıpları ve günahları işlemeden almayacaktır. Hadis-i Şerifte böyle buyruluyor.

**

Zamanımızda yaygın hale geldi: Siz bayram haftası diyorsunuz o sandal tahtası anlıyor.

**

Türkçe Cuma Hutbesi okumak bid’at… Türkiye’de İngilizce hutbe okumak katmerli bid’at.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi