Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Dün Soma, bugün Ermenek!

Dün Soma, bugün Ermenek!

Facia “geliyorum” diye hep bağırıyor!
Ama “duyan” kim, “takan” kim?
Bu sesi “duymak” yerine “duymazlıktan” gelme tercih ediliyor!
Çünkü araya “hatırlı dostlar” giriyor!
“Duymayın bu sesi” diye rica ediyorlar!
Ve “geliyorum ha” diye bas bas bağıran “faciayı” kimse duymuyor!
Dün Soma’da bu acı yaşandı!
Bugün Ermenek’te aynı acı tekrar yaşanıyor!
Yarın bir başka madende “benzer bir manzara” ile karşı karşıya kalacağımızdan hiç şüphemiz yok!
Olayı en güzel Çalışma Bakanı özetliyor:
Ve “Ocağı kapatacağız deyince işveren 'elli kişiyi’ devreye sokuyor” diyor!
Aynı acıyı neden tekrar tekrar yaşadığımızı bundan güzel hangi açıklama göz önüne serebilir ki?
Kabahat hep o araya sokulan “elli kişi” de olsa gerek!
Madenler sözüm ona denetleniyor!
Ocaklar sözüm ona kontrol ediliyor!
Hatta bulunan eksiklikler yüzünden cezalar bile yazılıyor!
Ama sonuç değişmiyor!
Yine “geliyorum” diyen faciaya kulaklar yine tıkanıyor!
“Faciaya” kulak vermektense devreye sokulan “elli kişiye” kulak vermek tercih ediliyor!
Bu nedenle de aynı acı tekrarlanıp duruyor!
Soma’dan ders alamayanlar Ermenek’ten almış olabilirler mi?
Hiç sanmıyoruz!
Bakmayın bugünlerdeki ahkâm kesmelere!
Yarın yine bugün denilen her şeyin unutulup gideceğinden eminiz!
Yaşanan facialardan ders alınsa Soma’lar, Ermenek’ler yaşanıp durur muydu? Evet, facia istediği kadar “geliyorum” diye bağırsın dursun!
Bu sese bir kulak veren olmadığı sürece “facia” hep bağırdığı ile kalmaya mahkûm!
Çünkü hep devreye sokulan “elli kişi” meselesi var!
Nerede bir facia yaşanacak olsa hep bu “elli kişi” yine kolları sıvayıp yetkili ve etkili kişiler üzerinde baskı kuracak ve “geliyorum” diyen faciaya kulak verilmemesini başaracak!
Yetkililer bu kısır döngüyü aşamadıkları sürece de biz daha çok faciaya tanıklık ederiz!
Facia yaşanınca ağlanıp, sızlandığına ve birkaç gün sonra da unutulup gittiğine şahit oluruz!
Neyse ki bu sefer aynı acıyı niye tekrar yaşadığımıza ilişkin önemli bir ipucu elde ettik!
“Ocağı kapatacağız” denilince devreye “elli kişinin” sokulduğu açıkça ilan edilerek kamuoyu net bir şekilde aydınlatılmış oldu! Yani sorunun çözümünün “elli kişi” yerine “geliyorum” diye bağıran “faciaya” kulak verilmesine bağlı olduğunu öğrendik!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi