M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İçim Karardı

İçim Karardı

CEHENNEMî bir cadı kazanı kaynıyor. Yazılacak ne kadar çok konu var. Gerginlikler her geçen gün artıyor. Gerile gerile ipler koparsa ne olacak? Batıcıların maskeleri iyice düştü. Batı ülkelerinin üniversitelerinde başörtüsü serbest. Batıcı geçinenler niçin onlara benzememizi istemiyorlar da, Türkiye Malezya’ya benzeyecek diye korkunç ve canhıraş yaygaralar kopartıyorlar?

Filistin’de Siyonistler, Türkiye’de G.Y.’ler Müslümanlara kan kusturuyor.

Bunca fırtınalar, kasırgalar içinde birtakım sahte İslâmcıların dini imanı para, rant, haram kazanç. Dünya yıkılsa onlar bundan vazgeçmezler.

âblar akıyor, dolaplar dönüyor...

Amerikalılar Irak’ta milletvekillerine 5’er milyon dolar vererek, petrol konusunda oylarını satın almak istiyorlarmış. Alabilirler mi? Beş milyon dolar az para mı?

Türkiye’de nükleer enerji konusunda çok acayip gelişmeler, dehşet verici entrikalar... Rüşvetler veriliyormuş, rüşvetler alınıyormuş... Bu rüşvet rantlarının cirosu milyarlarca dolarmış.

İstanbul’un ne kadar güvenli, ne kadar iyi idare edilen bir megakent olduğu son patlamayla bir kere daha ispatlandı. Şehrin göbeğinde ruhsatsız maytap imalathanesi havaya uçtu. ölüler, yaralılar.

Profesörün biri “Türban serbest bırakılırsa üniversiteleri kapatırız” demiş.

Geçen sene İstanbul ümraniye’de bir gecekonduda silahlar ve cephane bulunmuştu. Onların yanında 60 adet yolsuzluk dosyası da yer alıyordu. Bu suç aletlerine ve unsurlarına el konuldu. Acaba o 60 yolsuzluk dosyasında neler yazılıydı, ne gibi belgeler vardı?

İstanbul’da lüks bir alışveriş merkezinde çok lüks bir restoran açılacakmış. Orada bir kişi 400 liraya lüks yemek yiyecekmiş. Bir kısım zenginler, medya prensleri veya baronları, seçkinler, sosyete heyecan içinde açılışı bekliyor. Anne, baba, iki de çocuk... Ekstra bir şarap içilirse 2 bin lira... Oh ne güzel!..

Orman olma vasfını yitirmiş yerler yapılaşmaya açılınca Türkiye batacaktır. çeteler, mafyalar, rantçılar alesta bekliyorlar. Hele bir açılsın o araziler, an kaybedilmeden hummalı bir yapı faaliyeti başlayacak, Türkiye nüfusunun yarısı bu bölgeye çekilecek. Bir milyar 300 milyonluk çin’in idarecileri, başkent Pekin’in nüfusu 16 milyon oldu diye kara kara düşünüyorlar; bizdeki birileri 72 milyonluk Türkiye’de 25 milyonluk azman bir şehir oluşturmak için çırpınıyor.

Amerika ve İsrail, Türkiye’den, kendi emellerine hizmet edecek bir Halife çıkartma hazırlıkları içinde... Acaba bu Halife adayı kimdir?

Ayasofya’nın ileride Rumlara verilmesine imkân tanıyacak bir kanun çıkartılmak isteniyormuş. Allah Allah!.. Ne günlere kaldık.

Etrafı yüksek duvarlarla çevrili, içine, sanki yabancı bir ülkeye giriyormuşsunuz gibi bin formaliteden sonra girilebilen lüks bir sitede, projesinde olmayan bloklar yapılmış ve bunlar birtakım büyük kimselere peşkeş çekilmiş...

Yetmiş yaşında kimsesiz bir vatandaş tek başına oturduğu evde, soğuktan donmuş vaziyette bulunmuş. Zavallının sobası ve yakacağı yokmuş.

Birtakım İslâmcı gazeteci ve yazarlar bir kesimdeki birilerini hiç mi hiç tenkit etmiyorlar. Acaba niçin susuyorlar?

Dolar tepetaklak... Birilerinin gizli hesapları durduğu yerde eriyor. Rakamlar büyük. Acaba bunları euroya mı çevirtsinler? Bu gibi muameleler de çok zorlaştı. Lâ rahate fi’d-dünya...

Madam Manukyan’ın oğlu, sevgili annesinden miras kalan genelevleri işletememiş, evler kapatılmış, resmî vesikalı karılar mağdur olmuş...

Meşhur Sulukule buldozerlerle yıkılmış, orada bahçeli villalar yapılacakmış. Sulukuleliler başka yere göç etmişler. Herkes bilmez, anlatayım: Sulukule’de, batakhanelerin yanında özel mescidler ve İslâmî sohbet evleri de vardı. üç tane... Beş sene kadar oluyor, tarihini tam hatırlamıyorum, bunlardan birine davet edilmiş ve gitmiştim. Zikrullah yapılmış, namaz kılınmış ve yemek yenilmişti. Bir ara pencereden baktım, karşıdaki külüstür küçük apartmanın önünde r.... bir araba duruyordu. Yanımdaki vatandaş, “orası da esrar tekkesidir” demişti gülerek.

Büyük bir bürokrat her ay özel hesabına 30 bin lira yatırıyormuş. Ak akçe kara gün içindir...

Türkiye dine kayıyor, Müslümanlık ilerliyor diye feryat ediyorlar. Bu kadar üniversite açarsanız işin sonu böyle olur. Müslümanları cahil bırakmanız gerekirdi.

Irak’taki ölü sayısı bir milyonu geçmiş... Amerika ilk fırsatta Pakistan’ı işgal edecekmiş... Böyle giderse Afganistan parçalanacakmış... Bunlar gazetelerdeki küçük haberler.

Kenya’da durum berbat. Cezayir’de lâiklik her gün hızla geriliyor.

Fransa Devlet Başkanı Sarkozy, “Türkiye Avrupa Birliği’ne alınamaz” diyor. Onun, anne tarafından Selanik Yahudisi olduğunu biliyor musunuz? Fransa’da 500 bin Yahudi yaşıyor ve ülkeyi ellerine geçirmişler. Aynı ülkede beş milyon Müslüman var, hiçbir ağırlıkları yok.

çünkü yüzlerce hizbe, fırkaya, tarikata, gruba, kliğe ayrılmışlar, kopuk kopuk olmuşlar.

Yazacak daha çok şey var ama içim karardı, bu kadarını yazabildim.

Yazacak neşeli, faydalı, olumlu, sevindirici bir şey bulamadın mı?.. Olmaz olur mu? Büyüklerden birinin mahdumu ticarete başlamış, yaşı küçük olduğu için velilerinin izni ile... Türkiye kalkınıyor...

ONLAR

ONLAR yalancıdır.

Onlar demagog ve popülisttir.

Onlar halkımızın temel hak ve hürriyetlerine karşıdır.

Onlar laik değil, apaçık dinsizdir.

Onlar fanatiktir.

Onlar saldırgandır.

Onlar tabucu ve yasakçıdır.

Onlar, görüş ve tezlerini gerekçelerle savunamayan acizlerdir.

Onlar zorbadır.

Onlar toplumsal uzlaşmadan, iç barıştan yana değildir.

Onlar kaybedilmiş davaların avukatlığını yapıyor.

Onlar tenakuzlar/çelişkiler içindedir,

Onlar mantıksız adamlar ve kadınlardır.

Onlar hem suçlu, hem güçlüdür.

Onlar darbe çığırtkanlığı yapıyor.

Onlar ülke çoğunluğunu düşman, tehdit ve tehlike olarak görenlerdir.

Onlar demokrat zihniyetli değildir.

Onlar ataisttir.
Onlar Türkiye’nin selametinin, iç barışının, geleceğinin önündeki en büyük engellerdir

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi