M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Göreceksiniz

Göreceksiniz

KASABA gideceğim, kıymayı verirken, öce yağlı kalın kağıdı tartacak, kıymayı net ağırlığıyla verecek.

Tatlıcı da öyle yapacak, kutu 150 gram, bir kiloluk tatlı kutusu 1150 gram ağırlığında olacak, bir kilo tatlı parası alacak.

Sokakta biri bendenize bir soru yöneltirse, cümlesinde mutlaka efendim kelimesi olacak.

Her hizmete ve iyiliğe teşekkür ederim efendim denilecek, karşılığında bir şey değil efendim denilecek.

Genç biri beni görünce yaşıma hürmet edecek.

İnsanlar kendilerinden küçüklere şefkat ve merhametle muamele edecek.

Pazarda bir satıcıdan alış veriş edip ona ödeme yapınca, Allah bereket versin diyecek, siz bereketini gör cevabını vereceksiniz, o üçüncü olarak âmin diyecek.

Müslüman bir kimseden mektup alacaksanız, başında besmele ve selam olacak.

Konuştuğunuz kibar kişi evim demeyecek, fakirhane diyecek.

Kibar biri, eviniz demeyecek, devlethaneniz veya saadethaneniz diyecek.

Esnaf lokantasına gideceksiniz, masanızda boş yer var. Biri, oturmadan önce “Afiyet olsun efendim, izniniz varsa şuraya oturabilir miyim?” diyecek.

Cuma günü camiye gideceksiniz, namaz kılınırken, hutbe okunurken çıt çıkmayacak, bütün cep telefonları kapalı olacak, hutbe okunurken yanınızdaki cep telefonuna bakmayacak, mesaj atmayacak. Camide hiç kimse köpek oturuşu ile oturmayacak. Herkes takkeli olacak.

Ezan en fazla 75 desibel şiddetinde okunacak.

Usul erkan bilmez bed seslilere avaz avaz avaz ezan okutturulmayacak.

Altı kişi birlikte yemek yiyorsunuz, altısı da hayli acıkmış ama hiçbiri deliler gibi çılgınlar gibi yemeğe saldırmayacak, sanki hiç aç değillermiş gibi sakin sakin yiyecekler.

Tatlı, mesela baklava yiyeceksiniz, yapımı pek başarılı olmamış ama nimet olduğu için hiç kimse şikayet etmeyecek, eski baklavalar daha iyiydi diye homurdanmayacak.

Havaalanına gideceksiniz, VIP salonunda gurur ve kibir ile oturmayacaksınız, halkın arasında halkla beraber uçağa bineceksiniz.

Sokakta liseli gençler göreceksiniz, her biri küçük birer beyefendi.

Liseli kızlar göreceksiniz, her biri küçük birer hanımefendi.

Buluğa ermiş çocuklarına namaz kıldıran ana babalar göreceksiniz.

Kanaatli ve mütevazı zenginler göreceksiniz.

İmkanı olan her Müslümanın evinde baş köşede Hilye-i şerif levhası göreceksiniz.

Yer sofralarında tarhana çorbası, erişte, erik hoşafı yiyen varlıklılar göreceksiniz.

Sabah namazına bir camiye gideceksiniz, camiyi dolu bulacaksınız.

Kahkahalar duymayacaksınız, tebessümler göreceksiniz.

Sağ elinin verdiğini, sol eli bilmeyen ve görmeyen hayırseverler göreceksiniz.

Kemal derecesi yükseldikçe küçülen, en sonunda hiç olanlar, ölmeden önce ölenler göreceksiniz.

Göründüğü gibi olanlar, olduğu gibi görünenler göreceksiniz.

Namaz kıldıktan sonra, “Ya Rabbi Sana layık ibadet edemedim” diye ağlayıp istiğfar edenler göreceksiniz.

Ramazanda şehirde gündüzleyin oruç yendiğini görmeyeceksiniz.

Müslüman komşuların birbirinin meleği olduğunu göreceksiniz.

Mevlid kandilinde on milyonlarca Müslümanın sokaklarda ilahiler okuyarak ciddi ve vakur şekilde ihtifal yaptığını göreceksiniz.

Halifenin Cuma selamlığına çıktığını göreceksiniz.

Türkiye’nin ahlak, şeffaflık, temizlik, fazilet birincisi ülke olduğunu göreceksiniz.

Her yere bakacaksınız insanlık, iyilik, ahlak, güzellik, doğruluk, adalet, insaf, mürüvvet göreceksiniz.

20.02.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi