M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İyi ve Sağlıklı İdare

İyi ve Sağlıklı İdare

İyi ve sağlıklı bir idarenin ana değerleri nelerdir?

Birincisi: İdare sisteminin veya düzeninin hikmet (bilgelik) sahibi olmasıdır. Hikmetsiz hiçbir şey iyi yürümez. Hikmet nedir? Bu hamur çok su kaldırır. Herkes hikmet kavramını duysun ve araştırmaya başlasın.

İkincisi: Emanetlerin ehline verilmesidir. Emanetler nelerdir: Başkanlıklar... Makamlar... Mevkiler... Memuriyetler... Müdürlükler... İşler ve hizmetler... Emanetlerin ehline verilmediği bir düzen ve sistemde işler doğru dürüst yürümez, bir yığın aksaklık olur.

Üçüncüsü: Sadece akıl yetmez, aklın selîm olması gerekir. (Akl-ı selîm=sağduyu)

Dördüncüsü: Mantığın hâkim olması gerekir.

Beşincisi: Temizlik, şeffaflık.

Altıncısı: Fazilet. Faziletin hâkim olmadığı yerde işler düzelmez, düzgün olmaz.

Yedincisi: Hukukun üstünlüğü. Hangi hukuk? Âdil hukuk. Âdil solmayan hukukun üstünlüğü yeterli değildir.

Sekizincisi: Çağ seviyesinde genel kültür. Bu yoksa, elemanlar ehil olsalar bile mükemmel hizmet veremezler.

***

BİYOLOJİK PATLAMA

Biyolojik genel kural şudur: Belli bir mekânda, belli sayıda insan rahat huzurlu mutlu bir hayat sürebilir. Bir mekânda, insanların sayısı beş kat fazla ise orada huzur, âsâyiş, rahat, mutluluk olmaz. Ne olur? Bir sürü pislik, kötülük, suç olur, kaos ve anarşi olur. Sonunda büyük bir patlama olur. Biyolojik patlama... Nerede kalmıştık?.. İstanbul’un coğrafya ve topografyası ancak dört beş milyon kişiyi kaldırabilecekken şu anda 25 milyon nüfus birikimi olmuştur. Bu rakam yeni binalarla gün geçtikçe hızla artmaktadır. Patlamaya hazır olunuz. Deprem bir patlama mıdır? Tartışanlar tartışsın.

***

Allah’ın büyük nimeti ekmeğin, yemeklerin bir kısmını nankörce, vicdansızca, küstahça çöpe atan, ziyan ve israf eden bireyler ve toplumlar iflah olmaz. Tahkir ve israf ettikleri nimetler onları çarpar.

***

Gayr-i müslim topluklarla Müslüman toplumların yedikleri ve yiyecekleri tokatlar değişiktir.


 
***

Üniversite bitirmiş bir Müslüman ama faydalı kitaplarla, kurtarıcı bilgilerle, yükseltici kültürle hiç alakası yok. Mezuniyetinden bu yana on bir sene geçmiş, bizimki bir tek kültür ve düşünce kitabı okumamış. On bir senedir aynı yerde otlayan bu zat-ı muhterem nasıl bir adamdır?

***

Zamanımızın yaygın kötülüklerinden birisi; insanların kendilerini çok beğenmeleri, kendilerine tapmaları, kendilerine iman etmeleri, eksiklerini kabul etmemeleridir. Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz buyrulmuştur. İşte o irfan, nadir istisnalar dışında kalmadı gibi.

***

Peygamberimiz (Salât ve selam olsun ona) doğudaki Müslüman’ın ayağına diken batsa, batıdaki Müslüman onun acısını yüreğinde duyacaktır mealinde hikmetli bir söz etmiştir. Bu konuda bizim durumumuz nedir?

***

Halkı uyarmayan, aydınlatmayan, bilgilendirmeyen, insanlara doğru yolu göstermeyen âlimler, fakihler, ziyalılar büyük vebal ve sorumluluk altındadır. Vazifelerini yapmadıkları için ileride çok sıkıntılar çekebilirler.

***

İlaç fabrikalarının, tıp endüstrisinin emrinde ve hâkimiyeti altında olan bir tıp sistemi gerçek tıp değildir.

***

İnsanî gerçek tıpta hasta vardır. Hastalarına müşteri gözüyle bakan bir tıp sistemi yoldan çıkmıştır, hastadır.

***

Kimyevî ilaçlar, kaşığıyla iyi eder, sapıyla göz çıkartır.

***

Görgüsüzlük çeşitleri: Eviyle övünmek... Yazlığı ile övünmek... Mobilyaları ile övünmek... Giysileri ile övünmek... Yediği yemeklerle övünmek... Yazlığındaki havuzu ile övünmek... Konakladığı otelle övünmek... Kendini övüp durmak... Övgü bey... Övgü hanım...

***

Tam doğum tarihini bilmiyorum. Bin sekiz yüzlü yılların sonlarında olmalı. Bir ilim, irfan, hikmet abidesi olmasına rağmen insanların en mütevazı olanı oydu. İyi ki, onun gibi insanlar görmüşüm, tanımışım.

***

İnzivaya çekilmiş sahib-i zaman o mübarek, salih ve muhterem zatın ismini adresini lütfen sormayınız. O ziyaretçi kabul etmez. Zaten yeri müsait değildir. Gelenlere ikram edecek bir şeyi de yoktur. Ehl-i duadır. Onu huzursuz etmekten uzak durunuz.


 
***

Kaç sene oluyor, telefonla defalarca aramış, ille ziyaretinize gelmek istiyorum, çok önemli şeyler konuşacağım demişti. Geldiğinde ilk sorusu, oturduğunuz ev sizin mi? Daire mi sizin, binanın tamamı mı? Üst katta daire  mi var çatı mı?.. Kaça almıştınız, şimdi satsanız kaç lira eder gibi önemli sorular yöneltmişti.

***

O gencin adam olmak için içi yanıyor. Milletvekilliği yaşının on sekize düşürülmesinden sonra içindeki yangın daha da genişleyip büyüdü. O genç hayatta birçok şey olabilir ama adam olması mümkün değildir demeyeyim, pek ama pek zordur. O kadar iradesiz biridir ki, Osmanlıca öğrenecek iradeye, azme, gayrete sahip değildir. İleride yaman bir arivist ve sahte mücahit, büyük bir belâ olabilir.

***

Spor ve futbol haberleri, dedikoduları gazetelerin birinci sayfalarında değil, sadece spor sayfalarında verilmelidir.

***

Hukukun ve yargının içi boşaltılınca büyük genel yıkımlara hazır olunuz.

***

Deprem bölgesinde çürük bina yapmak, yaptırmak, böyle binalara ruhsat vermek bir tür katilliktir.

***

1999’daki büyük depremden sonra hemen harekete geçilmiş ve çürük binalar yıkılarak, yerlerine sağlam binalar yapılmış olsaydı ne iyi olurdu ama bu yapılmadı.

***

Günümüzde bir Peyami Safa, bir Cemil Meriç, bir Ali Fuad Başgil, bir Nurettin Topçu, bir Necip Fazıl, bir Mahir İz, bir Ömer Nasuhi Bilmen ve benzerleri var mı?

***

Bu memleket, bu devlet, bu millet satılık veya kiralık kalemlerden ve vicdanlardan çok çekti ve çekmeye devam ediyor.

***

Kış yaklaşıyor... Soğuk mevsimde doğalgaz o kadar ısıtacak ki, bütçeleri yakıp kavuracak. Bunu düşünen var mıdır? Doğalgaz... Dolar... Kriz...

***

Millî kimliği ve kültürü din üzerine kurulu olan bir ülkede din zayıflayınca her şey bozulur.

***

Terazinin bir kefesine o âlim, fazıl, âbid, faziletli, kâmil, mükemmil, salih, zâhid zatı koysalar; öbür kefesine bir milyon sıradan ehl-i zaman koysalar, birinci kefe ağır basar.

***

Zavallı adam bir gün karısına kızmış, yeter artık diye bağırmış. Kadın mahkemeye gitmiş, kocam bana şiddet yapıyor demiş, adamın hayatı kaymış.

***

Kemalist eğitim sistemi yeni bir tedrisat yılına hazırlanıyor. Bugünkü Türkiye öğretmenlerin, okulların, millî olmayan eğitim sisteminin eseridir.

***

Cuma namazından sonra camiin kapısında camiye yardım diye bağırılarak para toplanıyordu.  Bendeniz vermedim.

***

MÜJDE: Mü’min, salih, iyi insanlar bu dünyada bazı sıkıntılar çekseler de, ahirette inşaallah mutlu ve bahtiyar olacaklardır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi