Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Bu bir "savaş ilanı" değil "ağır tahrik"tir

Bu bir "savaş ilanı" değil "ağır tahrik"tir

En sıcak gelişmeler yaşanılırken bile soğukkanlı kalabilmektir gelişmişlik.
Bu gerçeği Suriye'nin bir jetimizi düşürmesinin sonuçlarını değerlendirirken yine görmekteyiz.
Bazılarına göre bu eylem, Suriye'nin Türkiye'ye savaş ilanı olarak algılanmalıdır.
Birincisi bu bir "Savaş ilanı" değil bir "Ağır tahrik"tir.
1907 tarihli La Haye Konvansiyonu'nda "Savaş ilanı"nın uluslar arası hukuka dayalı resmi protokolünün ayrıntıları vardır.
İkincisi de Türkiye ile Suriye arasında bir "İlan edilmemiş savaş"ın sürdüğünü de zaten biliyoruz.
Resmen ilan edilmiş bir savaşta taraflar arasındaki tüm görüşmeler de, ilişkiler de kesilir ve barış arayışının yerini savaş alır.

Karmaşık bir durum
Oysa Türkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde Annan Planı'nın Suriye'deki duruma çözüm üretmesi için, bekleme sürecinde.
Bu nedenle Suriye yönetimi ile görüşmeler sürmekte. Gözlemciler bu ülkeye gidip gelmekteler.
Ama bu pasif bir bekleme süreci değil... Suriyeli muhalifler Türkiye'de toplanıyor, Suriye rejiminden kaçanlara Türkiye kucak açıyor.
Bazı iddialara göre de Suriye'deki rejim karşıtı eylemlerin silahları Türkiye üzerinden sağlanmakta.
İşte bu durum "İlan edilmemiş savaş" olgusunun tanımına uymaktadır.

Düşman kim?
Burada ince bir nokta var...
Türkiye ya da Türkiye ile aynı safta yer alan ülkelerin bu ilan edilmemiş savaştaki "Düşman"ları, ülkesi ve halkı ile Suriye değil, Esad yönetimi ve Baas rejimidir.
Beşar Esad ise doğal olarak bu "Düşman"ların Suriye'nin düşmanı olduklarını söylemektedir.
Easd'ın bir Türk jetinin düşürülmesi ile sergilediği ağır tahrik Türkiye'nin Suriye'ye "Savaş İlanı"na dayanırsa, Suriye diktatörünün amaçladığı hedefe ulaşılacak ve Suriye halkının iç kavgaları bırakarak ülkelerini dış düşmana karşı savunmaları için birleşmeleri yolunda çağrılar seslendirilecektir.
Türk siyasetçileri de, diplomatları da bu karmaşık durumları en iyi biçimde değerlendirecek birikimlere de, soğukkanlılığa da sahipler.

Orta Doğu krizleri
Ayrıca Türkiye'nin yakın diplomasi tarihi, Orta Doğu açmazlarına doğrudan taraf olmamayı başarmanın olumlu sonuçlarının da öyküsüdür.
Bir jetimizin düşürülmesinin yüreklerde ve beyinlerde yarattığı öfkenin, bütün bu durumların soğukkanlı biçimde değerlendirilmesini engellememesi gerekiyor.
Mao ne demişti:
- Siyaset kan dökülmeyen savaş, savaş da kan dökülen siyasettir... Suriye'deki Baas rejimi siyaseti savaşa dönüştürerek kendi halkına dünyayı zaten zindan ediyor.
Türkiye yanlış bir adımla bu rejime katkıda bulunamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi