M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkiye’de Kaç Aydın Var?

Türkiye’de Kaç Aydın Var?

Bendeniz aydın mıyım?

-Değilim, sadece okur yazar bir vatandaşım.

* Türkiye’de kaç aydın vardır?

-Bence olsa olsa en fazla beş altı aydın vardır.

* Bunların isimlerini söyler misiniz?

-Beni linç ettirmek mi istiyorsunuz? Listede isimlerini göremeyen milyonlarca aydınımsı ve aydınımtrak beni parçalar.

* Yüksek tahsil yapmışlarımız aydın değil midir?

Değildir, aydın olmak o kadar kolay beleş veya ucuz değil?

* Aydın olmanın temel şartları nelerdir?

-Birincisi: İyi şeyleri isteyecek, kötü şeyleri istemeyecek, bütün yanlışlara kötülüklere muhalif olacak. Kötülüklere muhalif olmayan aydın değildir.

* Başka bir şartı?

-Akıllı olmak yetmez, akl-ı selim ve hikmet (bilgelik) sahibi olacak.

* Üçüncü şartı nedir?

-Yazılı zengin edebî Türkçeyi bilecek. Üç yüz kelimelik şifahî çarşı Türkçesiyle aydın olunmaz.

* Başka şartları da var mıdır?

-Hiç olmaz olur mu?..  Faziletli olacak, faziletsiz kişi ne kadar bilgili ve kültürlü olursa olsun aydın değildir. Yalan söyleyen kişi çok kültürlü de olsa aydın olamaz.

* Faziletli olduğunu nasıl anlayacağız?

-Gayet basit, düşmanları karşıtları muhalifleri onu övmek zorunda kalıyor, faziletlerini kabul ve tasdik ediyor, ona güveniyorsa...

* Dostları, hayranları, meftunları ona aydın diyor...

-Böylesinin aydınlığı çok şüphelidir. Kuzguna yavrusu şahin görünürmüş.

* Aydının ne faydası var?

-Aydın kelimesinin Osmanlıcası münevver, Azericesi ziyalıdır. O ışık tutar, yol gösterir.

* Çoğunluğu oluşturan Müslüman kesim aydın yetiştirebiliyor mu?

-Müslümanlar tekir kedi yetiştiriyor, Bengal kaplanı yetiştiremiyor.

* Böyle yazdığın için bir sürü düşman kazanıyorsun...

-Hiç umurumda değil, yazdıklarımın doğru olması bana yeter.

* Aydın yetiştirebilmek için ne yapmak lazım?

-İngiltere’deki Eton koleji ayarında, hatta ondan da üstün İslam Mektepleri açmak gerekir.  Bunlarda okuyacak öğrencilerin milyonda biri büyük aydın olabilir.

* Müslümanlar niçin böyle okullar açamıyor?

-Bunları hem İslamı iyi bilen, hem de çağ kültürüne sahip çok vasıflı, güçlü, üstün Müslümanlar açabilir, çalıştırabilir.

* Vasıflı, güçlü, üstün Müslümanın özellikleri nelerdir?

-Doğru inançlara sahiptir... İslamı doğru olarak bilir ve bildiklerini hayata uygular... Sadece Müslümanlara faydalı olmakla kalmaz, bütün insanlara faydalı olur... Akl-ı selim sahibidir... Hikmet sahibidir...

* Hayli hizmet yapılıyor, bunlar gerçekten hizmet midir?

-Hizmetleri ehliyetli ve liyakatli insanlar ve kadrolar, mükemmel bir plan programa uygun şekilde yapmalıdır. Ehliyet liyakat plan program ihlas yoksa hizmet olmaz, hizmetimsi şeyler olur, onların da fazla faydası olmaz.

* Japonya’da bizden çok fazla aydın olduğunu söyleyebilir miyiz?

-Onlar Müslüman değil ama onlarda bizdekinden çok İslam ahlakı var. Bir Kelime-i Şehadeti getirip mü’min olmaları kalmış.

* Sizin çok kültürlü olduğunuz söyleniyor...

-Bu fakir çok kültürlü değildir, vasat kültürlüdür. Bizde kültür maarif çok gerilediği, cahillik yaygın hale geldiği için beni kültürlü sanıyorlar.

* Bugünkü eğitim sistemimiz ile Türkiyenin geleceği parlak mıdır?

-Maalesef değildir, karanlıktır.

* Sizce eğitimimiz nasıl olmalı?

-Finlandiya ve Singapur’dan önde, dünya birincisi olmalı, iyi insanlar, iyi Müslümanlar yetiştirmeli. Bunlar Yüzölçümü ve nüfus dışında her konuda ülkemizi dünya birincisi yapmalı.

* Öğretmenlik mesleği nasıl olmalı?

-Tercih bakımından doktorluktan, mühendislikten önde olmalı. Ülkenin en zeki ve kabiliyetli çocukları öğretmen olmalı.

* Öğretmenlerin maaşları iki misline çıkartılsa, eğitimimiz düzelir mi?

-Kesinlikle düzelmez. Eğitimde, öğretmenlerde vasıf ve keyfiyet önemlidir. İki değil üç misli arttırılsa yine düzelme olmaz.

* Türkiyenin bugünkü hibrid, Siyasal İslamcı aynı zamanda Kemalist düzeniyle eğitim düzelir mi?

-Bendenize göre düzel(e)mez.

* Eğitimde Japonya’dan alacağımız dersler var mıdır?

-Çok dersler ve ibretler vardır

* Alıyor muyuz?

-Hiç almıyoruz.

* İkinci dünya savaşından feci ve ağır şekilde yenik çıkan Almanya ve Japonya, nasıl oldu da kısa zamanda toparlandılar, yaralarını sardılar, kalkındılar, sanki savaşın galibi oldular?

-Eğitimleri ve vasıflı insanlar yetiştirmeleri sayesinde.

* Vasıflı vatandaş ile vasıfsız vatandaş arasında ne gibi farklar vardır?

-Vasıflılar hizmet eder, yararlı olur. Vasıfsızlar hizmet edemez, zararlı olur.

* Söyleyeceğiniz başka bir şey var mı?

* Çok şey söylenebilir. Şimdilik, Allah bize akl-ı selim, bilgelik, kriz ve problemlerine çare çözüm bulma yeteneği nasip etsin diyorum.

***

Kendi yararına ve zararına olan şeyleri ayırt edemeyenler kalitesiz insanlardır.

***

Bir toplumdaki suç patlaması, bir buhar kazanındaki tazyikin sınırdan çok öteye yükselmesi gibidir. Sonunda patlama olur, toplum ve kazan havaya uçar.

***

Toplumun temeli olan aile güçleniyor mu, sarsılıyor mu?

***

İstanbul’da sağlıklı doğal ekmek ve yiyecek, onun yanında sağlıklı canlı su bulduk diyelim. Peki sağlıklı temiz havayı nereden bulacağız?

***

Vaktiyle bazılarının muasır medeniyet diyerek öve öve bitiremediği Batı medeniyetinin iyi, fıtrata uygun, doğru, Rahmanî, selim bir medeniyet olduğunu sananların iki yakaları bir araya gelmez.

***

Müslümanlar tek bir Ümmet olmazlar, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) vekili, varisi, halifesi durumundaki tek bir râşid İmama biat ve itaat etmezlerse, yükselmeleri, aziz olmaları, galib gelmeleri mümkün olmaz.

***

En az bir buçuk milyarlık İslam alemi, 9 milyonluk İsrail ile başa çıkamıyor.

***

Temel ölçü şudur: İslamî yardım hizmetleri ihlasla yapılmalı, şahsî menfaatlere ve ikballere alet edilmemelidir.

***

Cizvit papazları kültürlü ve disiplinli kimselerdir. Fransız Akademisine üye seçilenleri bunu kabul etmemiştir.

***

Militan ateist Sartre’a, Nobel ödülü verilmek istendi, kabul etmedi, üç yüz küsur bin doları ünü alkışı elinin tersiyle itti.

***

Küçük Müslümanlar büyük hizmet edemez.

***

Subayların kurmayları olduğu gibi, dindarların da vardır. Din hizmet ve faaliyetlerini o kurmaylar yapmalıdır.

***

Rahat, konfor, lüks, aşırı tüketim, yan gelip yat felsefesi, zahmetsiz ve çilesiz bir hayat tarzı Müslümanın mânevî derecesini düşürdükçe düşürür.

***

Şubatın yarısı (ayaz da olsa) güneşli geçer. Şubat ayında bazı bitkiler çiçek açar. Fatih bey dostumuz,  bir yabanî siklamenin harika fotoğraflarını gönderdi.  İnşaallah bir gün Trakya ormanlarına kırlarına gidip kış çiçeklerini görüp mutlu olmak istiyorum. Yemek yerine Vize’nin simidiyle bir köyde az miktarda yapılıp satılan kaymaklı Boşnak turşusu yenilecek, beraberinde nefis bir çay içilecek. Mevsim kış olduğu için yazlardaki gibi trafik tıkanıklığı olmaz inşaallah.

***

Müslüman:

İlahım, Rabbim, Yaratanım, rızık Verenim Allahtır der.
Kitabım ve düsturum Kur’an-ı Kerimdir...
Dinim İslam’dır...
Nebim ve Seyyidim Muhammed Mustafa aleyhisselamdır...
Hukuk sistemim İslam hukukudur.
Ümmetim, Ümmet-i Muhammed’tir.
Ahlak sistemim İslam Kur’an Peygamber ahlakıdır.
Hayat tarzım islamî hayat tarzıdır demeli ve bu dediklerini hayata uygulamalı, gereklerini yerine getirmelidir.

***

İsrafın hakim olduğu bir İslam toplumu batar. Müslüman (Cimri olmamak şartıyla) kanaatli ve iktisatlı yaşamalıdır.

***

Ben zekatımı verdikten sonra her israfı yapar, her haltı yerim diyen Müslüman, günahkar, dengesiz, kötü, beyinsiz bir Müslümandır.

***

Şu dünya sarhoşu beyinsize bakın... Dünyanın sarhoşluğu olur mu?.. Hiç olmaz olur mu? Dünya sarhoşluğu rakı sarhoşluğundan, eroin sarhoşluğundan çok şiddetlidir. Rakı sarhoşu birkaç saat sonra kendine gelebilir ama dünyanınki ölümüne kadar sürer. Ölüm gelir ayılır, lakin iş işten geçmiştir.

-------------------------------------------------------------

Bu akşam  (5 Şubat salı) saat 19.30’da Zeytinburnu Kültür Merkezinde sohbetim vardır

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi