M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

IŞİD terörü bitti mi?

IŞİD terörü bitti mi?

SURİYE’DE 215 kişinin öldüğü son terör saldırılarını IŞİD üstlenmiş. Hani o bitmişti? Maalesef terör bitmiyor, biteceğe de benzemiyor. Terör neticedir, onun sebepleri vardır. Bu sebepleri bilen, onlara inen kaç kişi vardır? Bizdeki PKK terörü de 1984’ten beri bitmiyor.

***

Trakya’da Bulgar sınırına çok yakın bir köye gittim. Her şey bitmiş, hayat durmuştu sanki. Nüfus çok azalmıştı. Okulu kapanmıştı. Yedi çocuk, servisle civardaki bir okula gidip geliyormuş. Camii vardı, imamı yoktu. Bağ bahçe bostan yoktu. Köy kahvesinin önünde biri çeşitli reçeller satıyordu. Tarhana pekmez yapıp satanlar da varmış. Köyün durumu bana pek iç açıcı gelmedi.

***

Kumkapı’da yeni bir lokanta keşf ettim. Sahipleri Ahıska Türk’ü, Özbek yemekleri yapıyorlar. Hem lokanta hem kafe. Akşam yemeği olarak etli çorba ile Özbek pilavı yedik. Limonlu yeşil çay içtik. Üstüne Özbek pastası...

***

Cadde boyunca iki yanda yüzlerce, belki de binlerce otomobil park etmiş. Bunlardan birkaç tanesini çekici ile kaldırıyorlar, sahiplerinden 70’er lira ceza alıyorlar. Bununla da trafiği düzelttiklerini sanıyorlar. (Çok lüks, çok afilli, çok fiyakalı otomobilleri çekmiyorlar. Dişli birine, mesela bir babaya, azılı bir rantçıya ait olabilir...)

***

Hangi şehirde olduğunu unuttum. Bir yerde zavallı sokak kedilerini zehirleyip öldürmüşler.  Kimler öldürmüş? İnsan kılıklı canavarlar. O kedilerin âhı onları yere serecektir. Ne zaman? Vakt-i merhunu geldiği zaman. Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Kedileri bırakın da suçluları, magandaları, haydutları tepeleyin.

***

Kumkapı, Yenikapı tarafları Babil kulesi gibi. Yetmiş iki milletten insan yaşıyor.  Bir polisin dediğine göre orada aşırı suç işleniyormuş. Afrika’nın Filan ülkesinden geliyor, Kumkapı’da karı satıyor... Liberal global kapitalizm.

***

Afrikalıların çoğunluğu iyi insanlar. Yine Kumkapı’daki bir marketten alış veriş yaparken uzun boylu bir siyahî ile tanıştım. Senegalliyim dedi. Öyleyse ya Muridizm’e, yahut Ticaniliğe bağlısındır dedim, Ticaniymiş. Senegal bu iki tarikatın hâkimiyeti altında.


 
***

İslam iyilik güzellik dinidir. Müslüman bir ülkeye iyilikler güzellikler hâkim değilse, o ülkenin Müslümanlığı lafta kalır.

***

Dünyanın birçok ülkesinden birtakım karılar İstanbul’a gelip fuhuş yapıyormuş. Medya bunların haberlerini ve resimlerini yayınlıyor. Bazıları, hamamın namusunu korumak kabilinden arada bir yakalanıp ülkelerine geri gönderiliyor. Akşam karanlık basınca karı ticareti, diğer tabirle seks köleliği gırla gidiyor. Devletimiz bu işin kökünü kazıyamıyor.

***

Dinlenmek, rahatlamak için merhum üstad Refi’ Cevad Ulunay’ın “Balçıklı Edhem” isimli romanına benzer kitaplar bulup okumalıyım.

***

Bundan üç yüz dört yüz yıl önce yaşamış Müslümanlar, mezarlarından çıkıp bizi görseler, bize Müslüman demezler.

***

Çocukluğumda, gençliğimde bir milyonluk İstanbul’da yüz binden fazla Rum yaşıyordu. Onlara ne oldu, nereye gittiler, niçin gittiler?

***

Nigar hanım geri gelse, kocaman bir Efsus-nâme kitabı yazardı.

***

Bir Kemalist’e: Sen medenî, demokrat zihniyetli, insan haklarına saygılı âdil ve hakkaniyetli bir kimse olsaydın, Safiye’nin tutuklanmasını alkışlamaz, kınardın.

***

Safiye’nin âhı tutarsa... Tokat, sille, şamar inebilir.

***

Herifin kendisi cemaatten, kalkmış, hiç alakası olmayan birini FETÖ’cü diye ihbar edip tutuklatmak istiyor.

***

Parkta bir banka oturmuş soluk alırken bir köpek geldi. Poşetteki ekmekten bir parça kopartıp attım. Kokladı, yemedi. Köy köpekleri ekmeğe bayılıyor. Bu köpek ise ekmek beğenmez, ekmek yemez İstanbul köpeği.

***

Hazret aksırdı, yalakalar hep bir ağızdan koro halinde bu ne şahane aksırıktı dediler.

***

Büyük camiin hoparlör tesisatı değiştirilsin, desibeli daha yüksek, çok bağırtlak bir ses sistemi kurulsun. İslam’ın gür sesi duyulsun.

***

Dinin içi boşaltılınca bütün camilere, küçük mescitlere bile klima konur.

***

Siz lüks, israflı, tantanalı, debdebeli, pahalı, ordövrlü, altın yaldızlı, ihtişamlı lokantada yemeğinizi yiyiniz; bendeniz küçük ve ucuz lokantada karnımı doyurunca hemen gelir çaya yetişirim.

***

Olacak şey değil. Sen on sene seyrine bak, yaptıkları her şeye müsamaha göster, sonra bir gün ansızın tepelerine iniver. On sene uyudunuz mu?


 
***

İki metrelik çukura atılıp üzerine toprak örttüklerinde uyanacak ama çok geç kalmış olacak.

***

O cerbezeli karı, kocasına çok bağırmış, “Ben beş yıldızlı hotellerde sürünecek karı değilim, benim yerim yedi sekiz yıldızlı mekânlardır” demiş. Yaman karıymış.

***

Cennete girmeyi ümit eden Müslümanlar mütevazı olsunlar, gururluların ve kibirlilerin yeri Cehennemdir.

***

Allah Merzifonlu Kara Mustafa Paşaya rahmet eylesin. Zamanın büyüğü Atpazarî Osman Fazlı efendi hazretlerinin sefere çıkma nasihatini dinlemiş olsaydı hem devleti, hem kendisini kurtarmış olurdu.

***

Köylü köyüne, evli evine, büyükler saraylarına, devletliler devlethanelerine, mütevazı olanlar fakirhanelerine, fareler fare deliklerine, haneberduşlar âsüman altına, velhasıl herkes kendi yerine çekilsin.

***

Şehid Padişah Sultan Abdülaziz Han’a: Hünkârım, henüz âhınız bitmedi. Sizden sonra Sultan Abdülhamid’in, Sultan Vahidüddinin, mahdumunuz Halife Abdülmecid efendinin, sürgünde perişan olan Hanedan-ı Âl-i Osman mensuplarının âhları var.

***

Diyanet sorumluları bunca vebalin yükünü nasıl taşıyacaklar?

***

Yarım hoca, “Cemaatle kılınan farz namazın 27 misli sevabı vardır” dedi, devamını getirmedi. Kendisi cemaat ehli olmadığı için, “Farz namazları, şer’î özrü olmayan hür ve mukim Müslümanların cemaatle kılmaları farza yakın bir mecburiyettir” demeye dili varmadı.

***

Şu yalancı sofuya bakın. Yaman bir dünya imtihanında ama o bir eli balda bir eli yağda yan gelmiş yatıyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi