M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Gök gürültüsü gibi

Gök gürültüsü gibi

Gök gürültüsü gibi şiddetli bağırtılar, böğürtüler, uğultular, haykırışlar, homurtular duyuldu.  Semadan yere yağlı, kara, yapışkan, bulaşık, lüzuci, balgamî nesneler düştü. Ne oldu diye sordum. Meğerse civardaki kahvehanedeki seyirciler hep birden bağırmış.

***

Freni patlayan kamyon yedi arabayı biçmiş... Canavar trafik. Acaba, Singapur’da da böyle fren patlamaları oluyor mu? Yoksa, önceden tedbir alıp bu kabil faciaları önlüyorlar mı?

***

İdam ne kadar çağ dışı bir cezadır. Kuduz herif yedi yaşındaki çocuğu kaçırıp ırzına geçecek, sonra başını taşla ezerek vahşi şekilde öldürecek. Cesedini parçalara ayırıp çeşitli yerlere atacak. Bu canavar katili idam etmek medeniyete ve çağdaşlığa uyar mı hiç?

***

Nasreddin Hoca’ya, dünyanın mihveri (ekseni) neresidir diye sormuşlar. Eşeğini göstermiş, onun ayaklarının yere bastığı yerdir demiş. O herif, kendisini, Nasreddin Hoca’nın merkebi gibi, dünyanın mihveri sanıyor.

***

Elbette büyüklere hürmet ederim ama asla yağcılık, yalakalık, dalkavukluk, meddahlık yap(a)mam.

***

Nerde kalmıştık?.. Bir varmış, bir yokmuş...

***

Ucuz ve sahte Müslüman, gece geç vakitlere kadar dava edebiyatı yaptı. Fecre doğru uykusuzluktan bitkin düştü,  sabah namazını kılamadı. Arslan mücahit!.. Kuyruğunu tramvay kesmiş...

***

Ayaklı kütüphaneydi. Otodidaktti. Ali İhsan Yurt Hocaya Allah rahmet eylesin. Neşr ettiği faydalı kitaplar ona sadaka-i cariye olsun.

***

Akılsız ilahiyatçı kadın... Feminizm dinine uymayan mütevatir, mânen mütevatir, sahih hadisleri inkâr ediyor. Aklı olsaydı bu beyinsizliği yapar mıydı?

***

Keramâtı müridanından menkul zat bombardıman uçağı gibi uçuyor. O uçmuyor aslında, birileri onu uçuruyor. Hele bir düşmeyegörsün. Seyr eyleyin siz gümbürtüyü.

***

Fıkıh mezhepleri bid’atmiş, Asr-ı Saadet’te mezhep yokmuş... Böyle diyen akılsızlar ve mantıksızlar, Mushaf’ı da bid’at sayabilir. Asr-ı Saadet’te Mushaf var mıydı?

***

Resulullah Efendimiz, âhir zamanda yaşları küçük, akılları güdük bazı şerir gençlerin zuhur edeceğini, bunların Kur’an okuyacaklarını, Hayrülberiyyenin sözlerini nakl edeceklerini, lakin gergin yaydan fırlayan ok gibi dinden çıkacaklarını bildiriyor. Bu gençler kimlerdir? (Hadîs-i Hz. Ali rivayet etmiştir. Buharî, Ebû Dâvud.)

***

Mehdi’nin zuhur, İsa aleyhisselamın nüzul edeceğine bütün Ehl-i Sünnet büyükleri inanıyor. Mehdi’yi ve nüzul-i İsa’yı inkar ve reddedenler, Sünnî değildir.

***

Zahirde Müslüman görünse de o zat-ı nâ-muhteremin dini imanı paradır, egodur, makam ve mevkidir, yani o, gerçek Müslüman değildir.

***

En zararlı ideolojiler: Marksizm... Darvinizm... Feminizm... Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü... Siyonizm... Siyasî Vehhabilik... Laikçilik... Ve şu mâlum ve mâhud Dönme ideolojisi...

***

Kur’an, Sünnet, Şeriat yolundan çıkan, ters yollara giren helak olur.

***

Dünya hayatının bir sınav olduğunu, dünyanın fani ve aldatıcı olduğunu bilmeyen kimse, ayakta uyuyan bir gafildir. Öldüğünde uyanacaktır ama, çi faide, iş işten geçmiş olacaktır.

***

Yedi asır önceki Konya’ya gidebilsem, Mevlana Celalüddin Rûmî’yi ya namazkılarken, yahut vecd ve istiğrak içinde sema ederken göreceğimi biliyorum. Kaddesallahü sırrahülaziz. Onu belki, kuyumcular çarşısında, Salahaddin Zerkubî’nin dükkanı önünde, çekiçlerin darbelerinden heyecanlanıp kendinden geçmiş dönerken görürüm.  Örsteki altın dövüle dövüle toz olup bitmiş, kuyumcular çekiçlerini hâlâ vuruyor, o hâlâ dönüyor... Men bende-i Kur’anem eger can dârem...

***

Bir cahile:  Ah bir sussan!.. Sükût cahillere ne büyük ziynettir.

***

Bu fakir elbette çok akıllı bir kimse değilim. Lakin kendimi beğenecek kadar da salak ve geri zekalı değilimdir.

***

Sokağa atılmış yetim kedi yavrusunu almış, bakmış, doyurmuş, barındırmış. Kedinin Sahibinin ve Haliqinin afvine ve rahmetine nail olmuş.

***

Besmelenin sırlarını bilseydin, Besmele çekip dururdun.

***

Be’nin altındaki noktanın sırrını alimler ve arifler yaza yaza bitirememişler.

***

İçeri girmem için ısrar etmeyiniz, yağmur rahmettir, bırakın biraz ıslanayım.

***

Bravo!.. Genelevler imparatoriçesi Madam Matild Manokyan günlük gazete çıkartsaydı, bunlar kadar iğrenç ve rezil müstehcen yayın yapamazdı.

***

Ebu Cehil’in oğlu İkrime, Mekke’nin fethi günü idamlıklar listesindeydi. Yemen’e kaçmak için Kızıldeniz sahiline savuşmuştu. Karısı Resulullah Efendimize geldi, eşinin afvedilmesini sağladı, sonra İkrimeyi Medineye götürdü.  Onun şehre yaklaştığını öğrenen Efendimiz ashabına “Yanında babasının aleyhinde konuşmayınız, ne de olsa evladıdır” dedi. İşte Peygamber ahlakı, işte İslam...

***

Anadolu Ajansından bir haber: “KIRKLARELİ’nde Hızırbey Camii cemaatinin çok sevdiği “Ayşecik” adlı kedi bir kaç gün önce anne oldu. Müezzin Necmettin Ötün tarafından minberin altında 4 yavrusuyla bulunan Ayşecik’e İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş’ın izniyle camide bakılmaya başlandı. Cami içinde oyunlar oynayan sevimli yavrular herkesin ilgi odağı oldu. Her canlıya karşı saygılı ve merhametli olunması gerektiğini dile getiren Ötün, namaz kılarken yavru kedilerin cemaatin arasında gezinerek sevimli hareketler yaptıklarını anlattı. Bu durumdan herkesin mutlu olduğunu vurgulayan Ötün, şöyle konuştu: “Bir kez yavruları kutuyla dışarı çıkardık, Ayşecik geri getirdi. Peygamber Efendimizin de bir kedisi vardı ‘Müezza’ isminde. Biz de bu kedilere burada hürmet gösteriyor, merhametli oluyoruz, doyuruyoruz, içiriyoruz. Cemaatimiz de bu kedilere sahip çıkıyor. İlk defa böyle bir şey oldu hayretler içerisinde kaldık ama hoşumuza gidiyor. Namaz kılarken ayaklarımıza dolanıyor, secde yaparken gelip ellerimizi yalıyor, güzel bir duygu.”  (Böyle haberler insanın içini ısıtıyor. AA’ya, müftü efendiye, müezzin beye ve cami cemaatine teşekkür ediyorum.)

***

Hafta sonunda akşama doğru piknik alanı muazzam ve korkunç bir çöplük halindeydi. Eğlenenler, yiyip içenler her şeyi sağa sola atmışlardı. Orada Japonlar piknik yapmış olsaydı, dönmeden önce mıntıka temizliği yapar, her yeri pâk bırakırlardı.

***

Dikkat etmiyormuş gibi yan gözle baktım. Adam kırk elli yaşlarındaydı, biraz kiloluydu. Izgara mangalının ateşinin bir an önce yanması için var gücüyle üfürürken yanakları şişiyor, yüzü kızarıyor, mosmor oluyordu.  Kalbine ineceğinden korktum.  Çay demlemenin dışında pikniklerde ocağa, mangala ne lüzum var. Soğuk börekler, soğuk dolmalar, soğuk köfteler yetişmez mi?  Ah, o eski piknik kültürü...

***

Laik, Kemalist, çağdaş gazetelerde çok kullanılan kelimeler: Şok şok şok... Flas flaş flaş... Boşandılar... Evleniyorlar... Makyajsız yakalandı... Öpe öpe doyamadı... Bikini mayosuyla plajı salladı...  Kaçamak yaptı... El ele tutuştular... Vajina estetiği ameliyatı... Afrodizyak besinler... Ünlü ünlü ünlü... Bomba haber, hamile kaldı, çocuğun babası belli değil... Lüks evler... Lüks otomobiller... Lüks yemekler...

***

Doksan iki yaşındaki anne oğlunu öldürmüş. Normal olarak bazı hayırsız oğullar annelerini öldürüyor, buna ne olmuş? A güngörmüş kadın, bu yaşta katil olmaya değer mi?

***

İstanbullulara büyük müjde: Şehrin çevresindeki on binlerce inşa halindeki büyük bina bitip iskâna açılınca, mega şehir süper şenlenecek. Müjde müjde müjde...

***

Edirne-Halkalı treni devrildi. Otuza yakın ölü, bir hayli ağır yaralı var. Ölenlere rahmet, yaralılara âcil şifalar diliyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi