M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Topyekûn Islah Seferberliği

Topyekûn Islah Seferberliği

Müslümanların işleri, durumları, halleri nasıl düzelir? Nasıl ıslah olurlar?

Genel, topyekûn, yoğun bir ıslah için neler lazımdır?

Birincisi: NİYET lazımdır. Islah olma, iyileşme, toparlanma niyeti.

İkincisi: AZİM (Engelleri yenme kararlılığı ve iradesi) lazımdır.

Üçüncüsü: İRADE lazımdır.

Dördüncüsü: PLAN PROGRAM lazımdır.

Beşincisi: ISLAH PROJESİ lazımdır.

Altıncısı: Islah konusunda ÇARELER ÇÖZÜMLER bulunması lazımdır.

Yedincisi: Düşünceden fiiliyata (aksiyona, işe, icraata) geçilmesi lazımdır.

Onuncusu: Islah plan ve programının, çare ve çözümlerinin, projesinin; islamî, Kur’anî, Nebevî, hikemî KRİTERLERLE (kıstaslarla, ölçütlerle) İLMİN İRFANIN ışığında yapılması lazımdır.

On birincisi: Bu iş şifahî bedevî kültürü ile yapılamayacağından MEDENÎ YAZILI İslam kültürü ile yapılmalıdır.

On ikincisi: Çok önemlidir... Bu ıslah işi ORTAK olarak, (bir cemaat veya hizip adına değil), İslam ve ÜMMET adına yapılmalıdır.

On üçüncüsü: Bu ıslah işinde İHLÂS çok önemlidir. İhlâs olmazsa ıslah da olmaz.

On dördüncüsü: Islah işiyle ilgili planları, programları, projeyi, çare ve çözüm bulmayı; AllahüTeala hazretleri ilmiyle amil salih kullarına vehbî olarak ilham eder. Bu vehbî ilham olmadan sadece kisbî ilimle, akılla bunlar yapılamaz. Bu ıslah işi SÜNUHATSIZ olmaz.

Bir soru: Türkiye Müslümanlarının ıslaha ihtiyaçları var mıdır? Çok ihtiyaçları vardır.

On beşincisi: Kubbeler, minareler, şar şar akan şadırvanlar, hoparlörler, klima cihazları, kaloriferler, alttan ısıtma halılar, cami WC’leri, yatılı veya yatısız Kur’an kursları, İmam-Hatip mektepleri, İlahiyat fakülteleri, yığınla islamî sivil toplum kuruluşu var, ıslaha mıslaha ihtiyaç yok, durum çok iyidir diyenler büyük yanılgı içindedir.

On altıncısı: Ayakta uyuyanlar, cahiller, ilmi olup da bu ilimle amel etmeyenler, İslam nedir bilmeyenler, cemaat ve tarikat holiganları, yüzeyde kalmış olanlar bu ıslah işlerini, hizmetlerini yürütemezler.

On yedincisi: Islah Kur’anın emirlerini yerine getirerek, yasaklarından uzak durarak, öğütlerine kulak verip onları tutarak, ilahî Kitab’taki kıssalardan ders ve ibret alarak olur.

On sekizincisi: Islah olmak için Resulullah’ın Sünnetine uymak gerekir. Sünneti tamamen veya kısmen inkâr redtekzib edenler fitne ve fesatçıdır.

On dokuzuncusu: Islah Fırka-i NâciyeEhl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde olur. Dalalet fırkalarının mensupları ıslah değil, ifsad eder.

Yirmincisi:İhlas ve ıslah olmadan Türkiye Müslümanları, İslam alemi kurtulamaz.

Yirmi birincisi: Islah planlarını projelerini, hizmetlerini, Allah için kurban küp için kavurma zihniyetli din sömürücüleri, mukaddesat bezirgânları, ikbal avcıları, şan şeref ve alkış mübtelaları yapamaz. Bunun için çilelere göğüs geren, ücretlerini Allahtan bekleyen ve isteyen, mahlûkattan ücret almayan fedakâr has hizmetkârlar lazımdır

***

Yukarıda yirmi bir madde yazdım. Bunlar tekliflerimdir. İslam camiasının bunlara tepkisi ne olacaktır?

Bir cemaatten, tarikattan, STK’ndan bir mektup, bir mail gelecek midir?

Bu teklif ve temennileri müzakere ve teemmül edelim denilecek midir?

İslamî medyada yankısı olacak mıdır?

Yirmi yedi senedir buna benzer hayli yazı yazdım, tek tepki almadım.

Nâçizane de olsa, bir nebze de olsa vazifemi yapmaya çalışıyorum.

Bu fakir kendime pâye vermiyorum. O da kim oluyor, haddini bilsin, boyundan büyük laflar etmesin gibi itirazlar tamamen yersizdir

***

FİTNECİLER

Fitne fesat yalan dolan iftira entrika.

İslama ve Müslümanlara Don Kişot gibi saldırıyorlar. 

İftira ediyorlar, çamur döküyorlar.             

Çoğunlukta olan Müslüman halkın evrensel temel hak ve hürriyetlerini kabul etmiyorlar.            

Karalıyorlar ama iddialarını ispat edemiyorlar.  

Egemen azınlıklar.

Vesayetçiler.

Deccal ve Kezzab’ınavanesi.

İngiltere’de 85 Şeriat mahkemesi olduğunu görmeyen şaşkınlar, bakar körler.

Dönmeler.

Şirk, küfür, nifak, fitne, fesat ehli.

Şereflere, haysiyetlere saldıran şerefsiz namussuz haysiyetsizler.

Mert değiller nâmertler.    

***

Bir korgeneral bir tv programında 1959’da Genelkurmay Harp Dairesine alındığımı iddia etti. Birtakım yaygaracılar beni yıpratmak için bu yalana sarıldılar, saldırdılar. Onları ispata davet ettim. Tamamen yalandır, iftiradır, düzmecedir, aslı esası yoktur; ispat ederseniz oturduğum daireyi size hibe edeceğim, kalemimi kırıp yazı hayatından çekileceğim dedim. İspat edemediler. Tekrar ediyorum: İspat ederlerse ben yalancı, şerefsiz, namussuz olacağım. Edemezlerse (ki edemezler) ve özür beyan etmezlerse kendileri namussuz şerefsiz haysiyetsiz alçak olacaktır.

***

1950’li yılların hangisiydi? Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere Heyeti üye muavinlerinden Mustafa RunyunEzherî Ankara Hacı Bayram cami-i şerifinde Cuma hutbeleri okuyordu. Yılbaşı arefesinde okuduğu bir hutbede yılbaşı eğlencelerini kötülemiş, Müslümanları uyarmış, dinsizlerin yıldırımlarını üzerine çekmişti. Zamanın Diyanet Başkanı Eyüb Sabri Hayırlıoğlu da Runyun’a söylenmişti. Birkaç gün sonra Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur Diyanet’e kocaman bir M. Kemal resmi göndermiş, Başkan çar nâ çar onu tepesine asmak zorunda kalmıştı. Runyun bendenize “Başkan beni azarladı, başına bak neler geldi” demişti. Ahmet Salih Korur Masonların Üstad-Âzam’ı idi. Adnan Menderes’in başına felaketler getirmiştir. (Hutbenin metni, önlü arkalı bir sayfa olarak küçük bir matbaada tarafımdan bastırılıp dağıtılmıştı. Bir nüshasını bulana aşk olsun.)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi