Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Ne taahhüt ettik?

Ne taahhüt ettik?

ABD ile ilişkilerde önce kıyametler koparıp ciddi bir rest çekileceği havası estiren sonra da sanki hiçbir sıkıntı yaşanmamış gibi ilişkilerimizi normalleştirmek için mutabakata vardık diyen siyasi iktidar sözcüleri şu sözlerin ardına saklanıyorlar: ABD’ye bir şans daha verdik!

“Büyüklük bizde kalsın” havasında ve edasında söylenilen bu sözlerin gerçeği tam olarak yansıtıp yansıtmadığını bilemiyoruz.

Zira ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in yaptığı açıklama kafamızı bir hayli karıştırmış durumda.

Sözcü diyor ki:

“Taraflar son birkaç yıldır çok iyi bir şekilde çalışmadığını kabul etti.

Bu konuda Tillerson ve Erdoğan taahhütte bulundu.

NATO müttefiki ve ortak olarak DEAŞ’e karşı mücadelede ortak hedefler var.

Bu hedeflere ulaşmak için biz şimdi daha iyi bir şekilde çalışmaya başlayacağız.”

Birkaç satırlık küçük bir açıklama ama kafa karıştırmaya yetip de artıyor bile.

Öncellikle “ne taahhüt ettiğimizi” merak ediyoruz.

ABD Dışişleri sözcüsünün açıklamasına bakarsanız konu yine DEAŞ ile mücadeleye uzanıyor.

Türkiye’nin endişelerinden hiç söz edilmiyor.

Terör örgütü PKK’nın yurt dışı uzantıları YPG ve PYD ile ilişkiler konusunda kaygıları giderici tek satır yok.

DEAŞ’e karşı ortak mücadeleden söz ediliyor ama YPG ve PYD ile ya da SDG ile mücadele edilip edilmeyeceğine dair en ufacık bir vurgu yapılmıyor.

Bu cümlelere baktıktan sonra, “ABD’ye bir şans daha verdik” açıklamasının hiçbir değeri kalmıyor.

ABD Dışişleri sözcüsü görüşmelerin Afrin konusunu kapsayıp kapsamadığı konusundaki bir soruyu cevaplarken de dikkat çekici bir üslup kullanıyor.

Ve “Bunlar gizli diplomatik görüşmeler” diyor.

Sonra da “Bakan Tillerson, Amerikalılar ve diğerleri için en iyi sonuçlara gizli görüşmeler yoluyla ulaşabileceğini düşünüyor” diyerek ketum bir tavır sergiliyor.

DEAŞ ile mücadelede ortak mücadele öne çıkarken Afrin konusunda umutların gizli görüşmelere bağlanması manidar değil mi?

Evet, iktidar sözcüleri “ABD’ye tanınan bir şanstan” söz ederken ABD tarafının “karşılıklı taahhütlerden” söz etmesi kafamızı bir hayli karıştırıyor.

Sahi biz ne taahhüt ettik acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi