M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

1 Mayıs Fitne Fesatları

1 Mayıs Fitne Fesatları

DEVLET, inşaat ve düzenleme olduğu gerekçesiyle veya başka sebeplerle Taksimde 1 Mayıs kutlaması olmayacak dedi. Bir kısım sendikalar, dernekler, gruplar hayır ille de orada olacak diye diretti. Bir anlaşma uzlaşma olmadı. Taksimcilerin toplanmasını önlemek için kara ve deniz trafiği durduruldu, Galata Köprüsü açıldı. Devletin kolluk kuvvetleriyle Taksimciler arasında çatışmalar oldu. Su ve biber gazı sıkıldı. Yaralananlar oldu, yangınlar çıktı, tahribat oldu.

Şimdi soruyorum: Madem ki, devlet Taksimde olmaz dedi, niçin diretildi ve çarpışıldı. Devlet 1 Mayıs kutlaması yapılmasın demedi, Taksim müsait değil, Taksin meydanı ayarında başka müsait yerler var, o yerlerden birinde yapılsın dedi.

Tekrar soruyorum: Böyle bir şey Ulu Paşa zamanında olsaydı ne yapılırdı? Şehirde sıkı yönetim ilan edilir, zaten olmayan temel insan hakları büsbütün askıya alınır, İstiklal Mahkemeleri kurulmaz mıydı?

Soruyorum: Böyle bir şeye diktatör Millî Şef İsmet rejimi izin verir miydi?

Celal Bayar Adnan Menderes rejimi izin verir miydi?

27 Mayıs 1960, 12 Mart 1975, 12 Eylül 1980 askerî diktatörlüklerdi izin verir miydi?

Cereyan eden müessif hadiselerin bütün sorumluluğu direten Taksimcilerdedir.

Zaten 1 Mayıs kutlamaları bahanedir. Amaç, halkın oylarıyla iktidar olanları devirmek için demokrasi dışı manevralardır.

Efendi sen Atatürkçülüğe mi inanıyorsun, o halde kuracaksın bir Atatürk Partisi, bütün yurtta teşkilatlanacaksın, seçimlere gireceksin, en fazla oyu sen alacaksın ve beğenmediğin iktidarı devirip yerine sen geçeceksin.

Böyle bir şeyi akılları keser mi hiç…

Bu son 1 Mayısta birileri bir isyan provası yaptılar ve başarılı olamadılar, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

Herkesin kafasına dank etmelidir: Halk oyuyla başa geçen bir iktidar, ancak ve ancak halk oyuyla gitmelidir.

Bu satırları kaleme alan bendeniz iktidarın yalakası, kalemini kiralamış bir kimse miyim? Hayır hayır hayır… Muhalifim ama askerî ve sivil bütün darbelere, sokak ve meydan taşkınlıklarına karşıyım.

1 Mayıs hadiselerinde Taksimcilerin yanında yer alan ve bir yığın ucuz edebiyat yapan bazı gazetecilere soruyorum: Yolsuzlukları niçin yazmıyorsunuz, yazamıyorsunuz?.. Çünkü patronlarınız buna izin vermezler. Siz nasıl hür vicdanlı medyacılarsınız?

Bugün ülkemizde Atatürk, İsmet, Adnan Menderes, üç askerî darbe, 28 Şubat poıst-modern darbesi zamanlarında olmayan bir medya ve fikir hürriyeti bulunmaktadır.

Bugün Türkiyede legal bir Komünist partisi bile vardır.

Eski 1 Mayısları hatırlıyorum. Bazı komünist yazarlar, sanatkarlar 1 Mayıstan önce Emniyete müracaat ederler, önümüzde 1 Mayısta töhmet altında kalmamak, suçlanıp tutuklanmamak için bizi bir iki günlüğüne nezaret altına alın derlermiş…

Şimdi Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hürriyet var. Böyle bir hürriyet olmasa Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri bugün yaptıkları gibi muhalefet yapabilirler miydi?

Türkiyedeki egemen azınlıkların ve Kriptoların serbest seçimlerle iktidar olma şansları yoktur. Ümitleri sivil ve askerî darbelerdedir.

Fitne ve fesat çıkartmasınlar, âsâyişi ihlal etmesinler, Kursunlar Atatürk Partisini, girsinler seçimlere, madem ki, halkın yüzde 90’ı Atatürkçüdür, seçimlerde en az yüzde 70 oy alırlar ve iktidara geçip memleketi bir güzelce idare ederler.

Onlar iktidarda olsaydı ve birkaç bin Müslüman Ayasofya açılsın diye bağırarak Sultanahmet meydanında toplansaydı ne yaparlardı? Müslümanların canına okurlardı.

 

(İkinci yazı)

Danimarka İslam Derneği

DANİMARKA’da yaşayan Muzaffer Alev beyefendi kardeşimize: /Islamvesulh.wordpress.com/daki acı şikayet yazılarınızı okudum. Şikayet etmekte çok haklısınız ama biz Müslümanlar kötülüklere ve aykırılıklara karşı neler yapabiliriz? Bu konuda yapmamız gerekli hizmetleri ve faaliyetleri yapıyor muyuz?

Danimarka krallığı bir İslam ülkesi değildir ama orada demokrasi vardır, hürriyet vardır, imkan ve fırsat vardır. En ufak şekilde bile şiddete kaçmamak ve Danimarka kanunlarının sınırları içinde yasal faaliyet yapmak şartıyla orada elbette dinimize hizmet edebiliriz. Bendeniz, bazı olumsuzluklara rağmen, Danimarkadaki din hürriyetinin bizdekinden fazla olduğunu sanıyorum. Yanılıyorsam düzeltmenizi rica ederim.

Danimarkada İslam için neler yapılabilir?

1. Danimarka Müslüman Cemaati adında bir dernek kurulur, buna çeşitli olumlu meşreblerden Sünnî Müslümanlar alınır.

2. Bu derneğin üyelerinin yüzde 50’si Danimarkalı mühtediler olmalıdır.

3. Bu derneğe çok kültürlü ve yüksek ahlaklı kişiler alınmalıdır.

4. Dernek kesinlikle siyasetle meşgul olmamalı ve Danimarka’nın millî sistemine, kanunlarına, millî kimliğine saygısızlık etmemelidir.

5. Dernek Müslümanlar arası fitne fesatların, çekişmelerin üzerinde kalmalıdır.

6. Dernek İslamın zahir hükümlerine bağlı kalarak tasavvufî, ahlakî, kültürel faaliyetler ve hizmetler yapmalıdır.

7. Bütün hak tarikatların faydalanabileceği bir Danimarka İslam Dergahı kuruluncaya kadar Türkiyeden çeşitli tarikatların şeyhleri zaman zaman getirilmeli ve halka açık zikir ayinleri yapılmalıdır.

8. Bu ayinler mutlaka vakit namazı kılındıktan, ardından tesbihat ve dua yapıldıktan sonra icra edilmelidir.

9. Danimarkaya gelecek şeyhler ve dervişler kesinlikle ücret almamalı, onların sadece yol ve barınma masrafları karşılanmalıdır.

10. Danimarkada bir Mevlevî tekkesi açılması için Berlin civarında faaliyet gösteren ve başında bir Alman şeyhinin bulunduğu Mevlevî tarikatından yardım ve destek istenmelidir.

11. Dernek, tartışma ve fitne çıkmaması için camilerin dışında ezan okumamalıdır. Camilerin içinde okunana ezanlar da hoparlörle dışarıya verilmemelidir.

12. Danimarka diliyle ve İngilizce bir İslam Kültür dergisi çıkartılmalıdır. Bu dergide politika ve Danimarka aleyhtarlığı yapılmamalıdır.

13. Danimarkanın iç işlerine kesinlikle karışılmamalıdır.

14. Dernek Danimarka’da İslam sanatlarını yaymak, öğretmek için kurslar açmalıdır.

15. İslam dininden taviz=ödün vermemek şartıyla Danimarka kiliseleriyle iyi geçinilmelidir.

16. Danimarka lisanını, edebiyatını, kültürünü iyi bilmeyenler derneğe üye alınmamalıdır.

17. Danimarka devletine ve halkına, şimdiye kadar Müslüman yabancı işçilere ve mültecilere yaptıkları iyilikler, gösterdikleri kolaylıklardan dolaylı teşekkür edilmelidir.

18. Çok önemli bir husus: Derneğe vasıfsız üyeler alınırsa dejenere ederler.

19. Sizden istirham ediyorum: Ehl-i Sünnet dairesinde tasavvufa meyyal Danimarkalı mühtedilerle görüşünüz ve kafa dengi olanlarla birlikte böyle bir dernek kurunuz.

20. Benim param yoktur, size mâli yardım yapamam ama bir gazeteci ve yazar olarak yardımcı olabilirim, destekleyebilirim.

21. Derneğe hoparlör fetişistlerini alırsanız, her işi bırakırlar, ille de Danimarka camilerinde avaz avaz hoparlörle ezan okunsun der, fitne çıkartırlar. Böyleleriyle köy olmaz kasaba olmaz.

22. Danimarka diliyle İslamı anlatan broşürler çıkartılmalı, bunlarda misyonerlik yapılmamalıdır. Allah kime hidayet verirse o Müslüman olur.

23. Dernek, hizmetlerini, faaliyetlerini, işlerini bilge, tecrübeli, birikimli kimselere danışarak=istişare ederek yürütmelidir. Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) “Danışmayan nâdim=pişman olur” buyurmuştur.

24. Dernek Hz. İsa ve Hz Meryem konusunda, Müslümanların onlara imanlarını, sevgilerini, saygılarını anlatan, Hıristiyanları tenkit etmeyen bir broşür çıkartmalıdır.

25. Dernek Yahudi ve Hıristiyanlarla asla tartışmamalı, onlarla elden geldiğince iyi geçinmelidir.

26. Derneğe aktivistler, reformcular, modernistler, İslamcılar, şiddet taraftarları ve firak-ı dalle mensupları alınmamalıdır.

Yukarıda yazdıklarımı hayata geçirmek kolay değildir ama imkansız da değildir. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Siz, bırakın yoğurdu, dondurmayı bile üfleyerek yemek zorundasınız.

Selam ve hürmetlerimle…

Önemli not: Dernek hemen alelacele paldır küldür kurulmasın; çok düşünülsün, çok araştırılsın, ondan sonra karar verilip harekete geçilsin. Başarılan dilerim. Başarı Allahtandır. Allah ihlaslı kullarına tevfik ihsan eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi