M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Çöpsüz Atıksız Yaşamak Mümkündür

Çöpsüz Atıksız Yaşamak Mümkündür

İNTERNETTE Fransızca “ÇÖPSÜZ YAŞAMAK”  kelimeleriyle aradım, haddinden fazla veri çıktı.

Birkaç başlık yazıyorum:

* Sıfır çöp: Çöp bidonu olmadan yaşamak ve dünyamıza saygı göstermek.

* Çöp atmadan yaşamak mümkün müdür?

* Alia (bir hanım ismi) çöpsüz yaşıyor.

* Çöpsüz atıksız yaşamak, işte bu hayatımı değiştirdi.

* İnsan nasıl çöpsüz yaşayabilir?

* Üç aydır çöpsüz atıksız yaşıyorum, meğerse bu mümkünmüş.

* Konferans: Nasıl çöpsüz yaşayabiliriz?

* Amerika’da yaşayan bir Fransız hanımı BEA JOHNSON “Zero Dechet” başlıklı bir kitap yazmış. Bu konuda başka kitaplar da yazılmış.

vs...  vs...

Yirmi birinci asır Türkiyesi çöp, atık, zibil konusunda gerçekten büyük sıkıntı kriz içindedir.  Çöp konusunda kendimize çeki düzen vermezsek ileride çöp denizlerinde boğulabiliriz.

Türkiyelilerin büyük kısmı vatanlarını, yurtlarını, büyük evlerini muazzam bir çöplük haline getirdiler dersem abartmış mı olurum?

Birileri aşırı Batı taklitçisi. Batıda çöplerle, atıklara, karşı bir akım var. Onun bu tarafını niçin görmüyorlar, niçin taklit etmiyorlar?

Çöp/atık konusunda bazı fikirlerimi, iddialarımı yazıyorum:

Çok çöp üreten medeniyetsizdir, bedevîdir.
Az çöpe atan medenîdir.
Çok çöp atmakla övünenler geri zekalıdır, sonradan görmüş, türedilerdir.
Hiç çöp atmayan kişi ve aile çok medenî, dünyaya çevreye çok saygılıdır.
Çöpe hiç ekmek, yemek atılmamalıdır.
Kış aylarında sobayla ısınanlar, yanabilecek bütün atıkları çöpe değil, sobaya atmalıdır.
Yenemeyecek ekmekler kuşlara, denizdeki balıklara ikram edilmelidir.
Yanık yağlar sobalarda yakılmalıdır.
Portakal limon kabukları da.
Atılacak şişeler kavanozlar cam eşya, çöpe değil, biraz zahmet ve gayret ederek bunları toplayan ve değerlendiren kimselere veya kurumlara verilmelidir.
Eski çamaşırlar, gömlekler, çarşaflar çöpe atılmamalı, kesilip parçalara ayırılarak temizlik işlerinde kullanılmalıdır
Eski aletler, cihazlar, giysiler çöpe atılmamalı, bunları toplayıp satan fakirlere verilmelidir.
Başkalarının kullanabileceği eski her şey çöpe değil, fakirlere muhtaçlara verilmelidir.
Dünyanın en temiz ülkesi Japonya’dır, ondan ibret alınmalıdır.
Piknik yaptıktan sonra çevreyi çöplük gibi bırakanlar medenî vatandaşlar değil, vahşi Vandal vatandaşlardır (üç vvv).
Parkta bir sıraya oturuyor, çekirdek yiyor, kabuklarını yere atıyor. Medeniyetsiz, bedevî kimse...
Yatılı Kur’an kurslarında, yatılı İmam-Hatip mekteplerinde, yurtlarda bir lokma ekmek, bir kaşık yemek bile çöpe atılmamalıdır.
Kışlalarda yenmeyen ekmek ve yemekler kesinlikle çöpe atılmamalıdır.
Şehrimiz, mahallemiz, beldemiz, ülkemiz çöplüğümüz değildir.
Kanun çıkartılmalı, gazeteler tv’ler çöp atık konusundaki resmî uyarıları ücretsiz yayınlamak zorunda olmalıdır.
Bu konuda saçma sapan kalitesiz ilanlara ve uyarılara itiraz hakkı bulunmalı, bunlar çok kaliteli etkili faydalı olmalıdır.
Çöpe atılmaması gereken her şeyi çöpe atmak zihniyeti, medenî değildir, bedevîdir, yükseklik değil alçaklıktır.
***

LÜTFEN: Yabancı dil bilenlerimiz internetten bu konuda bilgi edinsinler.

Okullarda çocuklarımıza dünyamızın, vatanımızın çöplüğümüz olmadığı, yeryüzünü çöplerle atıklarla kirletmenin bir insanlık suçu, büyük bir ahlaksızlık olduğu anlatılmalıdır.

***

Sevgili Türkiyemizi, Japonyadan daha temiz bir ülke haline getirmeliyiz.

***

Japonlarda o kadar yüksek temizlik şuuru var ki, geçen sene başlarında profesörleri olduğu halde İzmiri gezen Japon talebeleri çok kirli pasaklı bir meydanımızı, yerlerdeki çöpleri çöp poşetlerine doldurarak temizlemişlerdi.

***

Karı geceleyin pencereyi açıyor, çöp poşetini sokağa fırlatıp atıyor. Bu karı medenî bir hanım değil, bedevî bir karıdır.

***

Yasak olduğu halde inşaat atıklarını ormanlara dökenler alçak değil, çok alçak insanlardır.

***

Geçen yaz birkaç kez hava ve su almak için Belgrat ormanlarına gitmiştim. Kuytu bir yerde kitabesi kırık küçük bir çeşmeden bidonuma su doldururken, etrafın atıklarla, poşetlerle kirletilmiş olduğu görüp çok üzülmüş, kahırlanmıştım.

***

ÖLÇÜ: Cebinde bir tek kabak çekirdeği buluyorsun, ziyan olmaması için içini çıkartıp yiyorsun, kabuğunu yere atmıyor, çöp bidonuna atıyorsun.

***

Salaklığın böylesi: Çöpünü bidona götürüyor, yarısını bidonun içine, yarısını dışına döküyor.  Şabanlar, Şabaniyeler.

***

Lüks, pahalı, cafcaflı bir otomobili süren adam burnunu kağıt bir mendile siliyor, onu yola atıyor. Görgüsüz, türedi, bedevî, kaba insan, kötü vatandaş...

***

1950’lerin son yıllarından birindeydi. O tarihte Ankara’nın iyi lokantalarından Ulusta Heykel civarındaki Cumhuriyet lokantasına gitmiştik. Masanın biri boşalmış, üstü henüz temizlenmemişti. Baktım, ekmek sepetindeki dilimlerden birinde kımızı bir boya vardı. Bizden önceki bir karı ağzının yağını kirini rujunu ekmekle temizlemişti. Böyle bir kadına elbette hanımefendi diyemiyorum.

***

Bir insanın ne mal olduğu hela temizliği yapıp yapmamasından, yaptığı takdirde 10 üzerinden kaç not aldığından belli olur.

***

Ona, güzel bir çay demlemesi için Assam DarjeelingYunnan çaylarından oluşan nefis bir harman (karışım) vermiştim. Demleyip getirdi, çay berbat... Sorguladım, araştırdım, meğerse demlerken, ayaklarının altında dolaşan kediye bağırmış hakaret etmiş, çay da bozulmuş.

***

Fransızca bir dergide okudum: “Genç yaşında ölen bir kişi, bir deniz kazasında boğulan gibidir. Yaşlı bir insanın ölümü, geminin limana vasıl olup rıhtıma bağlanması gibidir.”

***

Bir Japon, bundan üç yüz sene önce yazılmış Japonca bir metni okuyabiliyor da, bir Türk, 1928’den önce yazılmış, basılmış Türkçe metinleri niçin okuyamıyor?

***

Kendisini aydın sanan o adam aydın değil, aydın müsveddesi veya karikatürüdür.

***

Faydalı, aydınlatıcı, bilgilendirici, yükseltici, insanı insan edici derin kültür ve düşünce kitapları okumayan okumuşlar; otlakta dolaşarak otlamayan, gün boyu aynı yerde duran ineklere benzetilebilir. Böyle inek yoktur ama böyle cahil insan vardır.

***

Bir genç gördüm, gelecekle ilgili emel ve ümitlerini sordum. Şunları istiyormuş:   Maaşı dolgun devlet memuru olmak... Güzel bir ev... Güzel bir yazlık...  Evde jakuzi... Yazlıkta yüzme havuzu... Pahalı lüks mobilyalar, giysiler... Lüks bir otomobil... Lüks yeme içme konaklama...  Daha başka neler istiyor, neler düşünüyorsun dedim,  bir şey söyleyemedi.  Bu genç intihar ediyor, ülkesine halkına devletine de büyük zarar verecek. Gençleri idealsiz yetiştirenlere yuf olsun!

***

Kemalizmle barışık, Kemalizme hizmet eden bir Diyanet,  vazifelerini hizmetlerini hakkıyla yapamaz. Diyanet’in temel vazifelerinden biri, M. Kemal’in ölümünden sonra Dönmeler ve Benzetilmişler tarafından fabrike edilmiş ideolojiye karşı çıkmak, Müslüman halkı ondan korumaktır. Bu işi açıkça yapamıyorsa, dolaylı şekilde yapar.

***

Bozuk düzen ve sistemlere karşı olmayan, onların yerine âdil düzen gelmesini istemeyenler gafil Müslümanlardır. Uyanık şuurlu Müslüman olmak için marufu istemek, münkeri istememek, ona muhalif olmak gerekir.

***

Kendilerinde kusur, günah, yanlış olduğunu kabul etmeyen, bütün eksikleri ötekilerde gören Müslüman kolay kolay ıslah olmaz, necat ve felah bulmaz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi