M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Geceliği 10 Bin Dolarlık Fâhişe!..

Geceliği 10 Bin Dolarlık Fâhişe!..

Binanın ve zinanın aşırı şekilde çoğaldığı bir azgınlık devrinde yaşıyoruz. Eskiden taş devri, tunç devri gibi çağlar varmış, bizim çağımız da bir açıdan "Bina ve Zina" çağı...

İstanbul polisi yedi ay süren telefon dinlemeleri yapmış ve sonunda dev şehrin on ayrı ilçesinde altmış fuhuş mekanına baskın yapmış.

Yakalananlar: Mankenler, fotomodeller, dansözler, radyo DJ'leri... Ayrıca bu kadınları erkeklere pazarlayan elli iki kişi de derdest edilmiş. Yakalananlar içinde ünlü, anlı şanlı manken Didim de varmış.

Fuhuş tacirleri, bu kadınları lüks otellerde geceliği 10 bin dolara varan fiyatlarla pazarlıyorlarmış.

Devletimiz ve polisimiz, günümüzde uçan kuşu değil, uçan sineği bile takip edebilecek güce ve imkânlara sahiptir. İstanbul'da aklın almayacağı kadar çok dijital kamera bulunmaktadır. Öyle hassas cihazlar vardır ki, dışarıdan bir evin içinde konuşulanları kayda alabilmektedir.Devletin İstanbul'daki ve yurdun diğer bölgelerindeki gizli fuhuş yerlerinin tamamını bilmemesine imkân yoktur.

Hepsini biliyorlar da, arada bir yukarıda anlatılan baskınlar yapılıyor.

Geceliği 10 bin dolar!.. İyi para değil mi? Bu paraları kimler veriyor? Bu paralar nasıl kazanılıyor?

Geceliğine 10 bin dolar alan süper fahişe, ayda yirmi gece çalışsa 200 bin dolar eder. Bu paranın kaçta kaçını pazarlayıcılar alıyor acaba? Vergisi yok, KDV'si yok. TC, resmî vesikalarla yapılan yasal fuhuştan KDV ve gelir vergisi alıyor, bu vergileri devlet bütçesine koyuyor; milletvekillerinin, bakanların, valilerin, müftülerin, imamların, vaizlerin, müezzinlerin, öğretmenlerin maaşlarını da bu kirli ve haram paralarla ödüyor.

Türkiye'nin yasal olmayan, gizli ve derin sektörleri vardır ve bu sektörlerde her yıl 100 milyarlarca dolar dönmektedir.

1. Fuhuş sektörü. Bunda ne ararsan bulunur. Hatta isteyene bâkire küçük kız buluyorlar ve sunuyorlarmış. Astronomik rakamlara...

2. Uyuşturucu sektörü. Devlet bunu da biliyor. PKK terörünün gölgesinde ve tozu dumanı içinde akıllara durgunluk verecek miktarda uyuşturucu işi yapılmaktadır.

3. Din sömürüsü sektörü.

4. Rüşvet ve haram komisyon sektörü.

5. Ahlâka ve hukuka aykırı haram rantlar sektörü. Bir örnek vereyim: Vatandaşın büyük bir arazisi var, yapılaşmaya kapalı. Ondan bu mülkü çok ucuza, yok fiyatına satın alıyorlar, sonra üzerinde bina ve tesis yapılabilmesi için karar çıkartıyorlar. 1'e aldıkları arazinin değeri 50'ye çıkıyor.

Türkiye'de devlet bütçesi kadar, belki ondan daha fazla haram rantlar, kazançlar vardır. Derin çeteler KDV'siz, vergisiz "işlerini" yürütüyorlar.

* (İkinci yazı)
KISA SÖZLER

* Bütün kötülüklerin başı insanın kendisini günahsız/mâsum görmesidir.'Ucb, gurur, kibir ardından sökün eder gelir.

* Ne mutlu o kimseye ki, kendi günah ve ayıplarına üzülüp ağlamaktan başkalarınınkini görmeye vakit bulamaz.

* Dünyanın ve kendisinin fâniliğini unutan gafil kişinin önünde bütün günah kapıları ardına adar açılmıştır.

* Tarihini unutan bir toplum, geleceğini karartmış olur.

* Bir yüze tükürmek isteyen, aynaya tükürsün.

* Hayvanların ağızları vardır, dilleri yoktur ama onların bir Yaratıcısı vardır ve mahlûkatına zulmedilmesinden hoşlanmaz, hesabını sorar, ceza verir.

* Kendileri sabah namazına kalkarken, yetişkin oğulları ve kızlarını kaldırmayan, hatta aman uyanmasınlar diye ayaklarının ucuna basan anne ve babalara yazıklar olsun!

* Doyduktan sonra yiyen bir tür hırsızdır. Ülke sofrasında hissesine düşenden fazlasını yemiş, başkalarını mahrum bırakmıştır.

* Mürüvvetsiz ve fütüvvetsiz İslâm toplumu olmaz. Mürüvvet ve fütüvvet kelime ve kavramının kullanılmadığı, mânâsının bilinmediği bir toplum medenî İslâm toplumu değildir.

* Cami ve mektep birbirinin yardımcısı ve destekçesidir. Camilerle mekteplerin birbirine zıt olduğu bir İslâm ülkesi iflâh olmaz.

* Bir Müslümanın iftihar edebileceği şeyler ilim, irfan, hikmet, marifet, takva, ihlâs, cömertlik, sanat gibi hasletlerdir. Bu hasletler de, iftihar etmeye ve gururlanmaya izin vermez.

* İhlâslı bir Müslüman "Ben çok ihlâslıyım...Şöyle ihlâslıyım, böyle ihlâslıyım..." demeye başlayınca ihlâs pırrr deyip kuş gibi uçar gider.

* Uzun bir ömür yaşayan kimse, takvim/kronolojik zaman bakımından çok yaşayan kişi değil; hayatını ilimle, irfanla, ibadetle, hayır ve hasenatla, hikmetle, tefekkürle dolu dolu geçiren kimsedir.

* Bundan bin yıl önce İstanbul'da Bizanslı zenginler yaşıyordu. Bol altın gümüşleri, müzeyyen dayalı döşeli haneleri vardı, karalarda kervanlarla, denizlerde yelkenli gemilerle ticaret yaparlardı, hademeleri, hizmetkârları, uşakları, köleleri çoktu. Debdebe ve tantana içinde yaşıyorlardı. Sonra sıralarını savdılar, bu fanilik âlemini terk ettiler. İsimleri unutuldu, kabirleri düzlendi, haneleri viran oldu. Bugünkü Bizanslılar o eski Bizanslılardan ibret alsınlar.

* "Doğudaki bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki Müslüman onun acısını kalbinde duyacaktır" buyuruyor Hz. Peygamber.Biz Müslümanlar öldürülen, işkence edilen, yaralanan, sakatlanan, evleri yıkılan, dul ve yetim kalan, yurtlarından sürülen, aç bırakılan kardeşlerimizin acılarını yüreğimizin derinliklerinde hissediyor muyuz?

* Yemek sofrasına oturmuş, tam yemeğe başlayacak ki, televizyonda bir deri bir kemik kalmış, sefil ve miskin Müslümanı görmüş; birden bire fena olmuş, yemeklere el sürmemiş, odasına çekilmiş, çok ağlamış, hatta bir ara kendinden geçip bayılmış... Adresini bilmiyorum, öğrenirsem bu Müslümanın ayaklarını öpmeye gideceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi