M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İçimizdeki casuslar ve ajanlar

İçimizdeki casuslar ve ajanlar

Üzerine basa basa tekrar ediyorum: İslâmî kesimin içi casus, istihbaratçı, ajan, provokatör (kışkırtıcı), yönlendirici, sabotajcı, dezenformasyoncu, aldatıcı, kandırıcı doludur.

Bu gerçeği inkâr etmek için ahmak, geri zekalı, devekuşu olmak gerekir.

Daha geçen sene Ergenekon belgeleri ve bilgileri içinde açıklanmadı mı? Herifler başlarına sarık sarmışlar, cüppe giymişler, sakal bırakmışlar ve bir tarikata girmişler.

Yakın tarihimizde çok değerli iki hoca camide vahşice katl edilmedi mi?

Kafirler ve münafıklar birtakım kötü işleri bizzat kendileri yapamazlar. Bunları, beyinlerini yıkadıkları Müslümanlara yaptırmak isterler.

Başı bağlı Fatoş'un asıl kimliğinin telefon kızı olduğunu bilmiyor musunuz?

Bir takım bakanlar, ünlü, anlı, şanlı kişiler Ergenekonla ilgisi olan sahte bir şeyhin elini öpmeye gidiyor, önünde iki büklüm el pençe divan duruyorlardı.

28 Şubat'tan sonra camilere bile ajanlar, istihbaratçılar, casuslar sokuldu; hatip efendi resmî hutbeyi mi okuyor, kendinden mi konuşuyor diye araştırma yapıldı.

Şu anda BÜTÜN telefonlar dinleniyor ve kayd ediliyor... BÜTÜN bilgisayarlar...

Türkiye Müslümanları birleşirse, başlarına bir İmam-ı Kebir seçerlerse küfrün ve nifakın işi bitiktir. Binaenaleyh:

1. Müslümanlar tek bir Ümmet olmasınlar.

2. Ümmet şuuru (bilinci) kalksın, onun yerini cemaat, hizip, fırka, grup, klik, tarikat asabiyeti alsın.

3. Müslümanlar bölündükçe bölünsün, parçalandıkça parçalansın.

4. Nurcular 20 kola, Nakşiler 100 kola, şucular şu kadar şubeye, bucular bu kadar şubeye ayrılsın.

5. Divide et imperia... Böl, parçala, hükm et...

7. Müslümanlar arasında Sünnîlik ve Şiîlik tartışmaları, çekişmeleri ayyuka çıksın. Komşumuzdan bol bol Şiîlik ithal edilsin.

8. Vehhabîler el altından desteklensin. Sünnîlerle Vehhabiler çekişip dursun.

9. Fazlurrahman'ın tarihsellik fırkası yayılsın. Bu iş için milyonlarca dolar harcansın. Telif ve telef ücretleri kovayal üleştirilsin.

10. Ümmet birbirine düşsün.

11. Aman aman aman sakın Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığı kuvvetlenmesin.

12. Dinde reformcular açıkça ve gizlice desteklensin.

13. Ortaya yüzlerce meal, tercüme ve tefsir çıkartılsın, bunların çoğunun içinde vahim yanlış yorumlar bulunsun, Müslümanların kafaları karışsın, birbiriyle tartışıp dursunlar.

14. Müslümanlar tasavvuf taraftarları ile tasavvuf karşıtları cephelerine ayrılsın, alabildiğine tartışsınlar.

15. İslâm ümmeti içinde tefrika, düşmanlık yangınlarıbaşlasın.

16. Birileri, kendileri gibi düşünmeyen Müslümanları müşrik ve kafir ilan etsin.

17. Sünnîlerle Alevîler birbirine düşman edilsin. Bu maksatla nice Sivas, Başbağlar olayları sahneye konulsun.

Sevgili Müslümanlar!.. Bütün bu fitnelerden, fesatlardan, tefrikadan kurtulmanın çaresi, çözümü, reçetesi şudur:

A. Bütün Müslümanlar tek bir Ümmet olacaklar. Ümmet şuuru güçlenecek.

B. Cemaat, hizip, fırka asabiyetleri kaldırılacak. Tarikat olacak, tarikatlılık olacak ama tarikatçılık olmayacak.

C. Müslümanlar başlarına sahih itikatlı, alim, fazıl, kamil, ahlaklı, bilge bir İmam-ı kebir, Emîr seçecekler, ona biat ve itaat edecekler.

Ç. Laik düzenin emrindeki resmî Diyanet'e paralel bağımsız bir Din Teşkilatı kurulacak.

D. Müslümanlar birbirleriyle tartışmayacak.

E. Kur'ân, Sünnet, Cemaat, icmâ-i ümmet Müslümanlığı esas alınacak. Reformculuğa, diyalogçuluğa, tarihselliğe, oryantalizme yer verilmeyecek.

F. Sahih itikadı hakim kılmak için bir "Tashih-i İtikad Seferberliği" ilan edilecek.

G. Beş vakit namazın kütlevî şekilde cemaatle kılınması için harekete geçilecek.

Ğ. Haram yemeye karşı mânevî ve ahlakî cihad ilan edilecek.

H. Günümüzün en güçlü silahı olan medya konusundaki bölünmüşlük, parçalanmışlık, dağınıklık bırakılacak, Türkiye'nin en güçlü medyası İslâm'ın ve Müslümanların olacak.

I. Gerçek din alimlerine, gerçek şeyhlere, gerçek hizmetkârlara hürmet edilecek; din sömürücüsü, benlik tutsağı sahte alimlerin, sahte şeyhlerin, sahte hizmetkârların nüfuzları ve güçleri kırılacak.

İ. Müslümanlar bedeviyetten, şifahî kültürden medeniyet kültürüne yönlendirilecek.

J. Türkiye çapında bir İslâmî Fütüvvet Teşkilatı kurulacak.

K. İslâmî faaliyetler alanındaki bütün arivistler tasfiye edilecek, marjinalleştirilecek.

L. Ümmet için girmiş, sızmış, sızdırılmış bütün ajanlar, casuslar, istihbaratçılar, provokatörler, manipülatörler tesbit edilip uzaklaştırılacak.

M. Dünyanın en güçlü üniversitelerindeki vasıflı eğitimciler, medyacılar, hukuk mimarları, sanat uzmanları yetiştirilecek.

Sonuç: İçimizdeki parçalayıcıları, bölücüleri, ajanları casusları, kışkırtıcıları, dezenformasyon yapıcıları, paralı bid'atçileri, yönlendiricileri; Mossad, Vatican veya şu yahut bu dış güçler hesabına çalışanları, Şeytanın askerlerini bilip, bütün yasal yollardan onları tesirsiz hale getirmedikçe iki yakamız bir araya gelmez.

Biz bu işi yapamayız mı diyoruz? Öyleyse sürünmeye insî ve cinnî şeytanların maskarası olmaya devam...

YILIN HER GÜNÜ EHL-İ SÜNNET

BÜTÜN mü'minlere selam ederim. Aşağıdaki yazım Ehl-i Sünnet Müslümanları içindir...

Her sene 365 gün Ehl-i Sünneti savunmak gerekir. Dört yılda bir, Şubat ayı 29, sene 366 gün oluyor, o bir günde de yine Ehl-i Sünnet için yazmakta yarar vardır.

Ülkemizde son 30-40 yıl içinde Ehl-i Sünnet çok yara aldı, çeşit çeşit bid'atler çıktı. İslâm medreseleri kapatılmış olduğu, yeterli sayıda icazetli Sünnî ulema yetişmediği için meydan boş kaldı.

Binlerce yeni fırka türedi... Önüne gelen içtihad yapmaya başladı... Kur'ân, ehliyetsiz ve liyakatsiz kişiler tarafından re'y ve heva ile yorumlandı.

1400 yıllık İslâm tarihinde görülmemiş ucube tezler savunuldu: Ehl-i Kitab da ehl-i necat ve ehl-i cennetmiş... Kur'ân, Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm'a çağırmıyormuş... Ehl-i Kitab ile Âmentüde ittifak halindeymişiz... Zamanımızda bir tek İbrahimî din değil, üç İbrahimî din varmış.

Sünnet düşmanlığı yayıldı.

Fıkıh mezheplerini put olarak gösterenler çıktı.

Pakistan'dan kovulan Fazlurrahman fırkası türedi.

Tasavvuf büyüklerini küfür ve şirkle suçlayanlar görüldü.

Efendimizin türbesinin yıkılması ve mezarının açılıp mübarek nâşının başka bir yere gömülmesini isteyen Nasirüddin Albanî baştacı edildi.

Çok sayıda sahih hadîslerle bildirilen nüzul-i İsa aleyhisselam ve zuhur-i mehdi inkar edildi.

Vehhabîliği hak, Ehl-i Sünneti bâtıl görenler çoğaldı.

Mealciler diye bir bid'at fırkası peydahlandı.

İmanın şartlarını altıdan beşe indiren imam kabul edildi.

"Allah gerçek bir Janus'tur" diyerek Hak Teâlâ hazretlerini iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındıklar önder ve mücahid kabul edildi.

Dinimizi AB standartlarına uydurmak ve ayarlamak için çalışmalar başlatıldı ve bu iş için çuval çuval para dağıtıldı.

Velhasıl dinî konularda korkunç bir hercümerc, kaos, anarşi, kargaşa içindeyiz.

Ümmet içinde ağzı bozukların, aşırı öfkelilerin, sövüp sayanların, vurup kıranların, kaş yapayım derken göz çıkartanların sayısı arttı.

Edeb, görgü, terbiye, nezaket, insaf, büyüklere saygı, küçüklere şefkat kaidesi ayaklar altına alındı.

Böyle bir hengâme içinde Ehl-i Sünnet devamlı olarak savunulmalı, çeşit çeşit bid'atler devamlı olarak çürütülmelidir. Bu hizmetlere bir gün bile ara verilmemelidir.

Niçin?

Çünkü Ehl-i Sünnet gerçek Müslümanlıktır.

Ehl-i Sünnet Yüce Yaratan'ı kemal sıfatlarla sıfatlandırmak ve noksan sıfatlardan tenzih etmektir.

Ehl-i Sünnet, adı üstünde Resule (Salat ve selam olsun ona) itaat etmek ve Sünnetine temessük (sımsıkı sarılmak) demektir.

Ehl-i Sünnet, Kur'ân'ın doğru yorumudur.

Ehl-i Sünnet, Cadde-i Kübra-i İslâm'dır.

Ehl-i Sünnet, Sevad-ı Âzamdır.

Ehl-i Sünnet, Ümmet'in yüzde 80'i 85'idir.

Ehl-i Sünnet mensubu olmak demek İslâm'ın kaynağına kopuksuz bir silsile ile ulaşmak demektir. Ehl-i Sünnet her türlü aşırılıktan, gulüvvden, bid'atten uzak olmak demektir.

Ehl-i Sünnet, dinde adalet demektir.

Ehl-i Sünnet, birlik demektir.

Evet senenin her günü Ehl-i Sünnet savunulmalı, tanıtılmalıdır. Böyle bir faaliyet fitne ve fesat çıkartmak değildir, tam aksine en büyük hizmettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi