M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkçe Giderse Türkiye de Gider

Türkçe Giderse Türkiye de Gider

Yazılı edebî Türkçe konusunu devamlı olarak gündemde tutmamız, lisan konusunda çok iyi düşünmemiz, çok hassas olmamız gerekir. Yazılı edebî Türkçe giderse Türkiye yıkılır. Üç beş yüz kelimelik sokak çarşı pazar Türkçesi yeterli değildir. İlle de on binlerce kelime ve terim içeren zengin Türkçemizin olması ve kullanılması icab eder. Eğitim sistemimiz, liselerimiz genç nesillere bu zengin Türkçeyi kazandıramıyor. Zengin edebî lisanı kaybettiğimiz için derin düşünemiyoruz, kültürlü olamıyoruz. İnsanı kaliteli yapan matematik cebir geometri fizik kimya değildir; edebiyat, tarih, felsefe, sanat kültürüdür. Lisan yozlaşınca, güdükleşince her şey yozlaşır, güdükleşir... Acaba derdimi anlatabildim mi?

***

Fransa’da da kültür, lisan, edebiyat düşüyor, seviye kaybediyor ama orada düşme paraşütle oluyor. Biz de ise paraşütsüz...

***

Aile Türk toplumunun temelidir. Aile sarsılır, bozulur, çökerse Türkiye çöker. Müslüman ve milliyetçi kesim bu konuyu niçin müzakere etmiyor, olumlu şekilde tartışmıyor? (Değerli hukukçu Cahit Polat beyin bu konudaki sorularıma verdiği cevapları yakında yayınlayacağım.)

***

Sütçü atlarının, araba beygirlerinin tayları ile yüksek vasıflı, süper kadrolar kuramayız. Okuyabilecek bütün tayları okutalım ama devlete, vatana, millete hizmet edecek çok vasıflı, çok üstün, çok güçlü elemanlar yetiştirmek, kadrolar kurmak istiyorsak, yarış atlarının cins taylarına yatırım yapalım. Sütçü beygirlerinin, araba atlarının tayları yarışlarda önde koşamaz.

***

Yüzde yüz yerli ve millî otomobiller... Nerede bunlar?

***

Camilerde kadınlara ait özel yerler var. İsteyen kadınlar gelip ibadet edebiliyor... Camiler kadınlarla dolacak... İslam’da böyle bir şey yok. Bu konuda ayet yok, hadis yok.

***

Zamanımızda hiç kullanılmayan iki kelime ve kavram: Hayâ ve iffet. Birileri hayâ ve iffet şişelerini taşa vurup kırdı. 

***

Ülkesini unuttum, bir yerde bilge bir diktatör varmış. Yediği yemekler en yakındaki kışladan geliyormuş, asker karavanası yiyormuş...

***

Ona yakın ülkenin sultanı Selahaddin öldüğü vakit, şahsî terekesinden cenaze masraflarını karşılayacak yeterli para çıkmamış, masrafların bir kısmını dostları ödemiş.

***

Bendenizin, onların nezdinde köpek kadar itibarım olmadığını biliyorum ama umurumda bile değil... İtibarlı veya itibarsız, vazifeyi yaparım.

***

Uçağın business lüks ve pahalı kısmında yer kalmamış, normal kısımda yolculuk yapmak zorunda kalan Kodaman bey kahrolmuş... (Beter olsun!)

***

İmkân ve yol bulsam da, az da olsa, Bangladeş kamplarında sürünen Arakan Müslümanlarına, nezdimdeki zekât ve yardım parasından bir kısmını ulaştırabilsem. Birine vereceğim, o da vekilim olarak bizzat, temlik etmek suretiyle onlardan birkaç kişiye ulaştıracak. Havuza zekât parası vermem.

***

Lüks, ağır, pahalı yemekler bendenizi hasta ediyor. Akşamleyin böyle yemekler yiyince zor bir gece geçiriyorum.

***

On sene önce, o henüz bir üniversite talebesi iken, Osmanlıca öğrenmesini sıkı sıkı tavsiye etmiştim. Hayata atılmış, memur olmuş ama hâlâ öğrenmemiş. Okuma yazma bilmeden nasıl üniversite bitirmiş, bürokrat olmuş? Onu Londrada her yıl yeni baskısı yayınlanan Rekorlar Kitabına resmi ile birlikte koymak lazım.

***

Politika tiyatrosunun sahnesinde oyunlar oynanıyor, gidenler görüyor, seyrediyor. Kulislerde olup bitenlerden hemen hemen kimsenin haberi yok.

***

İstanbul’u bu perişan ve berbat hale nasıl getirdik?

***

Eskiden şiir yazmak çok zormuş, güçlü bir kültür istiyormuş. Aruz, edebî sanatlar, lisana hâkimiyet, Arapça Farsça... Bu devirde şiir yazmak çok kolay ama edebî kıymeti olan doğru dürüst nesir yazmak çok zor.

***

Biz Fatih’in torunlarıyız edebiyatı yapanlara kızıyorum. Fatih nerede, onlar nerede.

***

Cennetmekân Kanunî Sultan Süleyman Hana salak diyen profesör, bir tv programında ben kendi dışkımı yedim demiş... İntak-ı hak olmuş.

***

O Atatürkçü tarihçiye, New York’ta yayınlanan TheForward gazetesindeki malum ve mahut yazıyı sormak isterim. O yazıdaki iddiaları niçin çürütmeye, cerh ve ibtal etmeye çalışmıyor? Madem ki, Paşayı seviyor, bir tarihçi olarak onu savunmak mecburiyetinde değil midir?

***

Sahih-i Müslim’de ihlâssız din âlimlerinin, ihlâssız sahte mücahitlerin, ihlâssız hayırsever zenginlerin yüzüstü sürüklenerek Cehenneme atılacağını bildiren sahih bir hadis var.

***

Namazı terk ve ihmal eden Müslüman bir toplum yıkılır, Müslümanların namazsız ayakta durması mümkün değildir.

***

Cahillerin bir günahı ve suçu varsa, bilenlerin bin günahı ve suçu vardır.

***

Din konusunda Türkiye’de en fazla sorumluluğu ve vebali olan kurum Diyanet’tir.

***

Dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, light ve ılımlı İslam, laik İslam, Fazlurrahmancılık, Kemalist İslam, Dönmelerin istediği İslam, Feminist İslam... Bunların hiçbiri tutmaz. Gayretler boşunadır. Dinin içini boşaltanlar enkazın altında kalarak helak olacaktır. Ehl-i Sünnet İslamlığını savunmayan sahte dindarlar, yalancı sofularla birlikte...

***

Moğolistan gezimde dikkat etmiştim. Orada sanat değeri yüksek heykeller vardı. Bizde ise son doksan yılda hayli başarısız heykel üretildi. Hele bazı M. Kemal heykelleri var ki, evlere şenlik. Teklif ediyorum: Dünya çapında sanat uzmanlarından oluşan bir bilirkişi heyeti mevcut heykelleri incelesin ve çok çirkin, çok başarısız, çok felaket olanlarının kaldırılması yönünde rapor versin.

***

Müslümanlar son elli yılda elli bin yeni cami yaptırdılar, bence bunların 49 bin 950’si sanat açısından çirkindir. Bu konuda da çok ciddî bir rapor hazırlanması gerekir.

***

Vatanımız büyük evimizdir, çöplüğümüz değil!..

***

İngiltere’de laiklik yoktur... Orada laikliğin esamisi okunmaz... Orada din ve devlet birliği ve işbirliği vardır... İngiltere hükümdarı aynı zamanda millî Anglikan kilisesinin başıdır... İngiltere Müslümanları hürdür... Orada şu anda 85 Şeriat mahkemesi faaliyet göstermektedir... İngiltere evrensel insan haklarına bağlılık ve riayette dünyanın birinci ülkesidir... İngiltere yüzde yüz demokrat bir ülkedir... Netice: Dönmelerin, laiklik olmazsa demokrasi ve insan hakları da olmaz, laiklik olmazsa olmaz şarttır iddiaları boştur, koftur, safsatadır.

***

İyi bir hukukçu olabilmek için genel mantık bilmek, onun yanında hukuk mantığı kültürüne de sahip olmak gerekir.

***

Müslüman hukuk öğrencilerine: Mecelle-i Ahkam-ı Adliye’nin başındaki Kavaid-i külliye maddelerini çok ciddî ve dikkatli şekilde okuyup öğreniniz. Bunların en az otuzunu ezberleyiniz. Müslüman bir sivil toplum kuruluşu, mesela İlim Yayma Cemiyeti, öncelikle hukuk öğrencileri için çok ciddî kurslar açmalı, onlara İslam hukukunun evrensel prensiplerini öğretmelidir. Kurslara katılanlar sıkı şekilde imtihan edilmeli, başarılı olanlara sertifika verilmelidir.

***

Hayır hayır hayır!.. Altı yerden birden burs almak ahlaka uygun değildir.

***

Mantık kültürü herkese lazımdır. Mantıksız kimseler serseri mayına benzer.

***

Sayın Diyanet İşleri Başkanına: Başkanlık beş vakit namaz konusunda, fincancı katırlarını fazla ürkütmeyecek şekilde yoğun ve genel bir seferberlik başlatmalıdır. Bu yapılmazsa, namaz kılmayanların vebali Başkanlığın üzerinde olacaktır. 

***

Beş vakit namaz tarihseldir, zamanımızda kılınması gerekmez diyen reformcular küfre düşer. Çünkü namazın farz-ı ayn olduğunda ve mükellef her Müslümanın kılması gerektiğinde icma vardır. Böyle bir icmayı inkâr edenler dinden çıkar.

***

İslam dininde, devamlı olarak, ihtiyacından fazla çok yemek, tıkınmak haramdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi