M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Türkiye Nereye Gidiyor?

Türkiye Nereye Gidiyor?

Seçimlerden sonra bu çalkantı, bu fırtına, bu toz duman biter, ortalık sükunete kavuşur mu?.. Hiç sanmıyorum. Daha kötü olmasından korkuyorum.

Türkiye'de iki cephe var:

STATÜKO cephesi: Kemalist askeri vesayet rejiminin devamını istiyor.

MİLLİ KİMLİK cephesi: Bunlar ideolojik vesayet rejiminin sona ermesini, tam ve gerçek bir demokrasi olmasını (Ne kadar olabilecekse) istiyor.

Bu iki cephe kendi içlerinde homojen midir, birlik ve uyum var mıdır?

Yoktur.

Nazik soru: Bu iki cephe temiz ve şeffaf mıdır?

Maalesef hayır.

Uluslararası temizlik ve şeffaflık anketlerinde Türkiye'nin notu, 10 üzerinden 4'tür, yani kirlidir, sınıfta kalmaktadır.

Türkiye toplumunun yapısı sağlıklı mıdır?

Değildir.

Türkiye'nin halkı (veya halkları) arasında sosyal barış ve uzlaşma var mıdır?

Maalesef yoktur.

Türkiye maddi bakımdan kalkınmakta mıdır?

Akıllara durgunluk verecek şekilde maddi kalkınma vardır. Komşumuz Yunanistan iflas ediyor, biz ise ortaya harikalar koyuyoruz, dünya kıskanıyor, dünya hayran.

Bu kalkınma bir keramet midir?

Benim cevabım: Keramet değil, bir tür istidractır.

Türkiye zenginleşiyor mu?

Zenginleşiyor, bunu kimse inkar edemez. Lakin bu zenginlik sağlık mıdır, değil midir, bu husus tartışılabilir.

Bir gerçek: Zengin kesim daha zengin olurken, fakir kesim daha fakir oluyor diyorlar, bu iddia doğru mudur?

Cevap: Bendeniz iktisat uzmanı değilim. Bilenlere, uzmanlara sormak gerekir.

Türkiye'nin halkı mı vardır, halkları mı?

Cevap: Bence halkları vardır.

Türkiye'nin dominant unsuru hangisidir?

Cevap: Çoğunlukta olan Sünni Müslümanlardır.

Sünniler son yetmiş beş sene içinde ezilmişler, ikinci sınıf vatandaş statüsüne itilmişler, çok haksızlıklara ve zulümlere maruz kalmışlardır.

Şu anda oldukça hürriyet, imkan, fırsat var, Sünniler bunlardan yararlanarak haklarını arıyor mu?

Maalesef arayamıyorlar.

Niçin?

Vesayet güçleri ve din sömürücüleri Sünnileri bölmüş, parçalamış, birbirinden kopartmış, sersemletmiştir.

Sünni kesimde yeteri kadar şuur, uyanıklık, birlik, plan program, hizmet ve faaliyet yoktur. (Hiç yoktur demedim, yeteri kadar yoktur dedim.)

Türkiye'nin düzeni bozuk bir düzen midir?

Hasta ve militan statükocular dışında herkes bu konuda ittifak halindedir. Şeriatçi Müslüman da bozuk diyor, Marksist de bozuk diyor.

Türkiye'nin bozuk düzenini tenkit etmeyen, bu bozuk düzenini haram rantlarını ve nemalarını yiyen Müslümanlar veya İslamcılar da var...

Cevap: Ben onlara Müslüman demem!..

Türkiye'de siyasi partilerin üzerinde güçler var mıdır?

Vardır ve en güçlü partilerden daha güçlüdürler.

Mesela ordu.

Mesela dini bir cemaat.

Türkiye'de sadece siyasi çekişmeler mi yaşanıyor?

Hayır... Siyasetten önce kimlik, kültür, menfaat çekişmeleri yaşanıyor.

Türkiye'de şu anda ne kadar Yahudi var?

Bir buçuk milyon kadar Gizli Yahudi olduğu iddia ediliyor. 20 bin kadar Musevi vatandaş, Sabataycılar, Alevi Bektaşi görünen Yahudiler, Kürt Yahudileri vs.

Bizde ne kadar Ermeni var?

Resmi istatistiklere göre açık Ermenilerin sayısı 100 binin altındadır. Ermeni kökenlilerin ise bir buçuk milyon olduğu iddia ediliyor.

Kripto Yahudiler ve Kripto Ermeniler bilinçli midir?

Hepsinin bilinçli olduğunu sanmam. Entegre olmuş, erimiş olanları az değildir.

Gizli Kürt Yahudisi var mıdır?

Olmaz olur mu? Sürü sepet vardır.

Türkiye'de iki dinli Gizli Rumlar var mıdır?

Olduğu söyleniyor, hatta bu konuda kitap bile yayınlandı. (Belge yayınları, Mare Nostrum dizisi içinde.)

Türkiye'de kaç etnik köken mevcut?

78 diyenler var.

Bunların hepsinde ırk ve köken asabiyeti var mıdır?

Hepsinde yoktur. Bir kısmında vardır.

Türkiye bugünkü haliyle huzura, iç barışa, istikrara kavuşabilir mi?

Bu haliyle kesinlikle kavuşamaz.

Nasıl kavuşabilir?

Cevap: (1) Kemalist ideolojiye dayalı vesayet rejimine son verilecek. (2) Milli kimlik ve kültür esas alınacak. (3) Temel insan hak ve hürriyetleri çoğunluğa tanınacak. (4) Hukuk adil bir hukuk olacak ve bu adil hukukun üstünlüğü kabul edilecek. (5) Bugünkü iflas etmiş ideolojik eğitimin yerine Singapur, Japonya, Tayvan, Güney Kore, İsviçre, Norveç, Almanya eğitimleri gibi güçlü bir eğitim getirilecek. (6) Halkımızın, devletimizin, ülkemizin bin yıldan fazla kullanmış olduğu milli yazı, alfabe, lisan üzerindeki yasaklar ve tabular kaldırılacak. (7) Sünni çoğunluğa, İngiltere'deki gibi din hürriyeti verilecek. Diğer çeşitliliklerin ve azınlıkların din ve inanç hürriyeti de garanti altına alınacak. (8) Kokuşma bataklıkları kurutulacak, Türkiye'nin notu en az 7'ye çıkartılacak. (9) Ahali arasında toplumsal barış ve uzlaşma sağlanacak.

Sünni Müslüman çoğunluğun sizce en büyük zaafı ve eksikliği nedir?

Cevap: Başlarında ehli bir başkan, bir İmam veya Emir bulunmaması ve Müslümanların bu zata itaat ve biat etmemesidir.

Sizce nereye gidiyoruz?

Cevap: Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete.

Ümitsiz misiniz?

Hiç Allah'tan ümid kesilir mi? Allah'tan ümidini kesmek küfürdür.

* (İkinci yazı)

Yangın Var!

BİR Müslüman düşünün... İtikadında bid'atler ve bozukluklar var... Namaz kılmıyor... Doğru dürüst zekat vermiyor... Oğlu züppe mi züppe, kızı hoppa mı hoppa... Kendisi ticaretle uğraşıyor ama dine ve ahlaka aykırı bir sürü muamelesi var... Riba ve faize batmış bir vaziyette... Haram yiyor... Bazen rüşvet veriyor... İhalelere fesat karıştırıyor... Dolaylı şekilde saçı bitmedik yetimlerin haklarını yiyor.

Bu adamın bazı hayırlı işleri de var: Az çok sadaka veriyor, hayır hasenat yapıyor... Köyündeki camiyi tamir ettirdi... Hacca gitmedi ama senede bir umre seyahati... Ramazan'da namaz kılmaz ama oruç tutar... Belediyenin iftar çadırında bir gece 300 kişiyi doyurdu...

Biz bu adamı tenkit etmeden, uyarmadan översek ne yapmış oluruz? Ona zarar vermiş oluruz.

Böyle bir kimsenin öncelikle uyarılması gerekir.

Kendisine karşı olumlu tenkitler yapılmalıdır.

İtikadını tashih etmesi, namaza başlaması, zekatı dosdoğru vermesi, çoluk çocuğunu zabt u rabt altına alması konusunda ona etkili nasihatler edilmelidir.

O, böyle iyi nasihatlere, olumlu tenkitlere, uyarılara son derece muhtaçtır. Onlar kendisi için şifa verici ilaç gibi olacaktır.

Bunlar, ona yapılabilecek en büyük iyiliklerdir.

Çünkü o bu nasihatleri tutarsa kendisini doğrultmuş ve ebedi saadetini inşaallah kazanmış olacaktır.

Bendenize şimdiye kadar belki yüz kere şu tenkit yöneltildi:

Be adam, bu memlekette hiç iyi iş yok mu ki, hep tenkit edip duruyorsun? Yahu biraz da iyi şeyleri, beğenilecek şeyleri yazsana!..

Türkiye'nin durumuna bütünüyle bakıldığında İslam'a, Kur'ana, Sünnete, fıkha, İslam ahlakına, Şeriata aykırı çok büyük ve yaygın kötülükler görülmektedir.

Ülkemiz bir tür darülharb haline gelmiştir.

Halkın itikadında büyük bozukluklar başlamıştır.

Beş vakit namaz kütlevi olarak terk edilmiştir.

Seherlerde halkın yüzde 90'dan fazlası gaflet içinde uyumaktadır.

Fısk ve fücur, nifak ve şikak, günah ve isyan yaygın haldedir.

Kur'an ve Sünnet hükümleri ayaklar altına alınmıştır.

İçki çok yayılmıştır ve yayılıp durmaktadır.

Açık ve gizli putperestlik yaygındır.

Zina artık suç sayılmıyor ve yayılıp duruyor.

Müslümanlar üzerinde ağır baskılar var.

15 yaşından küçük çocuklara tatillerde özel din ve Kur'an dersleri verdirmek yasaktır.

Bir İslam ülkesi olan Türkiye'nin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 5'in altındadır.

Müstehcen yayınlar milli bir afet ve felaket haline gelmiştir.

Bu manzara içinde ülkemizde bazı iyi işler yapılmıyor mu? Elbette yapılıyor ama yukarıda anlattığım gibi binanın her yerinde korkunç yangınlar başlamıştır. Bina siyasi, sosyal, kültürel depremlerle sarsılmaktadır. Milyonlarca Müslüman yanmaktadır. Fitne ve fesat korkunç boyutlara ulaşmıştır.

Böyle bir devirde uyarmadan, yangın var diye bağırmadan övmek çok yanlış olur.

İslami ve şer'i vazifelerini yapan iyi Müslümanları, iyi cemaatleri, iyi tarikatleri, iyi grupları elbette tebrik ediyorum.

Benim vazifem ve misyonum, onları övmekle vakit geçirmek değildir.

Aklımın erdiği, gücümün ettiği derecede "Yangın var, volkan patlayacak, zelzele yaklaşıyor... Uyanalım, tedbir alalım, doğru yola girelim, azaptan kurtulmak için gerekenleri yapalım!.." diye nida etmekle yükümlüyüm.

Dini bir cemaat Kazakistan'da Kur'an kursu açmış... Başka bir cemaat Jamaica adasında İslam Kültür Merkezi açmış... Bir ötekisi Ruanda'da okul açmış... Müslüman bir grup her hafta bir camiye gidip sabah namazı kılıyor, ardından kahvaltı yapıyormuş... Filan şeyh veya cemaat başkanı çok muhteremmiş... Filan muhterem kuşlar gibi uçuyormuş.. Bendenizden bu gibi şeylerin övgüsü beklenmemelidir.

Türkiye ahir zaman fitneleri içinde yanmaktadır.

Deccaliyet topluma hakim olmuştur.

Günah isyan fısk fücur tuğyan korkunç boyutlardadır.

Din ve Şeriat elden gitmiştir.

Evinden sabah Müslüman olarak çıkanların bazısı akşam mü'min olarak dönmüyor.

Halkın imanı tehlikededir.

Gaflet ve cehalet karanlığı çok koyudur.

Hizmetlerimin, uyarılarımın, tekliflerimin etkili olduğunu iddia etmiyorum. Aczimi ve zaaflarımı itiraf ediyorum. Hazret-i Süleyman aleyhisselama hediye olarak bir çekirge bacağını bin zahmetle sürükleyerek götürmeye çalışan bir karınca gibi olmak isterim.

Evimizde, vatanımızda yangın var!.. Bu yangının telaşesi içinde bazı salih kişi ve cemaatlerin övgülerini yapamıyorum. Kerem edip beni bağışlasınlar. Onlar bize dua etsinler.

Zaten iyilerin övgüye ihtiyacı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi