Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Tamam, karışmasınlar ama!

Tamam, karışmasınlar ama!

Yabancıların özellikle de Avrupa Birliği ülkelerinin ve Amerikalıların “iç işlerimize” burunlarını sokmaları bizi de rahatsız ediyor. Onların yerli yersiz “iç işlerimize” müdahale etmelerini içimize sindiremiyoruz. Bu konuda onlara yapılan ikazlar hoşumuza gidiyor.
Tamam, onlar işimize karışmasın ama biz de bir takım işleri “doğru dürüst” yapsak ve onların ağızlarına “malzeme vermesek” daha güzel olmaz mı?
 
Mesela Yüksek Seçim Kurulu işi baştan sağlam tutsa ve sandık kurullarından görev alacak kişileri “doğru dürüst eğitmiş” olsa bugün ortaya çıkmış olan şikâyetler söz konusu olur muydu?
 
Ortada öylesine “vahim bir tablo” var ki açık söylemek gerekirse “savunmakta” zorluk çekiyoruz. Yasa mühürsüz zarfların “geçersiz sayılacağını” söylüyor!
 
Ama Yüksek Seçim Kurulu, “Vatandaşın verdiği oy benim elemanlarımın hatası yüzünden heba olmasın” gibi bir mantıkla yasanın bu hükmünü rafa kaldırıyor. Ve mühürsüz zarfları da “geçerli” kabul ediyor. Hadi bunu da kabul edeceğiz ama bir başka itiraz daha geliyor ve aynı şekilde yurt dışından gelen mühürsüz pusulalar “geçersiz” sayılıyor. İtirazlar üzerine onların da “geçerli” kabul edildiği söyleniyor. Garabetin büyüklüğünü görüyor musunuz? Yurt içinden gelen mühürsüz zarflar “geçerli” sayılırken aynı şekilde yurt dışından gelen mühürsüz zarflara “geçersiz” saymak izahı çok zor bir olay!
 
Bunu yurt dışından iç işlerimize burunlarını sokup duranlara anlatmamız daha doğrusu anlatabilmemiz o kadar güç ki!
 
Adamlar bir yasamıza bakıyor.
Bir de uygulamamıza bakıyor!
 
“Bu ne iş” demeden bu defa “yurt içi ile yurt dışı” farkı gözlerine çarpıyor. Başlıyorlar eleştirmeye! Bu eleştiriler karşısında, “Haddini bil haddini” diye yapılan açıklamalar hoşumuza gitmiyor değil ama “doğru dürüst” iş yapamamanın burukluğunu da yaşamıyor değiliz.
Önce işimizi “doğru dürüst” yapsak ve bu tür eleştirilere “mahal bırakmasak” daha güzel olmaz mı? Onlara, “Haddini bil haddini” diye seslenirken Yüksek Seçim Kurulu’na da, “İşini doğru dürüst yap” demenin tam zamanı değil mi?
İşimizi doğru dürüst yapsak sesimiz çok daha gür çıkar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi