Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Globalleşirken ulus devleti korumayı da başarmışız

Globalleşirken ulus devleti korumayı da başarmışız

Yeni dünyadaki sosyo-politik eğilimlerin neler olacağını tartışanlar, genellikle "Globalleşme"nin sona ermek üzere olduğunu seslendiriyorlar.
Onlara göre "Ulus Devlet" yeniden yükselen değer olmak üzereymiş...

Savaşma seviş 
20'nci yüzyılın ortalarında özellikle ABD'nin Vietnam Savaşı'nı protesto için seslendirilen "Savaşma seviş" şeklindeki sloganlar ve pankartlar, bu yüzyılda bir anlam taşımıyor.
Hatta geçenlerdeki bir televizyon açık oturumunda bir konuşmacı bu sloganla "Temel ben evliyim, ikisini de yaparım diyormuş" diyerek alay da etti.

Türküm doğruyum 
Şiir okumanın nazım, konuşmanın nesir olduğunu yeni öğrenen Molier'in Kibarlık Budalası "Meğer ben hep nesir söylüyormuşum" diyerek şaşırır ya...
Bizler de meğer globalleşirken ulus devleti de korumuşuz diyerek şaşkınlığımızı ifade etmek durumundayız. Gerçekten yeni Türkiye'de her şeyden birer parça var...
"Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan öğrenci andı bile, arşivden çıkartıldı ve ulus devletin söylemleri arasına yeniden girdi.

Her yerde varlar
Bütün bu arayışların ve değerlendirmelerin arasında ABD'yi ve bu ülkenin başkanı Trump'ı nereye oturtmak gerekiyor?

Çünkü globalleşmeyi kesin şekilde reddetmesine ve merkantilizme dönüş yapmak için her çeşit anlaşmayı yok saymasına rağmen, bu Trump'ın ulus devletinin dünyanın her köşesinde askerleri ve uydu adamları var. Bizim FETÖ'nün altını kazıdığınızda bile, 1950'lerde dünyada "Komünizmle mücadele"yi, örgütleyen CIA ile karşılaşmıyor musunuz?

Nükleer savaş mı?
Kısacası "Globalleşme mi yoksa ulus devlet mi" içerikli tartışmalar, ABD söz konusu olduğunda anlamsız kalıyorlar.
Çünkü Amerika'da her şeyden biraz biraz var... Ve son olarak Trump 1987'de Rusya ile imzalanan "Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması"ndan ülkesinin çekileceğini açıkladığına göre, bu ülkenin gündeminde bir nükleer savaş ihtimali bile var.

Kaşıkçı ve Brunson 
Yani bahtsız Kaşıkçı'nın ölüm emrini kim verdi diye araştırmak pek anlamlı değil. Çünkü Trump bu sorunun sorulmasını neredeyse yasaklamak üzere... Kaşıkçı bir Suudi gazeteci değil de Brunson gibi Evangelist bir papaz olsaydı, kaderi de farklı olurdu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi