M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

En akıllı Japonlar

En akıllı Japonlar

Dünyanın en zeki ülkesi halkı Japonya imiş. Bu akıl, bu zekâ, bu üstünlük nereden geliyor?

Eğitim sistemlerinin çok başarılı ve üstün oluşundan.

İyi bir eğitim sistemi, çocukların gençlerin IQ’sunu yükseltir.

Kötü bir sistem, en zeki çocukları geri zekâlı yapar.

Eğitimden sonra ülkenin düzeni sistemi akıllı veya akılsız yapar.

Japonya, dünya ülkeleri içinde en fazla Nobel armağanı kazananı.

Japon okulları dünyanın en iyi okulları.

Japonya’da tembellerin, asalakların, lüpçülerin, parazitlerin ayakta durma şansı yoktur.

Japonya dünyanın sadece en akıllı ülkesi değil, en temiz ülkesidir.

En ahlaklı, görgülü, kibar ülkesidir.

Japonya’da kötü insanlar, kötülükler var mıdır? Elbette vardır ama istisnalar kuralı bozmaz.

Japon aileleri çocuklarını iyi ve güçlü yetiştirmek zorundadır. Başka bir şansları yoktur.

Japonlar çileli bir halktır. Okullarda temizlikçi, müstahdem, hademe bulunmaması, binaların WC’lerine kadar öğrenciler ve öğretmenler tarafından pırıl pırıl temizlenmesi bir çile değil midir?

Japonya Müslüman bir ülke değildir ama ahlak ve zihniyet bakımından Müslümanlığa çok yakındır.

Bizim ahlakımız, islamî ölçütlere vurulursa, onlarınkinden çok aşağıdadır.

Japonya, zekâsını ve üstün oluşunu, millî yazısının çok zor, çok çetrefil olmasına borçludur. Japon çocukları yazılarını öğrenmek için var güçleriyle, akıl almaz bir azimle çalışırlar ve bu gayretleri onların zekâsını yükseltir, işletir ve parlatır.

Siz hiç Japon selamı gördünüz mü? Müslümanların rükuu gibi eğilerek selamlaşırlar. Küçük ve basit bir suçi balık lokantasına gitmenin bile bir sürü adabı, erkânı, selamı vardır. Girerken selam, çıkarken selam, boş yere otururken yandakilere selam, hesap öderken selam.

Mehmed Âkif Japonlarla ilgili bir şiirinde, onlar İslama o kadar yaklaşmışlar ki, bir Kelime-i Şehadet getirmeleri kalmış diyor.

Türkiye’nin Japonya’dan alacağı dersler var mı? Var. Çünkü Peygamberimiz, hikmet (bilgelik) mü’minin yitiğidir, nerede bulursa alır diyor.

Nazik bir soru: Japonlar niçin Müslüman değil? Bunda bizim de sorumluluğumuz var. Bize bakıyorlar, halimizi görüyorlar ve tereddüde düşüyorlar.

Kendi ölçütlerimize göre, çok güçlü, çok etkili, çok yükseltici, çok aydınlatıcı bir eğitim sistemi kurmamız ve akıllı uslu, zeki, akl-ı selim sahibi, vasıflı çocuklar, gençler, yeni nesiller yetiştirmemiz gerekir.

Bunu, Batı taklitçiliği yaparak gerçekleştiremeyiz.

Sapık ideolojilere, bozuk felsefelere kapılarak da yapamayız.

Böyle bir işi zekâsı yetersiz nâ-ehiller beceremez.

Yıllardan beri yazıp dururum. İngilteredeki Eton koleji gibi millî bir mektep açmalıyız.

Dünya çapında uzmanlar, müşahidler bizim okulumuzun Eton’dan üstün olduğunu kabul ve teslim etmeli.

Bu okulda dünyanın kültür ve bilgi, inanç, ahlak ve fazilet, bilgelik, estetik güzellik sanat bakımından en üstün, en vasıflı insanlarını yetiştirmeliyiz.

1945’te ikinci dünya savaşından yenik çıkan, kayıtsız şartsız teslim olan Japonya, çok kısa bir zamanda derlenip toparlandı ve dünyanın üçüncü büyük sanayi ülkesi oldu.

Japonyada petrol, demir, kömür, doğalgaz, maden yok. Ülkenin toprakları, halkı doyuracak kadar ürün vermeye müsait ve yeterli değil. Orası depremler ülkesi. Lakin bin türlü olumsuzluğa ve imkânsızlığa rağmen, akılları sayesinde müthiş bir başarı elde ettiler.

***

Sokak köpekleri meselesi nasıl halledilecek? Hem insanlar korunarak, hem de hayvan hakları çiğnenmeyerek. Bu mümkün müdür? Elbette mümkündür.

***

Herkes devlet memuru olmak ister, kadrolar şişilirse ne olur? Bunun sonu hiç iyi olmaz, genel bir iflas olur.

***

Öğretmen olamayan bir genç küçük bir lokanta açmış, hayatını esnaflık yaparak kazanıyormuş. Aferin ona.

***

Evvelce bir iki defa yazmıştım, bin kere tekrar edilse azdır. Girişimcilik liseleri açılmalı, seçme vasıflı gençler okutulmalı, bunlar hayata atılınca kendi yollarını kendi kazmaları ile açmalı, memurluk yapmamalıdır.

***

GS mektebinde okurken, hocalarımızdan şu cümleyi belki yüz defa dinlemiştim: Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıptır. Hem de çok ayıp.

***

O gencimizin Osmanlıca öğrenme niyeti yok, iradesi yok, azmi yok... O bir işe yaramaz.

***

Kültürlü geçinen o capcahil kişiyi, bendeniz çaycı olarak bile çalıştırmam. O kadar mürekkep cahildir ki, doğru dürüst çay da demleyemez.

***

Birilerine:

Yalanlarınızı, iftiralarınızı tekrarlayıp durmayın. Sözüm var, ispat ederseniz size evimi vereceğim, kalemimi kırıp yazı hayatından çekileceğim. Beni bitirmek için ne büyük bir fırsat. Haydi beklemeyin, ispat edin. Edemezseniz yalancı, müfteri, haysiyetsiz alçak olacaksınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi