Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Milim fark yokmuş!

Milim fark yokmuş!

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu “terörle mücadele” konusundaki kararlılıkta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında “milim fark” olmadığını iddia ediyor!

Bazı çevrelerin sanki aralarında “görüş ayrılığı” varmış gibi bir algı oluşturmaya çalıştığını söylüyor!

Kendi beyanları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beyanlarının yan yana konulması halinde “kararlılık” bağlamında küçük bir nüans bile olmadığının görüleceğini ifade ediyor!

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sözlerini duyunca kendi kendimizden şüphelenmeye başladık!

“Onlar aynı şeyleri söylüyorlar da biz mi söylediklerini yanlış anlıyoruz” dedik! Sonra terörle mücadele bağlamında ettikleri lafları hatırlamaya çalıştık!

Bu bağlamda ilk olarak aklımıza terörle bağlantıları olan akademisyenlerin nasıl yargılanması gerektiği konusundaki görüş ayrılıkları geldi!

Malum bu konuda başbakan Ahmet Davutoğlu akademisyenlerin mutlaka “tutuksuz yargılanmaları” gerektiğini savunurken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suçluysa akademisyen diye kimse ayrıcalıklı muameleye tabi tutulamaz tutuklu yargılanmalılar” görüşünde ısrar etmiyor mu?

Şimdi ortaya konulan bu iki farklı görüşe bakıp nasıl, “Terörle mücadeledeki kararlılıkta aralarında milim fark yok” diyebiliriz?

Hadi bunu görmezden gelelim!

Ama çözüm süreci ile görüş ayrılıklarını ne yapacağız?

Başbakan Ahmet Davutoğlu 2013 şartlarına dönülmesi halinde çözüm sürecinin yeniden başlayabileceğine vurgu yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık görüşme de yok müzakere de yok” havasında konuşup, “Ya teslim olacaklar ya ölecekler” demiyor mu?

Görüldüğü üzere terörle mücadele konusunda her iki isim de farklı görüşler ileri sürüyorlar!

Bunu doğal karşılamak mümkün!                                              

Ama farklı görüşler ileri sürerken, “Görüşlerimiz arasında milim fark yok” gibisinden iddialı lafları doğal karşılamak mümkün olabilir mi?

Akademisyen Ahmet Davutoğlu üzerimizde ne kadar müspet tesir bırakmışsa siyasetçi Ahmet Davutoğlu da o kadar olumsuz etki bırakıyor!

Ve “Ne kadar yanılmışız” diye nefs muhasebesi yapmamıza yol açıyor!

“Keşke hep akademisyen olarak kalsaydı ve kendisini hep olumlu yönleri ile hatırlamaya devam etseydik” diyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi