M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Osmanlının Kıymetlileri

Osmanlının Kıymetlileri

Osmanlı okullarında okuyamamış, Osmanlı toplumunda yaşayamamış, Halife ekmeği yiyememiş; Mekkeye, Medineye, Şama, Bağdada, Beyruta, Sanaaya, Selanike, Yanyaya, Üskübe pasaportsuz gidememiş olmam bendenizin büyük eksikliklerimdendir. Doğum tarihim bunlara el vermedi… Kaderim böyleymiş…

Hayatımın en mes’ud hadiselerinin başında, Osmanlıdan kalmış birtakım değerli zevatı görmem, onların sohbetlerini dinlemem, nasihatlerinden az da olsa yararlanmış olmamdır.

Benim neslim Osmanlıya yetişmedi ama hiç olmazsa Osmanlının bazı büyüklerine, kıymetlilerine yetiştik. Maalesef genç nesiller buna da nail olamadılar.

Bir evin, bir mekanın, bir karyenin, büyük veya küçük bir şehrin ve bir ülkenin en büyük şerefi değerli, mânevî derecesi yüksek kıymetli zevatı barındırmasıdır. Bu yüzdendir ki, “Şerefü’l-mekân bi’l-mekîn” denilmiştir.

Bir şehrin asıl büyüklüğü ve şerefi, kelle sayısı ile ölçülmez, orada yaşayan gerçek büyüklerin, değerli insanların sayısı ile anlaşılır.

Anadolu’da beş bin nüfuslu küçük bir ilçe düşünelim. Bu şehirde ulemadan, fukahadan, âliman ve ârifandan, üdebadan, meşayihten, kibar kişilerden, ziyalılardan bir fert bile yoksa orası sıfırdır. Böyle kişilerden yirmi kişi varsa orası gerçek şehirdir. Çünkü onlar münevver, gerçek aydın kimselerdir. Onlar olmazsa, gece gündüz elektrik ampulleri yansa da şehir maneviyat bakımından karalıklarda kalır.

Eskiden küçük, orta ve büyük şehirlerimizde medreseler, tekkeler vardı. Başta kadı efendi olmak üzere icazetli ulema ve fukaha vardı. Tekkeler vardı, onların icazetli şeyhleri vardı. Cuma namazları oralarda Halife-i Müslimînin izin ve beratı ile kılınırdı.

Eski Osmanlı evlerinde ve beldelerinde muhadderat-ı İslamiye vardı.

Alim ve fazıl rical sınıfı, bir cismin başı gibidir. Baş olmayınca gövdenin büyük olmasının hiçbir kıymeti yoktur.

Büyük veya küçük İslam şehirlerinde gerçek İslam Medreseleri yoksa… Gerçek tasavvuf tekkeleri yoksa… Gerçek ulema, fukaha, müderrisler, şeyhler yoksa… Ziyalı ve müeddeb beyefendiler ve hanımefendiler yoksa…

O mekanlara İslam şehri demek yanlıştır.

İslamda önemli olan, kemiyetten (kelle sayısından) önce düşünülmesi gereken husus keyfiyettir. Keyfiyet ise ilimle, irfanla, ahlak ve faziletle, kültür ve sanatla olur.

Himmetü’r-rical taklaü’l-cibal buyurulmuştur. Yani büyük adamların himmeti ile dağlar devrilir. Büyük adamlar olmazsa, dağlar Müslümanların üzerine devrilir.

Göynük denilince hatıra kim geliyor. Fatih Sultan Mehmed hazretlerinin hocası ve mürşidi Akşemseddin gelmiyor mu?

Kastamonu… Şaban-ı Veli… Konya Mevlana Celalüddin Rûmî… İstanbulun değişmez valisi kimdir? Alemdar-ı Fahr-i Kainat Eba Eyyub el_Ensarî…

 

(İkinci yazı)

Müslüman Gençler Harcanmayınız!

Bazı Müslüman gençler harcanmaya önceden razı olmuş gibiler. Bunların kurtarılması ve yetiştirilmesi çok zordur. Önce adam olma niyeti ve azmi olacak ki, kurtarılabilsinler.

Bir kısım gençlerde adam olma niyeti ve azmi var ama bunu hayata geçirecek imkanlara sahip değiller.

Nasıl adam olunur?

Kamil bir mürşidin terbiyesi ve yetiştirmesi olmazsa adam olmak çok zordur. Üveysîlerin sayısı binde bir değil, milyonda birdir.

Sadece faydalı kitapları okumakla adam olmak imkansız değildir ama çok çok çok zordur gerçekten.

İslamın yükseliş devirlerinde medreseler tarikatlar tekkeler büyük ve vasıflı Müslümanlar yetiştirmiştir.

Osmanlının Topkapı sarayındaki Enderun mektebi harika bir eğitim müessesiydi.

Yakın zamanlara kadar hanegî eğitimi denilen bir sistem vardı. Sanırım sona erdi.

Müslüman bir toplum en zeki, en akıllı, en ahlaklı ve faziletli, en vasıflı, en güçlü, en idealist çocuklarını öğretmen ve üstad yapmazsa yıkılmaya, çökmeye, gerilemeye mahkumdur. Bir İslam toplumunda doktorluğun ve mühendisliğin prestiji öğretmenlerinkinden daha fazla ise o toplum kara bahtına ağlasın.

Türkiye Müslümanları Ehl-i Sünnet inancı ve prensipleri üzerine kurulmuş İslamî bir eğitim sistemine sahip olamazlar ve bugün olduğu gibi sekülerleşir=dünyevileşirlerse gelecekleri karanlıktır.

İslam medreseleri, İslam mektepleri nasıl kurulabilir?

Bunun birinci şartı, Müslümanların başında kendisine biat ve itaat edilen bir İmam-ı Kebirin bulunmasıdır.

İmam olmazsa, Ümmet birliği de olmaz. İmam olmazsa, Müslümanlar bugünkü gibi binden fazla Protestan grup ve cemaatine ayrılır.

Müslümanlar Ümmet olsalar günde bir milyon bayi satışı olan güçlü bir gazete, haftada yarım milyon bayi satışı olan etkili bir dergi çıkartabilirler.

Futbol kulübü tutar gibi cemaat holiganlığı ve militanlığı yapmakla bir yere varamayız. İlle de İmam, ille de Ümmet birliği gereklidir…

Müslümanlar, İslamı hakkıyla bilmiş olsalardı bugünkü esir ve rezil duruma düşmezlerdi.

Müslümanlar olgun, uyanık, şuurlu olsalardı birtakım yarı mühtedilerin, sahte mücahidlerin, din tacirlerinin kucaklarına ve tuzaklarına düşmezlerdi.

İyi yetişip ileride İslama ve halka hizmet etmek isteyen Müslüman gençler iman, ilim, irfan, ahlak, fazilet, karakter, sanat konusunda güçlü eğitim almak için çareler ve çözümler arasınlar.

Robot ve zombi yetiştiren sektlerde hayır yoktur.

Peygamberin (Salat ve selam olsun ona), Ashabın, Tâbiînin, Tebe-i Tâbiîin, Selef-i Sâlihînin, her asırda gelip geçmiş Rabbanî ulema, fukaha ve şeyhlerin yolundan gitmeyen cemaatlerde ve şeyhlerde hayır yoktur.

İslamî hizmetler anonim şirket, holding, banka idare eder gibi yürütülmez.

İslam bayrağı paralı askerlerle yükselmez.

Hem mücahid hem müteahhid… Bu iki karpuz bir koltuğa sığmaz.

Yeni İmamı Gazalîlere, Abdülkadirlere, İmamı Şaranilere, İmamı Rabbanilere, Salahaddin Eyyubilere, Şeyh Şamillere, Emir Abdülkadirlere muhtacız.

İmam Hatip okullarını gerçek İslam mekteplerine çevirmeliyiz. Bir İslam okulunda beş vakit namaz cemaatle kılınır.

Bir okulda vakit namazları bütün öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla cemaat halinde kılınmıyorsa, o okulun ismi İslam Okulu bile olsa, gerçekte İslam okulu değildir.

Müslüman kızlarımız için öğrencilerinin ve öğretmenlerinin hepsi tesettürlü Rabiatüladeviyye İslam kız mektepleri açmalıyız.

İngilteredeki Eton Koleji ayarında İslam liseleri açmalıyız.

Müslümanların sahip olduğu bin gökdelen, bin AVM, bin dev rezidans bir tek İslam mektebi etmez !..

Harcanmak isteyen Müslüman gençlere hitap ediyorum:

Kendinizi harcatmayınız.

Adam olunuz ve ileride hizmet ediniz, öldükten sonra inşallah Cennette mes’ud yaşayınız.

İyi yetişemezseniz hizmet edemezsiniz, hizmet eder gibi görünerek hizmetleri mıncıklarsınız.

(Kendilerine bağlı gençleri Kur’ana, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına, çağın icablarına göre; iyi, güçlü, vasıflı, üstün, etkili Müslümanlar olarak yetiştiren üstadlara ve cemaatlere teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi