Bize göre seçim öncesinin en çarpıcı diyaloglarından biri de "baraj" ile "sırat" tartışmasıydı!

Seçim çalışmalarını yaparken ikide bir önlerine "Ama siz barajı aşamayacaksınız ki" mazeretinin getirilmesinden bıkıp usananlar bu lafları edenlere "İyi de sizler de sırat'ı nasıl geçeceksiniz?" diye sorunca kıyametler koptu!

"Yani sadece siz mi Sırat'ı geçeceksiniz?" muhabbetleri başladı!

Böyle bir çıkışı hiç doğru bulmayanlar da oldu!

Çok yanlış olarak vurgulayanlar da oldu!

Dostlar bu "Sırat" hatırlatmasından niye bu kadar rahatsız oldular, doğrusu anlamakta zorlandık!

Bizler birbirimize Hakk'ı ve sabrı tavsiye ile emr olunmadık mı?

Hakk'ı ve sabrı tavsiye ile emr olunduksa "Sırat" hatırlatmasından rahatsızlık duymak niye?

Yoksa "Bir kardeşimiz, bir dostumuz, bir arkadaşımız bize uyarıda bulunuyor yaptıklarımıza ettiklerimize dikkat edelim" diye düşünmek bu kadar mı zor?

"Yahu bu kadar hayırlı hizmetler yapılıyor, darbecilerle bir yandan, yargı ile bir yandan mücadele ediliyor daha ne istiyorsunuz?" diye soracaklara madalyonun bir de öteki yanını hatırlatmak isteriz!

Madalyonun bir yüzünde hepimizin nefsine hoş gelen şeyler yaşanırken öte yanında hepimizi uzun uzun düşünmeye sevk eden gelişmeler oluyor!

Mesela son on yılda şarapçılık en büyük teşviki görüyor!

Bu iddia bizim iddiamız değil!

Bu iddia bizzat iktidar yandaşlarının bir mason gazeteciye dayandırarak yazdıkları yazılarda yer alan bir iddia!

Adamcağız şarapçılığın son on yılda en büyük teşviki gördüğünü beyan ettikten sonra hiç kimsenin içki konusunda iktidarı suçlayamayacağını söylüyor! Hal böyle olunca son on yılın en büyük kesiminde kim iktidardı diye bir kez hafızalarınızı zorlamanızı rica ediyoruz!

Biz ki bırakın içki içmeyi, içkiyi alıp satmayı, üretmeyi, bir yerden bir başka yere taşımayı bile lanetleyen bir inanca sahip değil miyiz? Böyle bir inanca sahipsek ve biz böyle inanca sahipken şarapçılık teşvik üstüne teşvik görüp altın yıllarını yaşamışsa sırat hatırlatması tam da zamanında yapılmış değil midir?

Hadi diyelim ki şarap konusu gözden kaçmıştır? Peki, faiz konusunda yaşananlara ne denilecektir? Lanetli faiz bu dönemde çağın realitesi diye kabullenilmemiş midir? İnsanlar faizden ne kadar uzak durmaya çalışırlarsa çalışsınlar ev ya da araba alırken bir şekilde faize bulaştırılmamakta mıdır?

Ya Hristiyan ve Yahudiler ile dostluk meselesine ne demeli? Dinlerarası diyalog denilerek neler yapıldığı hepinizin malumu değil mi?

Dememiz odur ki; sırat denilince alınganlık gösterip bu hatırlatmada bulunanları hedef tahtasına oturtanlar bir da madalyonun öteki yüzüne bakmalıdırlar!

İnsafla bakarlarsa ne demeye çalıştığımızı hemen anlayacaklardır!