M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Çok Kitap Okuyan Deli

Çok Kitap Okuyan Deli

Böylesi milyonda bir çıkar. Deliler gibi kitap okuyormuş. Günde dört beş saat. Kocaman bir kitabı birkaç günde bitiriyormuş. En son hangi kitapları okudun dedim, “Materyalizmin ve Pozitivizmin Amentüsü” dedi. Ne anladım ben buncağızın kitap okumasından. Madem okuyup duruyor faydalı, iyi, güzel, yetiştirici, olgunlaştırıcı, necat ve felaha ulaştırıcı kitaplar okusun.

***

Nurculuk ittihada, birliğe, uhuvvete, kardeşliğe, tesanüde, dayanışmaya çok önem verir dedi. Siz hangi fraksiyondansınız? Şu ağabeylerin fraksiyonundan. Kaç fraksiyon var dedim. Elli kadar... Hangisi haklı? Bizimki haklı...

***

İslam dini yaşanan bir dindir. Sadece bilmek yetmez, ahkâmını yaşamak gerekir.

***

En kötü âlimler bildikleriyle âmil olmayanlardır.

***

Hafızın kötüsü olur mu?.. Olur, beş vakit namaz kılmayan bir hafız kötü bir hafızdır.

***

Fakire cahil demişsiniz. Elhak doğrudur. Küçük bir ilave yapmalıydınız. Cahildir ve cehlini bilir.

***

Boş yere ısrarla isim adres ve telefon numarası istemeyiniz. O muhteremin ziyaretçi kabul edecek, doğru dürüst bir mekânı yoktur. Misafirlerine çay ve kurabiye ikram edecek imkânı yoktur. Onu rahat bırakalım, bize dua etsin.

***

Pazar günü Kemerburgaz’a gittim, meşhur Kardeşler lokantasında yemek yedim. Biraz turşu, Ceviz isimli bir dükkândan ev yapımı kurabiyeler aldım. O beldede otursam, şehrin ortasındaki eski köy evinde otururum. Çayı Belgrad ormanında Neşet suyu civarında içtim. Dönüşte Feriköy antikacılar pazarına uğradım. Güzel bir demlik, üç küçük japon tabağı, bir kitap (Nehcü’s-süluk fi siyaseti’l-müluk) aldım.

***

Bir soru: Büyük bir depremde İstanbul ne olur? Gel bu soruyu ne sen sor, ne ben sorayım.

***

Ümmet-i Muhammed (Salât ve selam olsun ona) çeşitlilik içinde tek bir Ümmet idi. Şu anda Ümmet birliği yok, binlerce, birbirinden kopuk çeşitlilik, fırka, hizip var. 

***

Eviyle, yazlığı ile, otomobiliyle, mefruşatı ile, giysileriyle, konakladığı lüks otellerle, uçağın Business class’ında yolculuk yapmasıyla övünen şu beyinsiz züppe.

***

Yeni bir Trakya seyahati yaparsam, birkaç yerde bulunuyormuş, bakkaldan kaymaklı turşu (soka), fırından sıcak ekmek alıp, kendime ve yanımdakilere ziyafet çekeceğim.

***

Üniversite bitirmiş ama toplama çıkarma bölme çarpma yapamıyor, 300 kelimelik bir metni okuyup anlayamıyor, büyük dedesinin Türkçe mezar taşını okuyamıyor, dahi manasına gelen de ve da’ları bitişik yazıyor... Allah Allah bu ne biçim üniversiteymiş ki, böyle süper cahiller yetiştiriyor.

***

Para kazan, ticaret yap ama parayı ana değer yapma.

***

Akıl, akl-ı selim olmazsa zarar verir...

***

Müslüman geçiniyor ama mütemadiyen (devamlı olarak) yalan söylüyor, gıybet ediyor, başkalarının karı ve kızlarına şehvetle bakıp göz zinası yapıyor, aklı fikri para menfaat mal zenginlik, eliyle (fiilen) ve diliyle başkalarına zarar veriyor, komşularına eziyet ediyor. Yahu böyle Müslüman olur mu?

***

Bir tarikatçıya: Senin şeyhin peygamber veya melek midir ki, hiç günah işlemiyor, hata yapmıyor?

***

Olumlu tenkit ve uyarıları düşmanlık ve yıkıcı muhalefet olarak algılayanlar, kemalsiz kimselerdir.

***

Küllerinin içinde küçük közler olan bir mangal, üç kişilik bir cezve, üç yakın kimse minderlere oturmuşlar. Kahve fincanlara döküldü. Evini içini nefis bir koku sardı. Üç âşina kişi kahvelerini ağır ağır yudumlarken edebî, tarihî, tasavvufî konularda sohbet ettiler. Zaman sanki durmuştu. Evin tekir kedisi, sedirde mışıl mışıl uyuyordu. Eski saat çalınca, ikindiye az kaldı dediler, toparlanıp gizli bir şeyhin imamlık yaptığı mahalle mescidine gittiler. Bu anlattığım 1940’ların hangi yılında olmuştu?

***

Bir ateiste: Senin en büyük yanlışın, varlığına inanmadığın için Allahı yok bilmendir. Allah Vacibülvücud’tur, senin yok demenin hiç kıymeti yoktur.

***

Şu anda hapishaneler tıklım tıklım doluymuş. Bütün suçlular yakalansa, bunların mutlaka tutuklanması gerekenleri cezaevlerine konulsa ne olacak? Her biri bin kişi alabilecek yüz büyük cezaevi inşa edilmesi gerekir.

***

Dünyanın en büyük havaalanları, köprüleri, tünelleri, yat limanları bizdeymiş. Efendi, bu edebiyatı bırak da, dünyanın en güçlü ve vasıflı okullarından, kütüphanelerinden, kültür ve sanat merkezlerinden bahs et bana.

***

İstanbul güzel bir şehir midir?.. Cevap: Vaktiyle güzel bir şehirmiş.

***

Müslüman bir ülkede birtakım kadınlar “Sevişiriz, cenabet gezeriz!..” yazılı pankartlarla yürüyüş yapıyor, bunların altında güle oynaya resim çektiriyorsa... (Cümlenin sonunu lütfen siz getiriniz.)

***

Türkiye’yi bir Amazonlar Cumhuriyeti haline getirmek istiyorlar.

***

Resulullah Efendimizin mütevatir, manen mütevatir, sahih hadislerini, AB kriterlerine göre ayıklamak ne demektir? İslama hizmet midir, İslamı içinden çökertmek midir? (Yıllar önce BBC, bu ayıklama için, 1400 yıllık İslam tarihindeki en büyük reform hareketi demişti. Hadis ayıklayıcıları içinde bir de açık kimlikli papaz varmış.)

***

O heriflerin ve karıların beyinleri kalbur gibidir. Yukarıdan bilgi, irfan, hikmet suları dökseniz, bir damlası içinde kalmaz, hepsi şakır şakır akar gider, geriye içi bomboş bir kafatası kalır.    

***

Sultan Vahidüddin Han hazretleri bi’l-irs ve’l-istihkak meşru Sultan ve Hakan idi.

***

İşi zamana bırakınız. O saltanatların hepsi yıkılacaktır.

***

Yaşı yüze yaklaştı, İngiltere kraliçesi tahtı hâlâ oğluna bırakmıyor. Çünkü çünküçünkü...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi