M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Ezan Kutsaldır…

Ezan Kutsaldır…

Ben­de­niz bir Müs­lü­man ola­rak Eza­nı kut­sal bi­li­rim ve ona bü­yük say­gı gös­te­ri­rim.  La­kin ezan baş­ka şey­dir, ho­par­lör de­ni­len ci­haz baş­ka şey­dir.  Lü­zu­mu, za­ru­re­ti, fet­va­sı, ruh­sa­tı var ise ezan ho­par­lör­le oku­na­bi­lir ama mut­la­ka  ba­zı ku­ral­la­ra dik­kat edil­me­si ge­re­kir. Bun­la­ra dik­kat edil­mez­se ho­par­lör çir­kin ve mu­zır bir bi­d’­at olur.  Ho­par­lör fe­ti­şiz­mi ayıp­tır, gü­lünç­tür, me­de­nî Müs­lü­ma­na ya­kış­maz..  Ho­par­lö­rün se­si­ni, ka­nu­nun li­mit ka­bul et­ti­ği 65 de­si­be­lin üze­ri­ne çı­kart­mak be­de­vî­lik­tir.  Akus­tik il­mi­ne ve tek­ni­ği­ne dik­kat edil­mez­se, ho­par­lör, çok gü­zel oku­nan bir eza­nı bo­za­bi­lir. Ezan­la­rı 100 de­si­be­lin üze­rin­de avaz avaz mâ­de­nî ho­par­lör se­siy­le oku­mak ca­hil­lik­tir, eza­na ve din­le­yen­le­re eza ver­mek­tir.  Ma­ale­sef Di­ya­net, bun­ca hak­lı şi­ka­ye­te rağ­men bu işi hal­le­de­mi­yor, bir dü­ze­ne ko­ya­mı­yor.

***

İs­la­mın bi­rin­ci şar­tı, sa­hih bir iti­ka­da ima­na sa­hip ol­mak­tır. İkin­ci şar­tı ise beş va­kit na­ma­zı dos­doğ­ru kıl­mak­tır. Na­ma­zın ter­ki ha­ram­dır, çok bü­yük bir gü­nah­tır. Sa­de­ce cu­ma­ya git­mek­le na­maz bor­cu öden­miş ol­maz.  Na­ma­zı ha­fi­fe al­mak  da (te­hâ­vün)  gü­nah­tır.  İl­mi olan bü­tün  Müs­lü­man­la­rın Üm­me­ti na­ma­za teş­vik et­me­le­ri ge­re­kir. Na­sıl bir teş­vik? Ay­dın­la­ta­rak, uya­ra­rak, bil­gi­len­di­re­rek, akıl­la­ra ve gö­nül­le­re hi­tap ede­rek  et­ki­li bir şe­kil­de de­vam­lı an­lat­mak, ça­ğır­mak. Beş va­kit na­ma­zı terk eden bir İs­lam top­lu­mu if­lah ol­maz, ne­cat bul­maz.  Hal­kı  en uy­gun ve te­sir­li şe­kil­de na­ma­za ça­ğır­ma­yan bi­len­ler ve zi­ya­lı­lar bü­yük ve­bal  al­tın­da­dır.

***

Di­ni­mi­zin  beş te­mel şar­tın­dan bi­ri ze­kat­tır. Ku­r’­an­da  ze­ka­tın kim­le­ri ve na­sıl ve­ri­le­ce­ği çok açık ve se­çik şe­kil­de bil­di­ril­miş­tir. Her Müs­lü­man ze­ka­tı­nı Ku­r’­ana, Sün­ne­te, Şe­ri­ata, fık­ha uy­gun şe­kil­de ver­me­li­dir.  Böy­le ve­ril­me­yen  pa­ra ve mal­lar­la  ze­kat bor­cu öden­miş ol­maz. Ze­kat der­nek­le­re,  va­kıf­la­ra, tü­zel ki­şi­le­re, hak­ket­me­yen ki­şi­le­re  ve­ril­mez.  Mut­la­ka, ze­kat al­ma­ya hak­kı olan ger­çek şa­hıs­la­ra  tem­lik su­re­tiy­le   ve­ril­me­li­dir.  Ze­kat pa­ra­sıy­la ca­mi ya­pıl­maz.  Ze­ka­tı­nı doğ­ru dü­rüst, usu­lü­ne gö­re ver­me­yen­le­rin tek­rar doğ­ru şe­kil­de ver­me­le­ri ge­re­kir.  Ze­kat­la­rı Ku­r’­ana, Sün­ne­te, Şe­ri­ata, fık­ha ay­kı­rı ola­rak top­la­yan­lar ga­sıp­tır, eş­kı­ya­dır. Bi­len­le­rin ze­kat ko­nu­sun­da Üm­me­ti ay­dın­lat­ma­la­rı ve uyar­ma­la­rı ge­re­kir.

***

Um­re na­fi­le bir iba­det­tir.  Sırf Al­lah rı­za­sı için ih­las­la ya­pıl­ma­lı­dır.  Um­re­ye gös­te­riş, gu­rur, ki­bir, ben­lik, şa­ta­fat, deb­de­be, şa­şa­a, lüks, is­raf  ka­rış­tır­mak ha­ram­dır.  İba­det ih­ti­şam ile bir­lik­te ol­maz.  Farz ol­sun, sün­net ol­sun,  na­fi­le ol­sun iba­de­tin te­me­lin­de te­va­zu ve zil­let ol­ma­lı­dır.  Her iba­det­te ol­du­ğu gi­bi um­re de te­zel­lül ile ya­pıl­ma­lı­dır. Al­lah gu­rur­lu­la­rı,  ki­bir­li­le­ri, müs­rif­le­ri sev­mez. Muh­te­şem um­re se­ya­ha­ti iba­det de­ğil, tu­ris­tik bir fa­ali­yet­tir.  Git­me­den ön­ce  her ye­re ha­ber ve­rip ben um­re ben um­re ben um­re de­mek, dön­dük­ten son­ra her ye­re te­le­fon edip ben um­re ben um­re ben um­re rek­la­mı yap­mak ih­la­sa ay­kı­rı­dır, ayıp­tır. Di­ya­ne­tin ca­mi min­ber­le­rin­den um­re  ti­ca­re­ti rek­la­mı yap­ma­sı  çok ya­kı­şık­sız­dır.  Um­re­de, beş yıl­dız­lı lüks otel­le­rin üst kat­la­rın­dan Ka­be­ye  bak­mak den­siz­lik  ve say­gı­sız­lık­tır. Di­ya­net bu ko­nu­lar­da hal­kı uyar­mak­la yü­küm­lü­dür.  Um­re ti­ca­re­ti se­ya­hat acen­te­le­ri­ne bı­ra­kıl­ma­lı­dır. Di­ya­net ti­ca­ret şir­ke­ti de­ğil­dir.

***

Başta Di­ya­net İş­le­ri baş­kan­lı­ğı ol­mak üze­re bü­tün di­nî ce­ma­at­ler, ku­ru­luş­lar, ta­ri­kat­lar, si­vil top­lum or­gan­la­rı ül­ke­miz­de­ki mün­ker­ler­le doğ­ru­dan doğ­ru­ya ve­ya do­lay­lı şe­kil­de  mü­ca­de­le et­me­li­dir. Bu mün­ker=kö­tü iş­le­rin ba­zı­sı­nı sa­yı­yo­rum:  Zi­na­… Ri­ba­… Lüks ve is­raf­lı ha­yat tar­zı­…  Se­kü­ler­lik ya­ni din ile dün­ya­nın bir­bi­rin­den ko­pa­rıl­ma­sı­… Gün­lük na­maz­la­rın ter­ki­… Ra­ma­zan­da oruç tu­tan­la­rın azal­ma­sı, gün­dü­zün yi­yip içen­le­rin ço­ğal­ma­sı­… Müs­teh­cen ya­yın­la­r… Ka­dın­la­rın  seks ale­ti ha­li­ne ge­ti­ril­me­si­… Müs­lü­man­la­rın par­ça­la­nıp bö­lü­nüp bir­bir­le­ri­ne düş­me­si­…  Mu­kad­des di­nin ti­ca­ret va­sı­ta­sı  ya­pıl­ma­sı, din sö­mü­rü­sü­nün kor­kunç  bo­yut­la­ra var­ma­sı­…  Cu­ma eza­nı okun­duk­tan son­ra ti­ca­re­te, alış ve­ri­şe de­vam edil­me­si­… Fuh­şi­ya­tın ya­ni az­gın­lık­la­rın ço­ğal­ma­sı ve top­lu­mu is­ti­la et­me­si­… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi