M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müctehid Taslaklarına, Sahte Müftülere Dikkat!..

Müctehid Taslaklarına, Sahte Müftülere Dikkat!..

İctihada yeltenen, müctehidlik taslayan birtakım adamlar var ki, bırakın mutlak müctehidlik, tabakat-i fukahanın en alt derecesi olan müftülük seviyesinde bile değildirler. Evliyaullah’tan bir zat böyleleri için “Bunlar müftü değil, muhtidirler” (Hatâ yapanlar) buyurmuştur.

Bu gibi haddini bilmez kişilere dinî sorular yöneltmek, onlardan fetva istemek kesinlikle caiz değildir. Onların fetvaları geçersizdir, verdikleri ruhsatlar yanıltıcıdır. Çünkü onlar ilimle ve icazetle değil, hevalarından ve re’yleriyle fetva verir.

Yakın tarihte ülkemizde çok değerli, icazetli, ehliyetli müftüler vardı. Bunlardan ikisinin isimlerini rahmetle zikr ediyorum: İstanbul müftüsü ve bilahare Diyanet İşleri Başkanı olan Ömer Nasuhi Bilmen ile Ahmed Davudoğlu hocaefendiler... Davudoğlu hoca, dinî ve şer’î bir gerçeği dile getirdiği için ağır ceza mahkemesinde yargılanmış ve hapse atılmış, çok çileler çekmiştir.

Birtakım mürekkeb cahillerin, fâcir ve fâsıkların, mezhepsizlerin, bozuk mezheplilerin, haddini bilmezlerin fetvalarını kabul edenler, ekinlerini ateşe vermiş olurlar, sapıtırlar. Bazen bu sapıklık onları dinden çıkartır, küfür ateşine düşürür.

Kur’ân ayetlerini tefsir etmek, hadîsleri yorumlamak, kaynaklardan din hükmü çıkartmak çocuk oyuncağı değildir.

Tedavi ve ameliyat olmamız gerektiğinde nasıl mesleğinde ve uzmanlığında kuvvetli doktorlar ve cerrahlar arıyorsak, dinî sorularımızı da gerçek, icazetli, râsih, ehliyetli, takvalı ulemaya sormamız gerekir.

Gözü ağrıyan kişi, göz uzmanına gitmeyip de nalbanta gider, onun beygirler için kullandığı merhemi kullanır ve kör olursa, suç kendisine aittir.

Merhum Ahmed Davudoğlu hocaefendi hazretleri “Din Tahripçileri” adlı kitabında Müslümanları reformcu, yenilikçi, ehliyetsiz, değişimci sahte hocaların şerleri konusunda uyarmıştır.

Birtakım reformcular neler istiyor ve yapıyor?

1. Mezheplerin aleyhinde bulunuyor, mezhepsizlik propagandası yapıyor.

2. Sünnetin aleyhinde bulunuyor, sahih hadîsleri inkar ediyor.

3. Fıkhı kaldırmak istiyor.

4. Şeriatsız bir İslâm türetmek istiyor.

5. Kimisi telfik-i mezâhib yapılsın (Mezheplerin hükümleri ve kolaylıkları karışık olarak uygulansın) diyor.

6. Bazıları Peygamberimizi inkâr ve tekzib eden kafirler ehl-i necat ve ehl-i cennettir diyor.

7. Ehl-i Sünneti herhangi bir fırka ve hizip gibi görüp gösteriyor.

8. Kur’ân-ı Kerim’i kendi hevalarına göre tefsir ediyor.

9. Kafirlerin isteği üzere ehlî/evcil ılımlı, light bir İslâm türetmek istiyor.

10. Bazıları Kitab, Sünnet ve icmâ-i ümmet ile sâbit kesin bir farz olan tesettürü inkâr ediyor.

11. Yalancı, aldatan, takiyyeci, farmason, aktivist, bulaşık, maceraperest Efganî’yi Müslümanları kurtaracak büyük önder ve rehber olarak tanıtıyor.

Sevgili Müslümanlar!.. Kur’ân’ın heva ve re’y ile tefsir edilmesi, Sünnet hâdislerin inkârı, ehliyetsizlerin ictihad yapması, İslâm dininde reform yapılması gerektiği iddiası, bozuk fetva ve ruhsatlarla milyonlarca Müslümanın Kitab ve Sünnetten saptırılması gerçekten büyük bir felakettir.

İmanını korumak istiyorsan bozuk ve ehliyetsiz müctehidlere kulak asma,

Onların fetva ve ruhsatlarını kabul etme,

Dinde reform fikrine karşı çık,

Ehliyetsizin yazdıkları tefsirleri okuma,

Sünnete ve hadîslere yapılan saldırıları, doğrudan doğruya İslâm’a yapılmış bil,

Azılı ve harbî İslâm düşmanı Siyonist ve Evangelistleri dost ve velî edinenlerden uzak dur,

Fıkha ve ahkam-ı Şeriata sımsıkı bağlı ol...

Birtakım bozuk mezhepler Kitabullah’taki ve hadîslerdeki müteşebihatı, lügavî manalarına alarak tecsim vartasına düşmektedir. Bunları dinleme.

İşkembe-i kübradan verilmiş uyduruk ictihadları sakın ciddiye alma.

Onları verenler, müctehid değil, mütecehhittir (Müctehid taslağıdır).

Fitne zamanında, fetret devrinde, sözün ayağa düştüğü hemgamda yapılacak şeyler şunlardır:

İtikadda Ehlisünnet imamlarına, ulemasına tabi olmak.

Fıkıhta yine Ehlisünnet ulemasına tabi olmak.

Gerçek müftü olmayanlara dinî soru sormamak, onlardan fetva istememek.

Sadece gerçek icazetli müfessirlerin yazdıkları meal, tercüme ve tefsirleri okumak.

Mezhepsizlerden uzak durmak. Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür. İslâm dinini ve şeriatini tehdit eden en tehlikeli bid’at mezhepsizliktir.

Telfik-i mezahibi kabul etmemek. Çünkü bu, dinimizi ve fıkhımızı oyuncak etmek demektir.

Dinî konularda “Benim görüşüm, benim düşüncem şöyledir, böyledir...” gibi saygısızca, haddini bilmezce, edeb dışı laflar etmemek.

Sevgili Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) mucize olarak haber verdiği üzere Ümmet’in yetmiş üç fırkaya ayrılmış olduğunu ve bunlardan ancak birinin “Fırka-i Nâciye” (Kurtulan kısım) olduğu gerçeğini hatırdan çıkartmamak.

Bazı bid’atlerin insanı küfre götüreceğini bilmek ve bundan çok korkmak ve çekinmek.

İlmi, ehliyeti, icazeti olmadığı halde Kur’ân-ı Kerim’i hevası ve re’yi ile tefsir etmenin kişiyi küfre düşürebileceğini bilmek.

Mukallid Müslümanların dinlerini doğrudan doğruya meallerden ve hadis tercümelerinden değil, muteber ve güvenilir ilmihallerden öğrenmesinin en doğru ve sağlam metod olduğunu bilmek.

Cenab-ı Hakk’ın, dinî konularda ayaklarımızın kaymaması için bize yardımcı olmasına dua edelim.

Ehl-i Sünneti Koruyalım

Reformculara, bid’atçilere, müctehid taslaklarına, Kur’ân’ı hevalarıyla yorumlamaya kalkanlara, uyduruk fetvalar verenlere, Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışanlara karşı olduğum için, böylelerinin foyalarını meydana çıkardığım için nasıl köpürdüklerini ve saldırdıklarını görüyorsunuz.

İyi niyetli Müslümanların uyarılmaları, bilgilendirilmeleri farzdır.

Kötülüklerle, bid’atlerle mücadele gereklidir.

Dinimizin safiyetini korumak birinci vazifemizdir.

Dinin safiyeti ve devamlılığı cumhur-i ulemaya tâbi olmakla korunur.

Cumhur-i ulemayı bırakıp da İbn Teymiye’yi imam tanımak doğru değildir.

Cumhur-i ulemayı bırakıp da Efganî’yi önder ve rehber olarak kabul etmek çok yanlıştır.

Fıkıhsız, Şeriatsız İslâm olmaz. Fıkhı, Şeriatı, hak mezhepleri yıkmak isteyenler bunlarsız bir İslâm türetmeye kalkanlar ya çok gafil, ya çok hain kimselerdir.

Her Müslümana, Kur’ân’dan ve Sünnet’ten çıkartılmış hükümleri bilmek ve dini hayata uygulayabilmek için fıkıh ve mezhep lazımdır.

Bendenize âdi ve seviyesiz küfürler savuruyorlar. Ben sokak serserisi değilim ki, bunlara misilleriyle cevap vereyim, onların seviyesine düşeyim.

Ehl-i Sünneti savunmaya devam... Bid’atçilerle, dâl ve mudil olanlarla mücadeleye devam...

Yeni bir İslâm türetilmesine kesinlikle karşıyız.

Siyonistlerin, Haçlıların, Evangelistlerin, Sabataycıların, mülhidlerin, sapıkların istediği; ılımlı, light, sulandırılmış, beşerî bir ideoloji ve hümanizma haline getirilmiş bir İslâm’ı halkımıza empoze etmelerine izin vermeyeceğiz.

Bu dini bize Allah emanet etmiştir. Bu dini bize Peygamber, Ashabı ve her asırdaki Peygamber vârisleri, vekilleri, halifeleri olan gerçek alimler ve mürşidler öğretmiştir. Onları devre dışı bırakıp da ibadetsiz, namazsız, takvasız, dengesiz maceraperestlerin peşine düşmeyiz.

Fukahanın, ulemanın, Ehl-i Sünnet büyüklerinin yolundan gitmeye devam... Bu yol bizi selamete, necata, ebedî saadete götürür.

Saptırıcılarla en güzel metod ve üslupla hiç ara vermeden mücadele edelim.

İtikatta, ibadetlerde, fıkıhta, muamelatta, ahkam-ı sultaniyede, ahlâkta ve diğer her konuda Ehl-i Sünnet Ehl-i Sünnet...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi