M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Kaç Gerçek Atatürkçü Var?

Kaç Gerçek Atatürkçü Var?

Bu memlekette kaç gerçek Atatürkçü var? Bunun sayısını öğrenmek için, Atatürkçülerin en kodamanları, en ileri gelenleri, en güçlüleri, en etkilileri bir parti kursunlar, Atatürk Partisi (AP), seçimlere girsinler, yüzde kaç oy alırlarsa o kadar samimî Atatürkçü vardır. Dikkat buyurun, partiyi kıytırık marjinal adamlar kurmayacak, Atatürkçülüğün ağır topları kuracak.

***

12 Eylül Kenan Evren darbesi Atatürkçülüğü bir kült, din haline getirdi. Modern bir Sezar dini. Böyle bir kült demokratik bir rejime yakışmaz.

***

Hergün mutlaka hayırlı işler et. Din diliyle buna salih ameller deniliyor. Çok küçük bir örnek vereyim: Sabahleyin evden çıkarken küçük bir poşet içinde yarım avuç bulgur koy cebine. Bir parktan geçerken onları kuşlara ikram et. Bu iyi işin deftere yazılır, ödülsüz ve ücretsiz kalmazsın. Unutma senin iki katibin vardır. Onlara KiramenKâtibîn denir.

***

Türkiye’nin yüzölçümünü büyütemezsiniz, nüfusunu kısa zamanda ikiye katlayamazsınız, bu iki konuda Çin ve Rusya ile boy ölçüşemezsiniz ama eğitimde dünya birincisi olabilirsiniz. Şu anda dünya eğitiminde iki birinci vardır: Singapur ve Finlandiya... Onların yüzölçümleri ve nüfusları bizden küçüktür ama birinci olmuşlardır. Türkiye devleti, ülkemiz eğitimini dünya birincisi yapmakla yükümlüdür. Biz onlar gibi olamayız sözü çok ayıptır, rezilliktir.

***

Üniversite mezunlarına: Edebî, yazılı, zengin Türkçeyi ne kadar biliyorsanız kültürünüz o kadardır. Ana dili Türkçe olacak ve Türkçeyi iyi bilmeyecek. Böyle kişi kültürlü değildir. Üniversite mezunu edebî Türkçesizokur yazar beş yıldızlı mürekkep bir cahildir.

***

Allah, o güzelim lisanımızı kuş diline çevirenlerin belâsını versin!

***

Annesi hakim, babası savcı olan delikanlı kalabalık bir caddede otomobilini halkın üzerine sürüyor, masum insanları yaralıyor ve tutuklanıyor. Tutuklamakla iş bitmez. Böyle bir vak’anın olması büyük bir felakettir.

***

İstanbul’da sık sık yol çökmeleri oluyor. Bu yolları yapanlar adalet önüne çıkartılıp onlardan hesap soruluyor mu?

***

Ataköy’de tarihî Baruthanenin olduğu 60 dönümlük arazi millet parkı yapılacakmış. Ne güzel, tebrik ediyorum. Lakin bir şeyden korkuyorum. O parkta birilerine sosyal tesis açma izni verilmesin. Her yer lokanta dolu, karınlarını oralarda doyurup parka temiz hava almaya gelsinler. Park dumanla kebap kokularıyla kirlenmesin. Park ranta kurban edilmesin. (Birkaç büfe olabilir...)

***

Fırka-i NâciyeEhl-i Sünnet İslamlığında kadınlar camilere gelebilir. Gelmesinler diye bir ayet ve hadis yoktur ama ille de gelecekler, camiler kadınlarla dolacak diye de ayet hadis yoktur. Fıkıh kitaplarımıza göre efdal (yeğ) olan, hanımların namazlarını evlerinde kılmalarıdır.

***

Dinde reform, yenilik ve değişim cereyanının öncüsü o malum ilahiyatçıdır. Bir sürü aykırı ictihad yapmış, fetva vermiş, nice bid’at ve dalalet kapısını açmıştır. Vebali çok büyüktür.

***

Herkesin, önüne gelenin dinî konuları tartışması, mıncıklaması, magazin konusu haline getirmesi; İslam’a ve Ümmete büyük zarar veriyor, yıkıcı kaos ve anarşiye sebep oluyor. Dinî konularda Ehl-i Sünnet imamlarına, râsihâbidzahid muhlis ulemaya, kâmil mürşidlere tabi olmak ve kesinlikle tartışmamak gerekir.

***

Zekât almaya hakkı olmayanların; Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı ve zıt şekilde zekat toplaması eşkıyalıktır. Zekât paralarınızı ve mallarınızı bu eşkıyaya kaptırmayınız. Zekâtlarınızı Allah’ın Resulullahın (Salât ve selam olsun ona) rızasına uygun olarak Şeriatın ve fıkhın ışığında dağıtın.

***

Muhterem Diyanet İşleri Başkanı söyledi, camilerde ezanlar salalar 80 desibelden yüksek okunmayacağına dair karar alınmış ve teşkilata tebliğ edilmiş. Lakin bazıları bu emri dinlemiyor ve hoparlörleri yine 100 desibel bağırtarak Ezan-ı Muhammediye eza veriyor. Böyle yapmakla da dine hizmet ettiklerini sanıyorlar.

***

Diyanet İşleri Başkanlığı’na: Sizin vazifeniz camileri kadınlarla doldurmak değil, vakit namazlarında hür ve mukim erkeklerle doldurmaktır. Şeriatımız ve fıkhımız erkek Müslümanlar farz namazları (Şer’î mazeretlerin dışında) mutlaka cemaatle kılacaktır diyor ama camiler kadınlarla doldurulacak demiyor. Vakit namazlarını cemaatle kılmak üç mezhepte farz, Hanefî mezhebinde farza yakın bir Sünnet-i müekkededir. Osmanlı Padişahları namazları Topkapı sarayındaki camide cemaatle kılarlardı.

***

Bazı Feminist ilahiyatçıların camilerin kadınlara ait kısımlarındaki kafes ve perdeleri kaldırtmaları İslam’a aykırı batıl bir bid’attir. O kafesler Müslüman hanımların iffetlerini, haysiyetlerini koruyor. O perdeleri yırtanların, o kafesleri kıranların elleri kırılsın!

***

Birinci dünya savaşında yenik düştük. Düşman kuvvetleri İstanbul’u işgal etti. Ayasofya’yı camilikten çıkartmadılar, Müslüman kadınların örtülerine dokunmadılar.

***

Dümensiz, pusulasız, yelkensiz gafil ve cahil bir sahte dindara: Bu yazıları senin için yazmıyorum. Senin beğenip beğenmemen umurumda bile değil. Edebiliyorsam bir nebze dinime hizmet ediyorum. Çok rahatsız oluyorsan okuma, çeneni de kapat, gıybet etme. Ben senin ismini zikr etmiyorum, sen de beni anma.

***

Çeşit çeşit eşek vardır. Tek ş’lisi, şeddelisi, az eşek, orta eşek, süper eşek, küçük eşek, büyük eşek, kıdemli eşek, ünlü eşek... Şu sıralarda memleket anırtı sedalarıyla çalkalanıyor.

***

Yağcı herifin bir eli yağda bir eli balda. Hem yağcı hem balcı.

***

Haysiyetli, ruh asaletine sahip, ahlaklı, faziletli, vasıflı insanlar yağlı kemik peşinde koşmazlar. Asla kemik talep etmezler. Önlerine atılırsa bakmazlar bile, çekip giderler.

***

Şu veya bu Paşayı ille de seveceksin, ona tapınırcasına bağlanacaksın diyen bir düzen demokratik bir düzen değildir.

***

Ben bir Müslümanım. İki veya üç kimlikle Dönmeler gibi inanmaya, onların sevdiğini sevmeye, onların hayat tarzını benimsemeye, onların alkışladığını alkışlamaya, onların yerdiğini yermeye mecbur değilim.

***

Bütün darbelere, millî kimliğimize ve akl-ı selime aykırı bütün devrimlere, bütün zalimane baskı ve zorlamalara lanet olsun!

***

Çalıyorsam, hortumluyorsam mirî malı çalıyorum, sana ne diyen adama: O mirî malında benim de, bütün halkın da, saçı bitmedik yetimlerin de hakkı var. Boğazında kalsın, zıkkım ve zehir olsun! Allah seni kahr etsin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi