Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Trump’ın ektiği gerginlik tohumları sonunda kendisini vurdu

Trump’ın ektiği gerginlik tohumları sonunda kendisini vurdu

ABD Başkanı Trump'ın Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'le Helsinki'de yaptığı görüşme, dünyanın tekrar soğuk savaş yıllarına dönmesini bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Trump ile Putin'in karşılıklı anlayış ortamı içinde geçen görüşmeleri, Amerika ile Rusya'nın bir sıcak savaş ortamından çok uzakta olduklarını gösterdi.

Hain mi?
Ancak Amerikan iç siyasetinde Trump'ın pompaladığı gerginlik ortamı sonunda kendisini vurdu... Şimdi gerek sosyal medyada gerekse siyaset platformunda Trump, ABD'ye ihanet etmekle ve Putin'in kuklası olmakla suçlanıyor. Karikatürlerde Putin Trump'ı boynuna taktığı bir iple köpek gibi gezdirirken bile gösteriliyor.

Ders alalım 
Bu tablodan alınacak dersler elbette vardır... İç siyasetin çalkantılarına dış politikanızı kurban ettiğiniz zaman, barış ve uzlaşma hayal kadar uzaklarda dolaşırlar. Trump'ın yaptığı gibi rakiplerinizi sürekli aşağılarsanız ve kendinizden önceki yönetimlerin ülkeye ihanet ettiklerini söylerseniz en başarılı olduğunuz zamanda da, onlar da sizi yerden yere vururlar.

Bilge siyasetçiler 
Süper devlet ABD'nin şu andaki en büyük eksiği, siyasi ortama bilinçleri ve bilgileri ile yön verecek Kennedy çapındaki siyasetçilerden yoksun olmasıdır. Ya da gerginlikleri nükteleri ile dağıtan Reagan türü siyasetçiler de şu anda siyaset sahnesinde pek yoktur. Sonunda Amerika'nın müttefiklerini içeren NATO ve Avrupa Birliği gibi oluşumlara düşman muamelesi yapan ve dünya ticaretini bir savaş alanına döndüren Trump, Rusya'nın lideri Putin'le barışçı diyalog kurduğu için hainlikle suçlanıyor.

Bir anekdot 
Barış soluk isteyen ve iç siyasetin dalgalanmalarına bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Böyle durumlarda hep Andre Maurois'ın "Marshal Lyautey" kitabındaki bir anekdotu hatırlarım. Mareşal Lyautey (1854- 1934) Fransa sömürge imparatorluğuyken, ün yapmış bir askerdi.
- Mareşal Lyautey bir gün bahçıvanını çağırıp, bir ağacı bahçeye dikmesini ister. Bahçıvan Mareşal'in bu isteğine itiraz eder. Ağacın çok geç büyüyeceğini ve bir ağacın ergenlik çağına gelmesi için 100 yıl geçmesi gerektiğini söyler. Bahçıvanın bu sözleri üzerine Mareşal "Bu durumda ağacı hemen dikmelisin, demek ki kaybedecek vaktimiz yok" der.

Farklı davransaydı...
Barışa da böyle bakmayı beceren siyasetçilere yol açmalıyız... Trump bugüne kadar Mareşal Lyautey gibi davranabilseydi, şimdi Putin'le barışçı diyalog kurduğu için, kendi kamuoyundan övgüler alırdı.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi