M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hergeleler Çapulcular Sülükler

Hergeleler Çapulcular Sülükler

Cemaat’in içine birtakım hergeleler ve çapulcular sızmıştı. Bir koyup on vuruyorlardı. Sonunda ne oldu? Olanlar oldu. Kendilerini de batırdılar, ülkeyi de.

Hergeleler, çapulcular, parazitler, yiyiciler, dini imanı para olanlar, sülükler sızarlar ve her şeyi dejenere ve berbat ederler.

Nerelere sızarlar? Güç, para, avanta olan her yere.

Medenî ülkelerde bu sızmalar az olur. Çünkü onların tedbirleri vardır. Hispanik ülkelerde, Akdeniz Latin Bizans kültürlü ortamlarda, üçüncü dünyada haşarat çok olur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaki en büyük bela bunlardır.

İktidar solcu ise hergeleler çapulcular solcu kesilir, sağcı ise sağcı. Aslında onlar ne sağcıdır ne solcu, eyyamcıdır eyyamcı.

Müslüman gibi görmelerine sakın aldanmayınız. Onların dini imanı paradır.

Vaktiyle biri, Osmanlı Bankası ne kadar Osmanlı ise ben o kadar Osmanlıyım demişti. Bunların İslamcılığı, sağcılığı böyledir.

Bu adamlar islamî hareketi, siyasal İslam’ı mıncıklayıp kirletmiştir.

Adnan Menderes’in felaketine büyük ölçüde onlar sebep olmuştur.

Zavallı feci şekilde idam edilirken, o vefasız haşarattan bir tanesi bile yüksek sesle feryat etmemişti.

15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı onlar darbecilere yanaşıp vurgunlarına devam edeceklerdi.

Onlara inanılmaz, onlara güvenilmez. Onlarla yatan büyük zarar ve ziyanlarla kalkar.  

Onları, açık ve gizli haram ve kara servetlerinden anlayabilirsiniz.

Çekirgeler ekinleri yok eder, yiyici münafık hergeleler ve çapulcular devleti, ülkeyi, halkı yiyip bitirir.

Onların alkışları, övgüleri kimseyi aldatmasın. Rüzgâr tersine döndüğü zaman hiçbiri ortada görünmez.

Tarihî bir fıkra: Fransızların Güneş Kralı 14’üncü Louis ölüm döşeğindedir. Kapının önünde yüzlerce nedim, courtisan bekleşiyor... Birden kapı açılır ve biri Kral öldü bağırır. Anında korkunç bir gürültü ve koşuşma olur. O vefasız güruh veliahdın dairesine koşmuştur.

İktidarı, re’s-i kârda olanları uyarıyorum: Hergeleleri, çapulcuları, dini imanı para olanları, vurguncuları etraflarından uzaklaştırsınlar. Onlara dayananların, onlara güvenenlerin akıbeti iyi olmaz. Bana inanmıyorlarsa tarihe baksınlar.

***

Ülkenin en büyük ve güçlü gazetelerine, tv kanallarına, dergilerine Müslümanlar sahip olmazsa, onlar esaret ve zilletten kurtulamaz.

***

Büyük Müslüman gazetenin günlük bayi satışı (abone, taşıma su tirajı değil) bir milyon olmalı.

Büyük Müslüman televizyonunu her gün beş milyon vatandaş takip etmeli.   

Müslüman aylık derginin tirajı bir milyon olmalı.

***

Bu dediklerim Ümmet teşkilatı ile olur.

***

Müslümanların İmam’ı olan zat, emr ve tavsiye edecek, şu gazete okunsun...

***

SORU: İç barış ve toplumsal uzlaşı kuvvetleniyor mu, yoksa kamplaşma, kutuplaşma, çekişme, tepişme, çözülme mi var?

***

Anlayamıyorum, o kadın elbette kesinlikle fahişe değil ama niçin fahişe kıyafetiyle geziyor. Bunun sırrı nedir?

***

Franco’nun cesedi anıt-kabrinden çıkartıldı...

***

Gemiye uçağa zarar verecek deli dana çılgın agresif muhalefet yapanlara: Bu yaptığınız vatanseverliğe sığar mı?

***

Avrupa’nın en güçlü, istikrarlı iki devleti, İsviçre ve Norveç Avrupa Birliğine üye değil. İngiltere Birlikten ayrılmak için çırpınıyor. Bizdeki birileri, istenmediğimizi ve alınmayacağımızı bildikleri halde ille de AB’ye gireceğiz diye diretiyor.

***

Sadece turist sayısı bir şey ifade etmez. Ülkemize zengin, kaliteli turist çekmeliyiz. Beş milyon zengin turist, elli milyon züğürt turistten daha fazla para bırakır. Kelle sayısı hesaplarını bırakalım, paralı zengin ve kibar turist çekmeye bakalım.

***

Vicdanlardan Allah korkusu kalkarsa işte böyle olur. Ne mi olmuş? Manzaraya bakın.

***

Her gün en az bir kere tekrar edelim: Türkçe elden giderse Türkiye de elden çıkar. (Türkçeden kastım zengin edebî lisandır. Üç yüz kelimelik çarşı pazar iletişim dili değil.)

***

Üniversite mezunu ama mektubunda geleceğim yerine gelicem yazmış. Buna kim lise diploması vermiş.

***

Bundan yüz yirmi beş sene önce, kibar ve görgülü insanlar, büyüklerinden gelen bir mektuba “(....)  tarihli lütufnâme-i âlileri vasıl-ı dest-i âcizanem oldu” cümlesiyle başlarlardı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi