Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Eleştiri, aklına ve ağzına geleni söylemek midir?

Eleştiri, aklına ve ağzına geleni söylemek midir?

Yurtta ve dünyada olup biten her şey, her gelişme üzerinde söyleyecek sözü ve yapacak yorumu olan insanlar fazlasıyla var.
Bunlardan bazıları öylesine aceleci ki, ya ilk söylediklerinden ötürü sürekli birilerinden özür diliyorlar ya da ilk söylediklerini sürekli yutmaktan kronik hazımsızlık yaşıyorlar.
Son örnek, PKK'nın CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırmasından verilebilir.
Bu olayı duyduğunuz zaman vereceğiniz tepki ve yapacağınız yorum ancak "Kınama" içerikli olabilir.
Tabii PKK ile özel iletişiminiz varsa ve bu kaçırma olayına ilişkin olarak kimsenin sahip olmadığı bilgilere sahipseniz, durum farklıdır.
Herkesten fazla konuşabilirsiniz, olaya ilişkin çarpıcı yorumlar yapabilirsiniz.
Kimse sizin zekânızı sorgulayamaz.

Zekâ kıtlığı mı?
Hüseyin Aygün'ün kaçırılması ertesinde özellikle sosyal medyada ve siyaset âleminde öyle yorumlar seslendirildi ki, Türkiye'de sade terörü değil siyasi zekâ kıtlığını da sorgulamak gerektiğini ister istemez düşündük.
Gelişmiş dünyada ve ileri insanlık âleminde "Düşünce açıklamak" ile ağzına ve aklına her geleni söylemek, birbirleri ile asla karıştırılmaz.
Aslında eleştirmek veya sorgulamak da, düşünce açıklamak gibi özen gerektiren insan faaliyetidir.
Önyargılarınızı veya saplantılarınızı eleştirilerinize katık edip bunları kırıcı bir üslupla kendinize hasım olarak gördüğünüz kişilere yönlendirdiğinizde, bunlar hem bir etki yaratmaz hem de ortamı gerer.
"Eleştiri" toplumsal ve özellikle siyasal yaşamda vazgeçilmez öneme sahip yanlışları düzeltme, uyarma ve doğru yolu bulma aracıdır.

Gramofon olmak
Cumhuriyet'in rahmetli Genel Yayın Yönetmeni Ecvet Güresin, biz genç yazarlar bu tür yorumları yazdığımızda "Yine gramofon olmuşsun ve yine takılmış plak sesi çıkartıyorsun" diye uyarırdı bizleri.
Sözünü ettiğim türdeki "Eleştiriler"e veya "Düşünce açıklamalar"ına sade siyaset alanında tanık olmuyoruz.
Başarıyı ve şöhreti elde etmiş figürlere hakaret etmeyi, çamur atmayı, aşağılamayı adeta meslek edinmiş kişiler yok mu medyatik yaşamımızda?
Özgür ve yaratıcı düşüncenin sınır tanımadan tüm insanlığa ulaşmasını sağlayan sosyal medya, aynı zamanda bu tür karalamaların ve çamurlukların da aracı olmadı mı?

Hem yararlı hem zararlı
Ama teknolojinin her tür kullanıma açık olması galiba insanlığın kaderinde var.
"Silah" vatanı korumak ve güvenliği sağlamak için kullanıldığında yararlı bir aygıttır. Ama aynı silahı tecavüz etmek, soygun yapmak, cinayet işlemek için de kullanabilirsiniz.
Düşünce açıklamak veya eleştirmek de doğru kullanıldıklarında, toplumu ileri götürür.
Bunlar aynı zamanda ortalığı germeye, insanları birbirlerine düşman etmeye ve hatta iç savaşa da sebep olabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi