Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Yunanlılara bırakılmayacak kadar ciddi işler var...

Yunanlılara bırakılmayacak kadar ciddi işler var...

Fransız siyasetçi Georges Clemenceau (1841-1929) Fransa'nın Başbakanı konumunda ülkesini zafere taşıdığı 1'inci Dünya Savaşı'ndan aldığı derslerle "Savaş askerlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir" demiş ya...
Bu özdeyişin şimdi sayısız türevleri var.
Mesela darbe bağımlıları da "Siyaset siyasetçilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir" demezler mi?
Avrupa Birliği ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin ışığında, biz de üretebiliriz artık bu tür özdeyişleri.
Mesela...
- Ekonomi demokrasiye bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.
- Demokrasi seçmenlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.
- Yunanistan'ın yönetimi Yunanlılara bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.

Düşünebiliyor musunuz?
Kapitülasyon anlaşması Yunanistan'ın borçlarının yarısını (140 milyar euro) silmek ve ülke hazinesinin ihtiyacı olan sıcak parayı kredi dilimleri olarak vermek üzere, Avrupa Birliği'nin patronları, bu ülkenin yönetimine ağır şartlar sundular.
Örneğin devlet küçültülecek, emekli maaşları bile kırpılacak, bütün KİT'ler özelleştirilecek, bütün vergiler artırılacak.
Bu adımların denetlenmesi için de yabancı uzmanlardan oluşan bir kurul, Atina'da üslenecek.
Örneğin bir AB maliye bürokratı olan Alman vatandaşı Horst Reichenbach, Yunan bürokrasisinin küçültülmesi sürecinde karar merkezinde bulunacak.
Sonuçta Atina'da yayınlanan Eleftherotypia gazetesinin karikatüristi, Reichenbach 'ı bir Alman generali olarak çizmişti.
Karikatürdeki bu general Başbakan Papandreu ve Maliye Bakanı Venizelos'u iki kukla olarak oynatıyordu.

Seçmene güvenilmez
Yunanistan'ın borçlarının yarısının silinmesi ve yeni krediler alınması karşılığında ülke yönetiminin iplerini AB'ye veren Başbakan Papandreu, bu kapitülasyon paketini referanduma götüreceğini açıklayınca kıyamet koptu.
Sarkozy ve Merkel Papandreu'yu bir nevi fırçaladılar. Yeni kredi vermemek ve hatta Yunanistan'ı euro sisteminden ihraç etmek içerikli şantaj yaptılar.
Kısacası Yunan seçmeninin referandumda vereceği oylara güvenilemeyeceğini vurguladılar. Antik Yunan trajedilerinde de olaylar tanrıların iradesine dayalı olarak gelişmez mi?
Sonuçta Sarkozy ile Merkel'in iradeleri, Yunan seçmenlerinin iradelerinden ağır bastı ve Papandreu referandum kararından vazgeçti... Teslimiyet anlaşmasını Yunan parlamentosundaki güven oylamasına taşımaya karar verdi.
Kabaca durum böyle.
Yani Yunanistan'da seçmene değil Sarkozy ile Merkel'e dayalı bir demokrasi var.
"General Reichenbach"ın Atina'da yönetime el koyması ertesinde, Yunanlılar herhalde o Yugoslav fıkrasını hatırlarlar.

Organizasyon meselesi
2'nci Dünya Savaşı'nda işgalci Alman ordularının bir tümeni bir Yugoslav dağ köyünde konuşlanmış. Tümen komutanı Nazi general de bir handa kalıyormuş.
İlk gece ihtiyaç doğunca hancıya "Tuvalet nerede" diye sormuş general.
Hancı generale "Beni takip edin" demiş ve bir tarlanın ortasına getirmiş generali.
- Burası bizim tuvaletimiz, buraya edeceksiniz, demiş.
Nazi general çok sinirlenmiş ve "Sizde hiç organizasyon yok" diye bağırmış hancıya.
Hancı gülmüş,
- Sayın general bizde organizasyon olsaydı, ben sizin tarlanıza ederdim zaten, diye cevap vermiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi